Muhatabın, usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren, takibin şekline göre icra mahkemesine itiraz etmemiş olmasının, tebligatın usulsüzlüğünün tesbiti halinde mal beyanında bulunma tarihi ve takip kesinleşmeden haciz konulamayacağı cihetle, varsa hacizlerin “bulunması nedeniyle, mahkemece şikayetin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Ödeme emri tebliğ evrakında “Mernis Adresi” şerhi bulunmakla birlikte “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhat bulunmadığından bahisle TK.'nun 21. maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin yetkili temsilcisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden çalışanına tebligat yapılamayacağı-
Ölü kişi (borçlu) hakkında takip açılamayacağı ve yapılan takibin, borçlunun mirasçılarına yöneltilemeyeceği (mirasçılar hakkında yeni bir takip yapılması gerekeceği)– Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, aşağıdaki içtihatlarda bahsi geçen 04.05.178 Tarih ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı önemini yitirmiştir…
Borçlunun bildirilen ve bilinen adreslerinin tamamına T.K.'nun 10/1.maddesi uyarınca normal tebligat çıkarılarak icra emrinin borçluya tebliğ edilmesi, bildirilen tüm adreslere çıkarılacak tebligatların bila tebliğ dönmesi halinde ise aynı Kanun'un 10/2.maddesi yollamasıyla T.K.'nun 21/2.maddesine uygun olarak tebligat çıkarılması gerektiği-
Hükmü şahıslarda, tebligatın, yetkili mümessillerine, bunlar birden fazlaysa yalnız birine yapılacağı- Tebligat, usulüne aykırı yapılış olsa bile, muhatabın tebliğ işleminden haberdar olması halinde, tebligatın geçerli sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, "tebliğ tarihi" olarak kabul edeceği-
Vekil ile takip edilen işlerde –Teb. K. 11, Avukatlık K. 41, HUMK. 62-68 (şimdi; HMK. 73-83) gereğince- tebligatın (satış ilanının, duruşma gününün, ilamın, ödeme emrinin vs.) vekile yapılması gerekeceği- Borçlu vekili satışın durdurulmasını istemiş ve yine satış sırasında hazır bulunmuş ise de, satış ilanı borçlu vekiline tebliğe çıkarılmadığından ve usulsüz de olsa her hangi bir tebliğ işlemi bulunmadığından, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı, şikayetçi borçlunun ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olmasının, İİK.nun 127. maddesinde öngörülen satış ilanı tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmayacağı-
Adres hanesine yazılan "Mernis Adresi" ibaresine dayanılarak tebliğ memuru tarafından Tebligat Kanunu mad. 21/2 'ye göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde, mahkemenin artık bu uyma kararı ile bağlı olduğu, bu durumda; mahkemece; öncelikle bozma ilamı doğrultusunda tebligat tarihinin düzeltilmesine karar verilerek yetki itirazının incelenmesi gerektiği, yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde ise borca itirazın incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emri tebliğ işleminin, “ Adreste kimse bulunamaması üzerine, adresin kapalı olması sebebi en yakın komşu, kapıcı veya yöneticiye sorulmuş, verilen sözlü beyanda muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğinin beyan edilmesi üzerine tebliğ imkansızlığı sebebiyle tebliğ zarfı (ismi ve yetkili olduğu mahalle net olarak okunamayan) muhtara teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşusu F.D.'a haber verildi....” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak tebliğ mazbatasında, bilgisine başvurulan kişinin kim olduğu ve sıfatı konusunda hiçbir bilginin bulunmadığı, beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılmadığı, imzadan çekinme hali var ise, bu durumun da tesbit ve tevsik edilmediği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğunun anlaşıldığı, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.