Bina yapana ait olup, bina bedeli ödenmedikçe yapı sahibinin kullanımı haksız sayılmayacağından ecrimisil de istenemeyeceği-
8. HD. 12.02.2015 T. E: 2014/25014, K: 3988-
Davacı kredi bedelini ödediği iddiasında bulunup bir takım ödeme belgeleri ibraz etmiş olup, anılan ödemelerin taraflar arasındaki taşınmaz devri ile bağlantılı olduğunun saptanması halinde güçlü delil teşkil edeceği ve çekişmenin giderilmesinde göz ardı edilemeyeceği- Kredi ödemelerinin yazılı delil başlangıcı veya güçlü delil teşkil edip etmeyeceği hususunun irdelenerek, yazılı delil başlangıcı olarak kabul edildiğinde davacı tanıklarının yeniden dinlenerek ve davacının ödeme iddiası bakımından tüm delilleri toplanıp, B.K'nın 81. (TBK'nin 97.) maddesi hükümleri de dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verileceği-
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçılarının isteyebilecekleri, bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi birinin de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebileceği, ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılmasının da mümkün olduğu, böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisinin olduğu-
Ortaklığın giderilmesine-
Tapusuz taşınmaz malın zilyedi tarafından tapu dışı satışı ve alıcıya teslimi, yasaya göre hükümsüz olduğundan satıcının bu taşınmaz malı geri almağa yetkisinin olduğu-
Tapu iptal ve tescil davasının kesinleşmesiyle, davacının çekişme konusu payın mülkiyetini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 705/2. maddesi uyarınca tescilden önce kazandığı ve eldeki davayı da bahsi geçen dava sonucunda kazandığı bu mülkiyet hakkına dayanarak açtığı, o halde, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu-
Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında, davacının kadastral parselde mülkiyetten kaynaklanan hakkının olmadığı dosya içeriği ile sabit olup, sadece parsel üzerinde bulunan kendisine ait yapılardan doğan hakkı bulunup, davalıların-karşı davacıların- mülkiyetten kaynaklanan hakları gözetilerek davalı istemleri olan elatma, yıkım ve ecrimisil istekleri bakımından bir karar verilmesi gerekirken bu hususlarda istemin reddinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerekli olup olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığından, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tapu kaydında arsa niteliğinde olan taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle mahkemece, hükmen tapu kaydı iptal edildiğine göre; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde ve Kanunun ilgili yönetmeliğinde belirtilen yönteme göre ve ayrıca 11/03/1983 tarih, 1983/6122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 17/04/1998 tarih ve 1996/3 E. - 1998/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararındaki ölçütler çerçevesinde; kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması olgusunun taşınmazın değerine olan olumlu ya da olumsuz etkilerinin, taşınmazın arsa niteliği dışında, bu hukuki niteliği yönünden de ayrıca tartışılması gerektiği- Tapu iptali tescil kararının kesinleştiği tarih yerine dava tarihine göre değer biçen yetersiz bilirkişi raporunun esas alınamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.