Takip alacaklısının genel mahkemede açmış olduğu «alacak davası»nda haklı çıktığı miktar oranında -daha önce icra mahkemesince «borca itiraz» sonucunda hükmedilmiş olan- tazminat tutarından sorumlu olmayacağı—
Taraflar arasında görülmekte olan itirazın iptali davasında, davacı alacaklı, şirket hesabından 180.000,00 TL çekildiğini, ödeme dekontundaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürmüş olsa da, dekonttaki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunun ATK raporu ile belirlendiği, davaya konu şirket hesabının açıldıktan kısa bir süre sonra kapatıldığı, hesapta sadece 12 adet hareket olup, çekilen 180.000,00 TL'den 6 yıl boyunca haberdar olunmamasının 'hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu' dikkate alındığında, mevcut takibin haksız ve kötüniyetli olarak yapıldığının sabit olduğu-
İİK. mad. 169/a-5 hükmü uyarınca, genel hükümlere göre dava açma hakkı saklı olan alacaklının genel mahkemede dava açarsa, inkar tazminatı ve para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunacağı ve alacaklı bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan inkar tazminatı ve para cezasının kalkacağı, davacı tarafından dava konusu bonoyla ilgili alacak davası açılmış ve kesinleşmiş olduğundan, davacının söz konusu mahkeme kararı doğrultusunda inkar tazminatının ve para cezasının tahsili hakkı bulunduğu ve inkar tazminatı ve para cezasının davalıya ödenen kısmının tahsili istemine ilişkin açılan davanın dinlenebilir nitelikte olmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İtirazın iptaline karar verilmesine rağmen, alacağın faturaya dayalı “likit” olduğu gözetilmeksizin inkar tazminatına hükmedilmemesinin bozmayı gerektireceği-
Davalı tarafça, yapılan işler kapsamında avans ödemeleri yapıldığı iddia edilmiş ve taraflar arasındaki sözleşmelerle bu husus teyid edilmesine rağmen belirlenen ücretten avans ödemelerinin sonuç ödemeden mahsup edilmemesinin hatalı olduğu-
İtirazın iptali davası-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hak ediş bedeli alacağına ilişkin itirazın iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; bölge adliye mahkemesince davalı vekilinin istinaf dilekçesinde işlemiş faiz yönünden itirazının bulunmadığı gerekçesiyle bu iddiasını değerlendirmemiş ise de, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde işlemiş faiz yönünden itirazının bulunduğu, bu faiz yönünden yapılan temyiz itirazı incelendiğinde, davalı tarafın davacı tarafa bakiye iş bedeli alacağı yönünden ihtarname gönderdiği ve davalı tarafın temerrüde düşmüş olduğu, asıl alacağa işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılırken davalının temerrüde düştüğü tarih ile takip tarihi arasında hesaplama yapılması gerekirken, temerrüde düşürülme tarihi dikkate alınmadan hüküm verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Çekin düzenlendiği tarihte (keşide tarihinde) adi ortaklığın ortağı bulunmayan kişinin, adi ortaklık adına düzenlenmiş olan çek bedelinden sorumlu olamayacağı—
Sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğu; yapılan kira ödemelerinin her iki tarafın ticari defterlerinde yer alması gerektiği- Davalı delil olarak tarafların ticari defterlerine dayandığına göre mahkemece icra takibine konu edilen aylar kirasının ödenip ödenmediğinin belirlenmesi yönünden konusunun uzmanı bilirkişi marifeti ile her iki tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.