Dava, faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı akdi ilişkiyi inkâr etmiştir. Fatura akdi ilişkiyi, mal teslimini ya da hizmet alımını tek başına kanıtlayamaz. Davacı satıcı davalıya mal teslimini usulüne uygun delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Bu durumda ispat yükü üzerinde olan davacıdan bu yöndeki delilleri sorulup tüm deliler birlikte değerlendirilerek sonuca gitmek gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi bozma gerektireceği-
İtirazın iptali davası-
Davacının iddiası gereği bilirkişi incelemesi yapılmış ise de; incelemenin eksik defter ve belgeler üzerinden yapıldığı, taraflara defter ve belgelerini sunma hususunda süre verildiği, davalı şirkete meşruhatlı davetiye çıkartıldığı ve şirket tarafından verilen yazılı cevap ile defter ve belgelerin bulunduğu İstanbul adresinin ayrıntılı olarak bildirilmesine rağmen, sadece davacıya ait defterler üzerinden inceleme yapılarak sonuca ulaşılması eksik incelemeye dayalı olduğu, davalı tarafından gösterilen yerde uzman bilirkişi marifeti ile inceleme yapılıp ispat yükünün davacı da olduğu da dikkate alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İtirazın kaldırılması talebinin reddi ve itirazın kaldırılması kararlarının temyiz edilebilirlik niteliğinin tespitinde asıl alacak miktarının esas alınacağı- Direnme kararının verildiği 22.06.2022 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 107.090,00 TL olmakla uyuşmazlığa konu asıl alacak miktarı (90.495,55 TL) dikkate alındığında 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmadığı- "Borçlu vekilinin temyiz sebepleri gözetildiğinde uyuşmazlık konusu miktar toplam 90.495,55 TL asıl alacak ve asıl alacağın % 20'si oranında icra inkâr tazminatının ilişki olduğu, uyuşmazlık konusu değerin İİK m. 364/1'de belirtilen kesinlik sınırını geçtiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dava ve takip konusu alacak, davacının yasa gereği kestiği idari para cezasının süresinde ödenmemesinden kaynaklandığı, idari para cezası davalıya tebliğ edilip, davalı tarafından bu cezaya itiraz edilmemiş olmakla kesinleştiğinden, alacak miktarı ve ödeme zamanı belli olduğundan; bu durumda likit bir alacak söz konusu olduğundan, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası’nın 20. maddesine göre, kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça anataşınmazın bütün ortak yerlerinin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım gideriyle aidat gibi ortak giderlere ve bu giderler için toplanacak avansa kendi arsa payları oranında katılmak zorunda olup, gider veya avans payının tamamını ödemeyen kat maliki geciktiği günler için 14.11. 2007 tarihinden önce aylık %10 ve bu tarihten sonra ise %5 hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlü olacağı-
Uyuşmazlığın davada taraf olan şirketler arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı, davacı şirketin bu ticari ilişki kapsamında davalı şirket yetkilisine para gönderdiği, davalının şirket yetkilisi olarak bu ödemeyi alarak yetkilisi olduğu davalı şirkete verdiği ihtilafsızdır. Bu durumda açıklanan bu yön gözetildiğinde, davalı şirket yetkilisine husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek, bu davalı hakkında açılan davanın reddi gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.