İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olmasının yeterli olduğu-
Düzenlenen sıra cetvelinde davacının 11. sırada yer aldığı, 3. sırada yer alan davalının ise gerçekten borçludan bir alacağı olmadığı ve bono ile muvazaalı takip başlattığından sıra cetvelinin iptali gerekeceği-
Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi'ne dayalı hasar bedelinin tazmini istemi-
Müflis şirket yetkilisinin aktif dava ehliyetinin bulunmadığı-
İcra ve İflas Kanunu'nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu- Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerektiği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği-
İhalede satılmış (satın alınmış) taşınmaz üzerinde alıcı-alacaklının yaptığı takip nedeniyle koydurduğu hacizden/ipotekten önce, başka alacaklılar tarafından konulmuş başka hacizler/ipotekler varsa, alacaklının-para yatırmadan “alacağına mahsuben” bu taşınmazı satın almak istemesi halinde; ileride sıra cetveli yapılacağından ve henüz sıra cetveli yapılmamış olduğundan, “alacaklının alacağının, ihale bedelini karşılayıp karşılamadığı, icra dosyasına yatırılması gereken arada bir fark bulunup bulunmadığı” ancak yapılacak (ve kesinleşecek) “sıra cetveli” ile belli olacağından, alacağına mahsuben taşınmazı satın almış olan alıcı-alacaklıya “ihale bedelini yatırması için” icra dairesince süre verilemeyeceği, bu sürenin “yapılacak ‘sıra cetveli’ kesinleştikten sonra” verilmesi gerekeceği-
Alacaklının, İİK. 89/IV uyarınca «üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunmasından dolayı tazminatla sorumlu tutulması» için icra mahkemesinde açtığı davada genel hükümlere göre yargılama yapılarak tacir olan tarafların ya da üçüncü kişi kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Davalı borçlu ve üçüncü kişi arasında alacak-borç ilişkisinin bulunmasının tarafların birbirlerini tanıdıkları ve üçüncü kişinin borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun kabulünü gerektireceği, bu halde işlemin İİK’nun 280/1. maddesi kapsamında iptali ile dava İİK’nun 283/2. maddesi gereğince bedele dönüşeceğinden, taşınmazın dördünce kişiye satıldığı tarihteki değerinin davalı üçüncü kişiden alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Sıra cetveline konu edilen taşınmazın satışı davacı banka tarafından yaptırıldığına göre davacının İİK’nın 138.maddesi uyarınca satış bedeline ilişkin masraflarla ilgili olarak öncelikli tatmin edilme hakkının bulunduğu- Davacı tarafından dava konusu alacağın esasına ilişkin itirazlar da bulunması nedeniyle usulünce bilirkişi incelemesi yapılarak bu alacağın gerçek miktarının belirlendiken sonra 1. sıra ipotek alacaklısı olan davalıya ödeme yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.