Basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde HMK’nun 320/1. maddesi uyarınca mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verilebilmekte ise de; vesayet kararı, kişilerin özgürlükleri bakımından ağır sonuçlar doğuran, kişi için yeni bir hukuki statü meydana getiren hukuki bir işlem olduğundan vesayetin kaldırılması istemlerinde duruşma açmadan evrak üzerinden karar verilemeyeceği-
Davalı vekilinin delil listesinde şirket defter ve kayıtlarına da dayanması karşısında, her iki tarafın ticarî defterleri, faturalar ve ödeme belgeleri üzerinde takip ve denetime elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Önalım hakkı nedeniyle tapu iptal ve tescil istemi-
Islahın konusunu, tarafların yaptıkları usul işlemleri oluşturduğu- Taraflardan birinin, ıslah yoluna başvurabilmesi için daha önce yapmış olduğu bir usul işleminin bulunması gerektiği- Davaya cevap veren ve zamanaşımı savunmasında bulunmayan dava tarafının bu savunmasını ıslah suretiyle sonradan ileri sürebileceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen koca tarafından çocuğun annesi aleyhine açılan soybağının reddine-
Davalı erkeğin tahkikat aşamasında verdiği dilekçesi ile manevi tazminat talep ettiği, davacının bu talebe açık muvafakati olmayıp, usulüne uygun ıslahın da yapılmadığı, bu halde, davalı erkeğin talep ettiği manevi tazminat talebi ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın sözleşmesini feshinin, istifa olarak değerlendirilmesi gerektiği- Davalı asilin; sözleşmesini, imza ve içeriğine itiraz etmediği istifa dilekçesi ile sonlandırmış olduğu, istifasının haklı nedene dayandığını ispatla yükümlü olduğu; ispatın, davalının yasal süresi içerisinde davaya sunacağı cevap ve bildireceği deliller ile mümkün olduğu-
Fiili taksim için tüm paydaşların eylemli paylaşmaya katılmasının zorunlu olmadığı, önalıma konu payların ilişkin bulunduğu taşınmaz eski ve yeni paydaşlarca eylemli olarak taksim edilip, öteden beri öylece kullanılageldiğinin anlaşılması halinde fiili taksim olgusunun kabulünün gerekeceği-
Müvekkilin, azilnamede bildirmiş olduğu azil sebepleri ile bağlı olmayıp, açılan bir davada yeni ve başkaca azil sebepleri bildirebileceği- Davalının, cevap dilekçesi ile"haczedilen mallarının satışının istenilmemesi" nedeni ile zarara uğradığını savunup, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonraki bir aşamada, "davacının icra takip dosyasında işlemleri ağırdan aldığını ve makul sürede yapmadığını" ileri sürmesinin ise savunmanın genişletilmesi kapsamında olduğu (HMK. mad. 141)- Davalının cevap dilekçesinde bildirmiş olduğu azil sebebi ile bağlı olup, davalının savunmanın genişletilmesi niteliği taşıyan azil gerekçelerinin dinlenilmeyeceği-
Bilirkişi rapor ve ek raporları ile, davacı şirketin usulüne uygun tutulduğu tespit edilen ticari defter ve belgelerine göre davalının davacı şirkete hisse devir tarihi itibariyle .................. TL borçlu olduğunun tespit edildiği ve davalının kendi yetkili olduğu dönemde yapılmış defter kayıtlarının yanlış olduğunu ileri sürmesinin kabul edilemeyeceği; bilirkişi heyetinin teşekkülünde usule aykırılık bulunmadığı gibi ıslah edilen miktara mahkemece ıslah harcının yatırıldığı tarihinden itibaren faiz işletildiği; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 282 nci maddesindeki "Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir." yasal düzenlemesi dikkate alındığında; davalı vekili tarafından ileri sürülen diğer istinaf sebeplerinin yargılama aşamasında verdiği beyan ve itiraz dilekçeleri ile de ileri sürüldüğü, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında bu iddiaların değerlendirildiği ve İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bilirkişiler tarafından düzenlenen kök ve ek rapor içeriğindeki tespitler de gözetilerek davanın kabulüne karar verildiği; mahkeme kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.