Özel Dairenin HMK’nın 46. maddesine dayalı olarak açılan davada maddede sayılan sebeplerin hiçbirisinin gerçekleşmediği gerekçesiyle verdiği red kararının davanın esastan reddine yönelik bir karar olduğu, bu durumda Özel Daire tarafından red sebebiyle davacı aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekirken davacının disiplin para cezası ile cezalandırılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının dava değerini teminat mektuplarında belirtilen teminatların bedeli olan .......TL olarak belirtmiş ve mahkemeye başvuru esnasında da peşin harcını bu değer üzerinden belirlenen miktara göre yatırdığı, bu durumda Özel Daire tarafından hüküm verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin esas alınarak davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Bankacılık faaliyetleri ile iştigal eden davacı .................. Bankası Anonim Şirketi hakkında sarf edilen "aslında ilk el konulması gereken banka, o da neyse inşallah bizim iktidarımızda nasip olur bize!" şeklindeki söz ve ifadeler bütün halinde değerlendirildiğinde; kullanılan ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, yayın tarihi itibariyle toplumsal ilginin bulunduğu bir konuda değerlendirmeler yapıldığı anlaşıldığından davanın tümden reddi gerekeceği-
Hükmedilen manevi tazminata, ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren faiz yürütülebileceği–
İlaçların normalin üzerinde kullanılması sonucunda davacı tarlasında meydana gelen gerçek zararın tespit edilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, gerektiğinde BK.nun 42. maddesi hükmü de nazara alınarak hasıl olan sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Ortak alan sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemi-
3. HD. 24.09.2018 T. E: 2016/20753, K: 8941-
Hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Tazminat davası-
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalıdan tahsili istemine (506 s K. mad. 26) ilişkin davada, iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerle birlikte kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerektiği- Her ne kadar baskın kusur kazalıda ise de, fenni nezaretçi aracılığıyla, davaya konu iskelenin tüzüğe uygun olarak kurulmasını sağlamadığı anlaşılan işverenin de kusurlu olması karşısında, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman bilirkişi heyetince tarafların kusur oran ve aidiyetinin tespiti konusunda yeniden bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
17. HD. 10.12.2018 T. E: 5184, K: 11938-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.