Taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen gerçek değeri arasında misli fark bulunması nedeniyle dava konusu taşınmazın satışı bağış hükmünde olup İİK. mad. 278 gereğince iptale tabi olduğu- Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücretinin, takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanması gerekeceği-
Mahkemece, kural olarak borçluların taşınmazdaki hisselerinin değerleri tespit edilerek borçluların haline münasip ev alabilecekleri miktarlar, mahcuzun değerinden (bu değerden hissesine düşecek miktardan) fazla ise şikayetin kabulü; az ise şikayetin kısmen kabulü ile mahcuzun (borçlunun hissesinin) satılarak, borçluların hallerine münasip ev almaları için gerekli bedelin kendilerine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçluların hallerine münasip ev alabilecekleri miktarlardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 s. Kanun’un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili ve görevli olduğundan, haczedilmezlik şikayetinin de haczi uygulatan alacaklı birimin bulunduğu yer iş mahkemesince inceleneceği- Borçlunun görev ve sıfatı gözetildiğinde, kendisinin İİK. 82/1. maddesinin 12. bendinde belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesinin gerekmediği-
11. HD. 20.04.2016 T. E: 2015/14912, K: 4411-
İcra müdürlüğünün kapatılması üzerine dosyanın devredildiği yer icra müdürlüğü dosyasının icra mahkemesince incelendiği anlaşıldığından, mahkeme kararının yerinde olduğu-
İİK.’nun 89/IV. maddesine göre açılan davayı icra mahkemesinin genel hükümlerine göre çözümleneceği; bu maddede öngörülen “tazminat” sözcüğünün “üçüncü kişinin yalan beyanından dolayı alacaklının uğradığı zararın karşılığını” ifade ettiği– Mahkemece üçüncü kişi davalının defter ve kayıtları üzerine tarafların beyanları doğrultusunda Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihinde borçlunun üçüncü kişiden istenebilir,kesin nitelikte bir alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce mahkemenin ihtiyati haciz kararına istinaden 13.04.2010 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlu, almakta olduğu emekli maaşından her ay 200,00 TL kesinti yapılmasına muvafakat etmiş ise de, ödeme emri 04.05.2010 günü tebliğ edilmiş olup, borçlunun, takip kesinleşmeden önceki hacze muvafakatinin bir hukuki sonuç doğurmayacağı-
İhtiyati hacze itiraz eden, alacaklıyı tanımadığını, bir ticari münasebetinin de bulunmadığını, ayrıca konuyla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiş olup, ancak itirazın İİK.nun 265.maddesinin kapsamında bulunmaması nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılması isteminin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı Vergi Dairesince, davacıya haciz ihbarnamesi gönderilmiş olup 1 yıl içinde -6183 s K. mad. 79/4 uyarınca- menfi tespit davası açıldığından, işin esasına girilerek davacının haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra dava dışı kamu borçlusunun maaşından ödemesi gereken bir kesinti bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, davanın tam yargı davası olarak idare mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle davanın reddinin isabetsiz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.