Mahkemece, davacının istemi doğrultusunda “...muhdesatın dava-cıya ait olduğunun tesbitine” şeklinde değil, “...muhdesatın davacı tara-fından yapıldığının tesbite...” şeklinde karar verilebileceği (MK. m.684 hükmü uyarınca binalar arzın ayrılmaz parçası olduğundan ve bu ne-denle arzdan ayrı bir mülkiyet konusu olamayacaklarından mahkemece «binanın davacı tarafından yapıldığının tesbitine» şeklinde karar verilebileceği (“binanın mülkiyetinin davacıya aidiyetine” şeklinde karar veri-lemeyeceği) -
Türk Medeni Kanununun 477. maddesi gereğince kayyım atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması nedeni ile kayyımlık kararının kaldırılması istemi-
MK. 427/1 ve 3561 Sayılı Kanun gereğince kayyım olarak atanmış olan kişinin, gaip olan kişilerin haklarını geçmişe dönük olarak korumak ve kullanmakla da yükümlü olduğu-
Açık kimliği bilinmeyen ya da gaip olan kişilerin mal varlıkları üzerinde hazine yararının daha iyi korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım atanması hususu 3561 sayılı Mal Memurlarına Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'da düzenlenmiş olup gerek Medeni Kanunun 427. maddesi ve gerekse 3561 sayılı kanun gereğince kayyım atanması gerekeceği-
Taraflar arasındaki kayyım ataması davası-
“Kayıt düzeltilmesi” davalarında husumet–
3561 Sayılı Kanun'un 2. ve Türk Medeni Kanunu'nun 427. maddesi hükümleri uyarınca kayyım tayin edilen İstanbul Defterdarı gaibi temsil ettiğinden aleyhine açılan davanın da görülmesinin gerekeceği-
Bir konfedarasyonu temsilen senet imzalayan kişinin, temsil ettiği konfederasyonun tüzel kişiliğinin bulunmadığının anlaşılması halinde, senet bedelinden şahsen sorumlu olacağı–
Soyut nitelikteki bilirkişi ve tanık beyanları bir değer taşımayacağından taşınmaz üzerinde yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan, zilyetliğin başlangıcı, süresi ve niteliği konusunda yer ve zamana dayalı bilgiler alınması; davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmesinin gerekeceği-
Borçlu şirket tarafından sunulan ön proje, komiser heyetinin tavsiyeleri, bu kapsamda yapılan değişiklikler, revize proje bir arada değerlendirildiğinde; yasal düzenleme uyarınca alacaklılar yönünden teklif edilen tutarın, iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordato projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması koşullarının tamamı gerçekleşmiş olup mahkemenin "konkordatonun tasdiki" kararının yerinde olduğu- İtiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri- Hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ise de; konkordato tasdiki yargılamasına ilişkin İİK 285 vd maddelerinde belirlenen prosedür gereğince, üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanı mevcut olmayıp, ancak anılan usul gereğince hareket etme olanağı bulunduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.