Dava dışı şirketin borçlarından murisin sorumlu olduğuna yönelik istem bakımından vaki kabul beyanının ise 6100 sayılı HMK'nın 309/4. maddesine uygun olarak kayıtsız ve şartsız olarak kesin hüküm etkisi doğuracak mahiyet niteliğinde olmadığı-
Davacının iflas ettiği anlaşılan dava dışı ... ile ortaklık sözleşmesi kurduğu, ödemeler yaparak bu şirketin sessiz ortağı olduğu, dava konusu paranın anılan şirket tarafından aktarıldığı, holding tarafından da hisse alımından dolayı borçlu olduğu davalılardan ...'e ödendiği, davalı şirketle ... arasında organik bağ bulunduğu, şirketlerin tek sahibinin davalı ... olduğu, adı geçen hakkında dolandırıcılık suçundan davalar açıldığı, davacının suça konu eylem nedeniyle zarara uğradığı, tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin olayda uygulanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesinin isabetli olduğu-
Dava konusu haczin, borçluya ödeme emri tebliğ edildiği adreste ve borçlunun huzurunda yapıldığı, bu halde İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla davacı alacaklı yararına olduğu, karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından ispat edilmesi gerekeceği, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip olan davacı üçüncü kişinin dayandığı adi nitelikteki satım sözleşmesi ve bu sözleşme uyarınca tanzim edilen faturalar her zaman temini mümkün olan belgelerden olup, anılan bu sözleşme ve faturaların borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıdığının görüldüğü, buna göre karinenin aksinin kanıtlandığının kabul edilemeyeceği, o halde, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davacının açtığı davanın reddi gerekeceği- Dosya kapsamında yer alan ticaret sicil kayıtlarına göre takip borçlusunun davacı şirkette 599 hisseye, diğer ortağın ise 1 hisseye sahip olduğu, hakim ortak olan borçlunun, tüzel kişiliğin perdesine sığınarak alacaklılarına karşı borçlarını ödemekten kaçındığı, buna göre, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması sureti ile tüzel kişi ile üyeleri arasındaki mutlak olan şahıs ve mal ayrılığı ilkesi uygulanmayarak davacı 3. kişi şirketin davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı şirket ile dava dışı şirket arasında ticari işletmenin devri anlaşması olup devir alan davacının devir edenin davalıya olan borçlarından da sorumlu bulunup davalının 78.249,13 TL alacaklı olup takip öncesi davacının temerrüde düşürülmemesi nedeniyle işlemiş faizin istenemeyeceği-
Davacının, dava dışı J. A.G şirketi ile sözleşme yaparak bir miktar parayı şirkete yatırıp, şirkete sessiz ortak olduğu, J. A.G ile davalı arasında para transferi yapılıp, ortaklık ilişkisi ve organik bağ bulunduğundan bu iki şirketin perdenin aralanması ilkesi uyarınca bir şirket olarak değerlendirilmesi gerekip, J. A.G'nin borcunu ödeyemeyeceği de sabit olduğundan, davacının davalılara başvurmasının mümkün olduğu-
Anonim şirket hisse devir bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, hisse devri menkul satımı hükmünde olup, menkul satımında aksinin kanıtlanamadığı hallerde satım bedelinin peşin olarak ödendiği karinesi gereğince devir bedelinin ödenmediğini ispat yükünün davacı tarafta olduğu; davalının devir bedelinin protokolde belirtilen vadelerde dava dışı şirketlere ödendiğini savunduğundan, ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının, hisse devir bedellerini davacılara ödediğini ispatlamak zorunda olduğu-
Bozmadan sonra davacı İdare'nin vergi alacaklısı olarak açtığı tespit davası(nın) devam ettiği anlaşıldığından, somut olayın özelliğine göre sözü edilen bu dosyada davalılar arasında muvazaalı işlem ve nam-ı müstear olarak yapılan işlem bulunduğunun tespiti halinde, varılan sonuca göre işbu davada davalılar arasındaki işlemlerin muvazaalı olduğu sonucuna varılacağından, mahkemece sözü edilen tespit davasının kesinleşmesi beklenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği- Asıl ve birleşen davalar ayrı birer dava olduğundan davalılar yararına asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken tek vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı-
11. HD. 06.11.2018 T. E: 2017/1205, K: 6828-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna yetmiş gün çalışmasının bildirilmesine rağmen fiili çalışma iddiasının olmadığı ve davalılar aleyhine işbu dava konusu taleplerin istendiği dönem ile aynı dönem için açılan hizmet tespit davasında davalı Kocaman İnş. San. Tic. Ltd. Şti. yönünden verilen husumetten red kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği de göz önünde bulundurulduğunda farklı tüzel kişilikleri bulunan, grup şirketi olan davalı şirketler arasında organik bağ (hukukî ve fiili irtibat) bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının tüm çalışma süresine ilişkin işçilik alacaklarından davalı şirketlerin birlikte sorumlu tutulmalarının gerekip gerekmediği-
Organik bağ veya faaliyeti farklı olsa bile birlikte istihdamda tüm işverenlere hizmet veren işçiler ile geçişleri yapılan işçiler yönünden iş kolunun aynı olmasına gerek olmadığı- İş Kanunu’nun iş güvencesi il ilgili hükümleri (18-21 Maddeleri) emredici hükümler olduğundan, işçinin iş güvencesi kapsamında olup olmadığının resen araştırılması gerektiği- Diğer taraftan İş Hukukunda istisnai ve sınırlayıcı hükümlerin dar yorumlanması gerektiği- İş güvencesi kapsamını belirleyen 30 işçi kuralı da istisnai nitelikte olduğundan dar yorumlanması gerektiği- Dosyaya sunulan SGK kayıtlarına göre davalı alt işveren işyerinde çalışan sayısı 30 işçi altında görünmekte olduğu- Ancak faaliyet alanı farklı olsa da organik bağ olduğu kabul edilen diğer şirkete işçi geçişleri bulunduğundan; mahkemece, davacının iddiaları doğrultusunda birlikte istihdam veya organik bağ bulunan işverenin işçi sayısı araştırılmadan ve bozma gerekleri tam yerine getirilmeden fesih tarihi itibari ile davalı şirkette çalışan sayısının 30 işçiden az olduğu ve aynı iş kolunda olmadığı gerekçesi ile diğer organik bağ bulunan şirketin işçilerinin sayıda dikkate alınamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.