Sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle icra takibinde talep edilen “kira tazminatına" ilişkin alacak kalemi tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden, bu alacak kaleminin yargılamayı gerektirdiği- Mahkemece davacının yargılamayı gerektiren kira tazminatı ve işlemiş faizi hakkındaki talepleri yönünden istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emrinde itiraz süresinin otuz gün, ödeme süresinin ise yedi gün olduğu belirtildiğinden, İİK.'nun 269/1. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken yasal otuz günlük ödeme süresi tanınmadığından temerrütün oluştuğundan bahsedilemeyeceği-
Kira sözleşmesinde kiralananın "işyeri" olarak kullanılacağının kararlaştırılmış olması sebebi ile, öncelikle mahkemece usulüne uygun olarak tacir araştırması yapılması, davalı tacir ise sözleşmede kararlaştırılmış artış şartının geçerli olduğu ve tarafları bağlayacağı, tacir olmadığının belirlenmesi halinde ise artışın ÜFE oranını geçmeyeceği göz önünde bulundurularak talep edilebilecek kira bedelinin belirlenmesi gerektiği-
Davalı kiracının, kira süresi sona ermeden, kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshedip taşınmazı tahliye ettiği, sözleşmenin özel şartlar 8. maddesindeki düzenleme ile kiracıya sözleşme sonu ile sınırlı olmaksızın herhangi bir zamanda bir ay önceden yapacağı feshi ihbarla sözleşmeyi sona erdirme hakkı tanındığından, davacı zararının tahliye tarihinden itibaren bir aylık kira alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasında 19.4.2011 tarihinde düzenlenen limited şirket hisse devrine ilişkin sözleşme uyarınca hisse devir bedelinin ve aynı sözleşme uyarınca davalıya devredilen işyerinin kira bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Borçlar Kanunu'nun 260. maddesi (şimdi; TBK. mad. 315) gereğince temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açmasının gerekeceği, kiralayan durumunda olmayan malikin veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi, bu sonuçsuz kalırsa şartları haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi, ondan sonra dava açması gerekeceği, dava hakkına ilişkin hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesinin gerekeceği-
Borçlunun ödeme emrine itirazda bulunmaması halinde, takip yapanın "alacaklı sıfatı" kesinleşeceği-
Davaya ve icra takibine dayanak yapılan 01.02.2007 başlangıç tarihli, bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesinin varlığının, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı; sözleşmenin hususi şartlar bölümünün altıncı maddesinde “ kiracı kontrat bitiminde kira rayiç bedelinin yıllık TEFE-TÜFE ortalaması artı 5 oranında artışını şimdiden kabul ve taahhüt eder” düzenlemesinin yer aldığı- Mahkemece; taraflar arasında kira bedeli konusunda uyuşmazlık bulunduğundan, ihtilafın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; uyuşmazlığın, yazılı kira sözleşmesinde taraflarca belirlenen artış şartı hükümleri değerlendirilerek çözümlenmesi gerektiği, davada, genel yargılamayı gerektirir bir husus bulunmadığı, bu durumda Mahkemece, dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan rapora karşı taraf itirazları sözleşme hükümlerine göre değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalının 12.10.2012 tarihinde yaptığı ve davacının da kabulünde bulunan 4354 TL ödemenin Ekim 2012 kirasını da kapsadığının anlaşıldığı, davacı eksik ödemeyi bu şekilde açıkladığına ve davalının da 885 TL tadilat nedeniyle eksik ödemeyi savunduğunun anlaşılmasına göre bu miktar üzerinden itirazın kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.