Davacı avukatın, şufa davası nedeniyle tamamlanan harç da gözetilerek dava değeri üzerinden taleple bağlı kalınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek ücrete hak kazandığının kabul edilmesi gerektiği- Şufa davasının dava değeri belirlenerek gerekli görülürse konusunda uzman bir bilirkişiden bilirkişi raporu da alınarak bir karar verilmesi gerektiği-
Kural olarak abone sözleşmelerinde kullanılan doğalgaz tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcının da sorumlu olduğu- Uyuşmazlıkta davacı şirket ile davalı arasında abone sözleşmesi olmadığının mahkemece tespit edilmiş olmakla davalının sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğu olmadığı ve bu noktada davalının fiili kullanıcı olup olmadığının tespiti önem arz ettiği- Mahkemece yapılacak işin adına abonelik sözleşmesi olmasa da fiili kullanıcının kaçak/usulsüz kullanılan doğalgaz bedelinden sorumlu olacağı gözetilerek, öncelikle takibe konu borç döneminde davalının fiili kullanıcı olup olmadığının tespiti, fiili kullanıcı ise konusunda uzman bir bilirkişiden sorumlu olacağı borç miktarının tespiti ile varılacak sonuç dahilinde bir karar vermek olması gerektiği-
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerektiği-
Mahkemece “yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde malların teslimi konusunda davacının davalı tarafa yemin teklif ettiği, yemin davetiyesinin tebliğine rağmen davalının duruşmaya gelmeyerek yeminden kaçındığı bu durumda davacının faturaya konu malları davalıya teslim ettiğini ispatladığı” gerekçesi ile “davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %40 oranındaki inkâr tazminatının davalıdan tahsiline” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı davanın sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, bu nedenle halefiyet davasının ticari dava sayılamayacağı, bu davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu- Haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek; mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
İtirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı hukuki sebebe dayanarak menfi tespit davası açılmasında hukuki yararı bulunmadığı-
Mirasçılara ait olan emekli sandığınca yapılacak toptan ödemenin, mirasçıların malvarlığına ait olacağı için tenkis davasına konu edilemeyeceği Mahkemece emekli ikramiyesinin kanun gereği hak sahibi mirasçılara ait olmasına rağmen tereke kapsamına dahil edilemeyeceği-
İtirazın iptali davasında yetkili icra müdürlüğünde yapılmış bir takip bulunmadığından, davanın ön şart yokluğundan reddi halinde, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince davalı yararına vekâlet ücreti takdiri gerekeceği-
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağından, bankaca hesabın kat edilip, kredi kartı sahibine kat ihtarında bulunarak borcun ödenmesini istenmiş ise; temerrüt tarihinin, gönderilen hesap kat ihtarında verilen ödeme süresi gözetilmek suretiyle belirlenmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.