Alacaktan doğan takibe vaki itirazın iptali istemi-
Davacı alacaklı, icra takibinde asıl alacak ve faiz toplamı üzerinden takipten itibaren faiz işletilmesi talebinde bulunmuş ve mahkemece de talep gibi karar verilmiştir. Davacının takipte işlemiş faizle birlikte toplam alacağına yeniden faiz talep etmesinin BK.’ nun 88/son maddesine aykırılık teşkil ettiği düşünülmeden, faize faiz yürütülmesine olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulmasının, hükmün bozulmasını gerektireceği-
Tacir olan borçlu bankanın, BK.'nun 21. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 28) öngörülen «hiffet» veya «tecrübesizlik» hallerine dayanamazsa da, «müzayaka» halinden istifade etmek suretiyle meydana gelen edimler arasında açık bir nisbetsizlik bulunan hallerinde «talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu» ileri sürerek akdi feshedebileceği–
Kooperatif üyeliği olmadığının tespiti, itirazın iptali, alacak davası bozma kararına uyularak-
İflâs davasının, İİK. mad. 158 uyarınca basit yargılama usulüne tabi olup, İİK. mad. 164 gereğince 10 gün içinde kanun yollarına müracaat edilmesi gerektiği, menfi tespit davasının ise genel hükümlere tabi olup kanun yollarına başvuru süresinin 15 gün olduğu, her iki davanın yargılama usulleri ve kanun yollarına başvuru süreleri birbirinden farklı olduğundan, davaların ayrı ayrı görülmesi, ve daha önce açılan menfi tespit davasının sonucu beklenerek iflâs davasının karara bağlanması gerekeceği-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil olan davalının, kefalet limiti dahilinde ödenmeyen kredi borcundan sorumlu olduğu- Sözleşmede açık bir hüküm bulunmadıkça çek garanti bedelinden sadece asıl borçlunun sorumlu olacağı ve bu tutarın kefilden talep edilemeyeceği, taraflar arasındaki sözleşmede kefilin garanti bedelinden de sorumlu olacağına dair hüküm bulunmayışı nedeniyle bu tutarın kefil olan davalıdan istenilemeyeceği-
Dosya içeriğindeki belgeler ile Uyap üzerinde yapılan sorgulama neticesinde davacı ......... mirasçılarından sadece ......... yönünden ................ tarihli temlikname ile alacaklılarından mal kaçırma amacıyla temlikin yapıldığı iddiasıyla dava dışı kişiler tarafından tasarrufun iptali davasının açıldığı, ............ Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ilamıyla davanın kabulüne karar verildiğinin görüldüğü, bu durumda mahkemece anılan tasarrufun iptali davası sonucunun eldeki itirazın iptali davası için bekletici mesele yapılması gerekeceği- Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt yaratacak şekilde, icra inkar tazminatı, vekalet ücreti, yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen ret edilen miktar yönünden davalı kendini vekili ile temsil ettirdiğinden lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde vekalet ücretine hükmedilmemesinin ve yargılama giderlerinin de davanın kabul-ret oranı dikkate alınarak taraflar arasında paylaştırılması gerekmekte iken tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı- Davalı vekili tarafından kötü niyet tazminatı talebi bulunmasına rağmen herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bonoya dayalı takip dosyasının işlemden kaldırıldıktan sonra 3 yıl geçmeden yenilenmiş olması halinde, zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle icranın geri bırakılmasına karar verilemeyeceği-
Kiralanan kule vincin kiracı elinde iken haczedilip 3. bir kişiye yediemin sıfatı ile teslim edildiği, kiralayanın BK.’nun 249. madde ile öngörülen yükümlülüğünü haciz tarihinden itibaren yerine getirmemiş olduğu ve kiracının o tarihten sonra kiralanan üzerinde tasarruf yetkisinin kalmadığı gözetilerek haciz tarihinden sonraki dönem için kira bedelinin istenemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.