Ödeme emrinin iptalinden sonra yeniden çıkarılan ödeme emrinin borçluya yeni bir şikayet hakkı vereceğinden, iptal edilen ödeme emrinde yabancı para alacağının harca esas değeri gösterilmesine karşın yeniden çıkarılan ödeme emrinde harca esas değeri yazılmamışsa  ödeme emrinin iptali gerekeceği-
Uygulamaya elverişli imza ile inkar edilen imzanın karşılaştırılması sonucunda, hakimin, inkar edilen imzanın inkar eden tarafa ait olup olmadığı hakkında kesin bir kanaat sahibi olamazsa, o zaman, yazı yazdırma (istiktab) yoluna başvurabileceği- Mahkemece imzaya itiraz davasında ispat külfetinin altındaki alacaklıya emsal imzaların bulunduğu yerlerin bildirilmesi için süre verilip, tüm emsal imzalar toplanarak, çekteki keşideci imzasının karşılaştırılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekeceği-
Takip talebinde adı yazılı olan borçluya, adının yazılı olmadığı ödeme emri gönderilmesi halinde bu durumun maddi bir hatadan kaynaklandığı ve hatanın her zaman düzeltilebileceği benimsenerek, takip iradesini sürdüren alacaklıya karşı borçlunun yapacağı itirazın mahkemece -itiraz hakkı doğmadığından bahisle reddedilmeyip- incelenmesi gerekeceği-
HMK'nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448), Taraflardan her ikisinin de tacir olduklarına ilişkin bilgi ve iddia bulunmadığından alacaklı ve borçlu arasında yapılan bonodaki yetki kaydının, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan HMK. mad. 17 gereğince geçersiz olduğu, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.); bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak, 6102 s. TTK. mad. 777/3 gereğince, açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yerin, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri olarak kabulü gerekeceğinden, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağından bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceği-
İİK’nun 165/I maddesi uyarınca iflasın açılması kararında “iflasın açılma anı”nın gün ve saat olarak gösterilmesi gerekeceği-
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği, aynı kuralın takip hukukunda da geçerli olduğu-
Mahkemece, borçlu tarafça sunulan ödeme belgeleri İİK'nun 169/a-1. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığından (takip dayanağı senetlere açıkça atıf yapılmadığı), bu belgeler esas alınmaksızın sadece asıl alacağın fer'ileri yönünden gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verileceği-
Borçlu vekilinin başvurusunun “takip konusu senedin icra takibinden önce mi sonra mı zamanaşımına uğramış olduğu” konusuyla ilgili olduğunun, icra mahkemesince doğrudan doğruya değerlendirileceği-
“Gecikmiş itiraz” isteminde bulunmuş olan borçlunun dilekçesine “gribal enfeksiyon”a ilişkin eklediği raporda “5 günlük süre ile yatak istirahati uygun görülmüştür.” denilmiş olmasının “icra dairesine gidilerek borca itiraz edilmesine veya vekil atanmasını engelleyici olduğu” ayrıca belirtilmemiş olduğundan, mahkemece bu rapora dayanılarak “gecikmiş itiraz talebinin kabulüne” karar verilemeyeceği-
Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca kabul edilen miktar ve ferileri için takibin durdurulması yerine, takibin iptali yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.