Hükmün sadece davada taraf olanlara yönelik olarak verilebileceği; dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen tarafın, dava açıldıktan sonra ek bir dilekçe ile davaya dahil edilemeyeceği gibi “mecburi dava arkadaşlığı” dışında ıslah yolu ile dahi taraf değiştirilemeyeceği; ihbar olunan kimsenin HUMK. mad. 49. vd. (HMK. 64. ve 69. maddeleri) uyarınca davada davalı sıfatını kazanamayacağı ve bu kişi aleyhine hüküm de kurulamayacağı-
Davacının manevi tazminat talebi Türk Medeni kanunundan değil borçlar hukuku genel hükümlerinden kaynaklandığı, bu nedenle aile mahkemesinin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği-
Davacı işveren şirkete ait aracın davalı çalışan idaresinde iken trafik kazası sonucu hasar bedelinin tazmini istemi-
İhtiyati tedbir kararını infaz eden icra memurunun bu işlemine karşı şikâyetin icra mahkemesine (tetkik merciine) değil, ihtiyati tedbir kararını veren mahkemeye yapılması gerektiği–
Davalı bankaya yatırılan mevduat nedeniyle ortaya çıkacak ihtilafların, mevduat sahibinin tacir sıfatını taşıyıp taşımadığına ve mevduatın vadeli olup olmadığına bakılmaksızın mutlak ticari dava olarak asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiği-
Herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorunda olduğu, mahkemece DNA testi yaptırılması gerektiği- Nüfus kayıtlarında düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya  yer bırakmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu- Soybağına ilişkin davanın aile mahkemelerinde, nüfus kaydının düzeltilmesi davalarının ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği- Soybağı kurulmasına yönelik davanın  "aile mahkemesi" sıfatıyla görüldüğünün yazılmamış olması, esasa ilişkin verilen kararı etkileyip etkiler mi?
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 379. maddesi uyarınca yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkemenin, tarafları davet edip dinledikten sonra; talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını kendiliğinden inceleyeceği, bu koşullardan biri eksik ise hakimin davayı esasa girmeden reddedeceği, HMK'nin 379. maddesindeki duruşma açılmasını zorunlu hale getiren düzenleme karşısında, mahkemece bu yön gözetilmeksizin duruşma açılmadan evrak üzerinden karar verilmesinde isabet bulunmadığı-
Zilyetlikle ilgili düzenlemelerinden kaynaklanan davanın aile hukuk mahkemesinde görülemeyeceği-
Mahkemenin, görevsiz olduğu sonucuna varması halinde, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.