Hizmet ve sigorta primine esas kazancın tespitine-
Hizmet tespitine ilişkin açılan davada tesbiti istenilen süreler çok öncelere ilişkin bulunduğundan tanıkların istenilen sürelerle ilgili bilgileri bugüne değin eksiksiz olarak hafızalarında korumalarının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği, tanık sözleri somut olgulara dayanmadan soyut düzeyde kaldığından ve davacıya ait sigorta kayıtlarında tesbitini istediği dönemler arasında farklı işyerlerinde çalıştığı anlaşıldığından samimi olmayan iddiaya dayalı davanın reddedilmesi gerekeceği-
Kıdem tazminatı alacağının tahsili talebiyle açılan davada, davalı işverence işyerinde tespit edilen bir kısım usulsüzlükler sonrası kanuni şikayet hakkının kullanılacağının bildirilmesi dışında istifa iradesinin fesada uğratıldığına dair bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmış olup işverence şikayet yoluna başvurulacağının bildirilmesi istifa iradesi üzerinde baskı olarak nitelendinlemeyeceği dolayısıyla davacının feshe dair iradesinin sakatlandığını ispat edemediği gözetilerek iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğinin anlaşılmasına göre kıdem tazminatı isteminin reddi gerektiği- 
9. HD. 04.06.2018 T. E: 2017/8161, K: 12526-
22. HD. 25.03.2019 T. E: 2015/32133, K: 6512-
22. HD. 14.02.2019 T. E: 2017/19672, K: 3248-
10. HD. 10.10.2022 T. E: 8881, K: 12112
Aynı işverene karşı üç çalışan birlikte dava açmış olmasına karşın, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp her birinin hizmet süresi, ücreti, yaptığı iş farklı olabileceğinden davaların tefrik edilerek ayrı ayrı sürdürülüp sonuçlandırılması gerektiği-
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan olgunun mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği ve bu ilkenin kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerektiği ve hakimin değişmesinin 'usuli kazanılmış hak' ilkesine etki yapamayacağı- Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde hüküm, temyiz edenin aleyhine bozulamayacağı gibi Yargıtay'ın temyiz eden tarafın lehine verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de temyiz eden tarafın bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremeyeceğinin "aleyhe hüküm verme yasağı" olduğu-
Mahkemenin; borçlanılan döviz karşılığı prim tutarının sigortalı tarafından Kuruma ödendiği tarih ile Kurumca sigortalıya iade edildiği tarih arasındaki süre için değişen yasal faiz oranlarını gözeterek faiz miktarını hesaplaması yerinde ise de; iş bu yasal faiz ve borçlanma tutarı toplamından, 01.01.1997 ile 11.02.2000 tarihleri arasında olmak üzere sonradan geçersiz hale gelen borçlanma işlemi ile nedensellik bağı içerisinde bulunan ve sigortalıya hak etmediği halde ödenen yaşlılık aylığı tutarları yanında bunlara ait ayrı ayrı ödeme tarihlerinden iade tarihine kadar ki işlemiş yasal faizleri de indirilerek kalan olumlu farka göre Kurumun iade borcu kapsamının saptanması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.