Sözleşmenin feshinin kesinleşmesi nedeniyle, davacı tarafça yapılan imalatın bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine ilişkin uyuşmazlığın çözümü bilirkişi raporuyla mümkün olup, davalı taraf istemiş faiz yönünden ve kısmen asıl alacak yönünden yargılama sonucunda haklı çıktığından, itirazında haksız sayılmayacağı ve bu durumda şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği- Dava kısmen kabul edildiğine ve davacı taraf reddedilen kısım yönünden temyiz talebinde bulunduğunda göre, davacı tarafın kabul edilen miktar üzerinden temyiz harcı yatırmasının gerekmediği-
Fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında TBK. mad. 89/1 gereğince alacaklının ikametgahında da dava açılabileceği-
İtirazın iptali davası bozmaya uyularak-
Alacak likit ve belirlenebilir mahiyette olup, İİK.'nun 67. maddesi uyarınca hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Dava devam ederken kesinleşen icra mahkemesi kararları gereğince dava konusu paranın takip dosyasına ödenmesine sebep olan icra dairesi işlemlerinin iptal edilmiş olup, davanın konusunun kalmadığı ancak davacı tarafın davasında haklı olup, haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesi gerektiği, davanın esası hakkında bir karar verilmediği için icra inkar tazminatına yer olmadığı gerekçesiyle mahkemece asıl ve birleşen dava ile ilgili olarak konuşu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerekeceği-
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçmişe etkili olma başlıklı 2.maddesinde; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, aynı kanunun görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlıklı 7.maddesinde de; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76'ncı, faize ilişkin 88'nci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'nci maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanması gerektiği-
Kefilin, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul ettiği takdirde alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebiledceği, ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiği, müteselsil kefile ihtar çekilmesi şartı aranmadığının görüldüğü üzere, müteselsil kefile ihtar çekilmesi, sadece onun takipten önce temerrüte düşürülmesi ile ilgili bir sorun olduğundan itirazın iptali davasının reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesinin, “itirazın kaldırılması” talebini, basit yargılama usulüne göre ve mutlaka duruşmalı olarak incelemesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.