İhtiyati haczin icra takip işlemi olmadığı hususunun, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16.02.2000 gün ve 2000/12-49 Esas 2000/94 Karar sayılı ilâmında açıkça ifade edildiği, bu nedenle ihtiyati tedbir kararında açıkça tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararının, ihtiyati haczin infazını engellemeyeceği-
HMK 341. maddede istinaf yoluna başvurulabilen kararlar olarak açıkça ve sınırlı olarak yazılı olan "nihai karar " lardan, "ihtiyati tedbir , ihtiyati haciz taleplerinin reddi", "bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlardan/ara kararlar"dan veya "İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlar" dan olmadığı anlaşıldığından istinaf kanun yoluna tabi olmadığı-
İhtiyati tedbir kararlarının hacze iştirak edemeyeceği-
8. HD. 30.03.2017 T. E: 1246, K: 4767-
Asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunması ve icra takibi sonuna kadar haklarında birlikte takip yapılması gerektiğinden asıl borçlu hakkında verilen iflas erteleme kararının, ipotek veren üçüncü kişi yönünden de sonuç doğuracağı- İcra takibinin sadece ipotek veren aleyhinde devam edilerek ipotek konusu taşınmazın satışının gerçekleştirilemeyeceği- İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerde ipotek veren üçüncü kişi ise asıl borçlu ile üçüncü kişi arasında İİK'nın 149 ve 149/b maddesi hükümleri gereğince şekli bakımdan zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu-
Yediemin ücretinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin ihtiyati haciz talep edilmediği gibi ihtiyati tedbire itiraz da söz konusu olmadığından, mahkemece talep konusunda yanılgılı değerlendirme yapılarak ihtiyati haciz talebi veya ihtiyati tedbire itiraz varmış gibi karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacısı Türk, davalısı yabancı olan olumsuz tesbit davalarına bakacak mahkemenin yetkisinin Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanuna göre belirleneceği–
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, mahkemenin ‘alacağın varlığı hakkında kanaat edilmiş olması’nın yeterli olduğu, bu konuda kesin ispat aranmayacağı, ancak ‘hangi delillere dayanılarak, ne sebeple ihtiyati haciz kararı verildiği’nin, kararının gerekçesinde açıklanmış olması gerekeceği–
Dava sonuçlanıp derecaattan geçerek kesin hüküm halini aldığına, kararın açıklayıcı nitelik taşımasına Medeni Kanununun 705. maddesi hükmü gereğince taşınmazın mülkiyetinin tescilden önce davacı tarafa geçeceğine göre bahis konusu bankada bloke tutulan paranın serbest bırakılması için gerekli muktezanın yerel mahkemece tayininin icabettiği-
Tüm  dosya  kapsamında  bulunan delil ve  belgeler  birlikte  değerlendirildiğinde ihtiyati haciz şartları oluştuğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin  kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına,  davanın TBK 19. maddesinden kaynaklı tasarrufun iptali davası olduğu da gözetilerek, dava konusu taşınmazın borçlu M. tarafından diğer davalı M.'ye satılan 1/4 hissesi üzerine, mahkemesince ilerde arttırılıp eksiltmek üzere dava değeri üzerinden belirlenecek teminat ile  ihtiyati haciz konulmasına karar  verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.