Davacı kamu kurumunun uğradığı zararın tazminine ilişkin davada davalının, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını iddia ettiği, mahkemenin, olay gününden itibaren bir yıllık süre içinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, bir yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı on yılla sınırlı olarak, davacı kurumun dava açmaya yetkili makamının zararı ve failini öğrendiği tarihten başlayacağı, mahkemece bu yön göz önüne alınmadan, yazılı gerekçe ile karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
4721 sayılı Medeni Kanunun 3. maddesi hükmünce durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyi niyet iddiasında bulunamayacağı, 1479 sayılı Kanunun 79. maddesi gereğince isteğe bağlı sigortalılık, sigortalılık tescil talebinin Kuruma intikal ettiği tarih itibariyle başlatılmakta olup, sahte kayda dayalı olarak yapılan zorunlu sigortalılık prim ödemelerinin, bu kaydın iptali karşısında geçmişe yönelik isteğe bağlı sigortalılık olanağı sağlamayacağı-
İlk sözleşmeden sonra taraflar bir araya gelerek yeniden bir kira sözleşmesi yapmışlar ise on yıllık sürenin bu sözleşmenin bitim tarihinden sonra hesaplanması gerekeceği, belirtilen sözleşmelere göre, TBK’nın 347. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinde öngörülen hükmün uygulanabilmesi için 01.12.2005 tarihli kira sözleşmesinin bitim tarihi olan 01.12.2006 tarihinden itibaren sözleşmenin kendiliğinden yıldan yıla yenilenerek uzaması, bu şekildeki yenilemenin on yıllık uzama süresine ulaşması gerekeceği, en son düzenlenen 01.12.2005 tarihli kira sözleşmesine göre on yıllık uzama süresinin dolmadığı, bu durumda kiraya veren yönünden TBK’nın 347. maddesinde belirtilen bildirim yoluyla kira sözleşmesinin sona ermesi şartlarının oluşmadığı-
22. HD. 04.10.2018 T. E: 2017/30349, K: 21096-
Dava dayanağı takip dosyasında 20.02.2020 tarihinde yapılan hacizde adresin borçluya ait olup olmadığı anlaşılamadığından haciz yapılamamış olmasına, İİK'nun 105.maddesinde belirtildiği şekilde davalı borçlu M. C.' nin tespit edilen adreslerinde yapılmış bir haciz bulunmamasına, İİK'nun 143.maddesinde belirtilen aciz belgesinin de sunulmamış olmasına göre "davanın kabülüne" ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu-
El ve işbirliği içinde hareket eden bir kısım davalılarca taşınmazların teminat mukabili temliki karşısında yurt dışından getirilecek ziynet eşyalarının satılarak birlikte kar elde edecekleri telkiniyle davacıları tapu idaresine götürmek suretiyle hileye düşürdükleri, çekişme konusu taşınmazların A.'e bedelsiz temlikinin sağlandığı, davacıların satış iradesinin bulunmadığı, hilenin öğrenilme tarihinden itibaren davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı, son kayıt maliki Ö.'in ise satış bedelini ödeme şekli ve diğer davalılar ile olan ilişkisi dikkate alındığında Türk Medeni Kanununun 1023.maddesi anlamında iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği-
Trafik siciline kayıtlı araçların satışı noterlerce yapıldığından ve satış işlemleri sırasında trafik sicilinde herhangi bir şerh olup olmadığı araştırılmadığından, trafik sicillerinin tapu sicilleri gibi aleniyet prensibine tabi sicillerden olmadığı–
Menfi tespit davası- El birliği ile mülkiyet halinde mirasçıların tümü ya da mahkemece tayin edilecek mümessil vasıtası ile terekenin temsil edilmesi gerektiği-
İptâl davalarında, borçlu ile işlemde bulunan davalı -üçüncü kişilerin, "dava konusu taşınırları/taşınmazları satın alabilecek mali güce sahip olup olmadıkları"nın mahkemece araştırılması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.