Davacı site yönetiminin, davalı yüklenici tarafından yapılan apartmandaki bağımsız bölümlerin bir kısım eksik işlerin tamamlanacağı vaad edilmesine rağmen yerine getirilmediğini ileri sürerek eksik iş bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle açtığı davada, davalı yüklenicinin imzası bulunan apartman karar defterinin davalıyı bağlayacağı, taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu ispat edilemediğinden davacının davada aktif husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Emlak komisyoncusu olduğunu, 12.04.2013 tarihinde alım satım ve komisyon anlaşması yapıldığını, sözleşmede ismi ve kaşesi bulunan şirkete karşı icra takibi başlatıldığını, ancak bu şirketin sözleşmede imzası bulunan kişinin şirketi temsile yetkisi olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, bu nedenle imzası bulunan davalıya karşı icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına-
Mahkemece, olay tarihinde poliçenin geçerli olduğu, iptal edilmesini gerektirecek delillerin dosyaya sunulmadığı ve işin ticari nitelikte bulunduğu benimsenerek “davanın kabulüne” karar vermesinde yasaya aykırı bir yön bulunmayacağı-
6352 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takiplerine eski Kanun'da yer alan %40 inkar tazminatının uygulanması gerekeceği, yeni kanundaki %20 inkar tazminatının ancak bu tarihten sonraki takiplere uygulanabileceği-
Takibe konu olan faturada döviz kuru açıkça belirtilmiş olup, geç ödeme halinde davacının kur farkını isteyebileceği-
Davacı, davasını kısmi olarak açmış, ıslahla talebiyle asıl alacak miktarını arttırmış, faiz talebine ilişkin harç yatırmadığı gibi, işlemiş faiz tutarı ıslah dilekçesinde de yer almamış olup mahkemece, davanın kısmen kabulüne, takibin :.. TL üzerinden devamına, davacı vekilinin işlemiş faize ilişkin talebinin reddine karar verilmişse de, incelenen mahkeme kararında, "gerekçe" bulunmadığı gibi, davacının işlemiş faize ilişkin harçlandırılmış bir talebi bulunmadığı halde hüküm kısmında açıklama yapılmadan reddedildiği anlaşılmakla, usulün 297. maddesine aykırı olarak kurulan bu hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı bankanın ödeme yükümlülüğünün doğması için çek asıllarının davacı yanca bankaya bırakılması zorunlu olduğu, dava dosyasında çek asıllarının bankaya bırakıldığına dair delil bulunmadığından, davacıdan çeklerin asıllarının davalı bankaya bırakıldığına dair davalı bankadan sadır yazılı bir belgesi olup olmadığı sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının salt fatura düzenlemesi alacağın varlığını ispata yeterli olmayıp, faturada belirtilen hizmetlerin yerine getirildiğini de dayanak belgelerle ispatlaması gerektiği-
İhtiyati haciz talebinden önce takip yapılması ve takibe vaki itirazla takibin durmuş olmasının, İİK. mad. 257'deki koşulların gerçekleşmesi halinde ihtiyati haciz istemine engel olmayacağı-
Davalı yüklenicinin inşaa ettiği binanın bir bağımsız bölümüne isabet eden arsa payını davacıya sattığı, söz konu bağımsız bölümün mesken niteliğinde olduğu, 6502 sayılı yasada tanımlandığı şekilde davalı/yüklenicinin satıcı, davacı/alıcının da tüketici olduğu anlaşıldığından Tüketici Mahkemesi' nin görevli olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.