HMK'nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448), Taraflardan her ikisinin de tacir olduklarına ilişkin bilgi ve iddia bulunmadığından alacaklı ve borçlu arasında yapılan bonodaki yetki kaydının, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan HMK. mad. 17 gereğince geçersiz olduğu, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.); bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak, 6102 s. TTK. mad. 777/3 gereğince, açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yerin, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri olarak kabulü gerekeceğinden, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağından bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceği-
İİK’nun 165/I maddesi uyarınca iflasın açılması kararında “iflasın açılma anı”nın gün ve saat olarak gösterilmesi gerekeceği-
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği, aynı kuralın takip hukukunda da geçerli olduğu-
Mahkemece, borçlu tarafça sunulan ödeme belgeleri İİK'nun 169/a-1. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığından (takip dayanağı senetlere açıkça atıf yapılmadığı), bu belgeler esas alınmaksızın sadece asıl alacağın fer'ileri yönünden gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verileceği-
Borçlu vekilinin başvurusunun “takip konusu senedin icra takibinden önce mi sonra mı zamanaşımına uğramış olduğu” konusuyla ilgili olduğunun, icra mahkemesince doğrudan doğruya değerlendirileceği-
“Gecikmiş itiraz” isteminde bulunmuş olan borçlunun dilekçesine “gribal enfeksiyon”a ilişkin eklediği raporda “5 günlük süre ile yatak istirahati uygun görülmüştür.” denilmiş olmasının “icra dairesine gidilerek borca itiraz edilmesine veya vekil atanmasını engelleyici olduğu” ayrıca belirtilmemiş olduğundan, mahkemece bu rapora dayanılarak “gecikmiş itiraz talebinin kabulüne” karar verilemeyeceği-
Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca kabul edilen miktar ve ferileri için takibin durdurulması yerine, takibin iptali yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Davacı tarafça, dava harcı da yatırılmak suretiyle 18.05.2009 tarihinde davanın açıldığının kabulü gerekli olup Özel Daire kararında dava tarihi olarak kabul edilen 03.06.2009 tarihi ise, dava dilekçesinin kendisine gönderildiği İzmir İcra Mahkemelerince kayda alındığı ve tevzi edildiği tarih olup, dava tarihi olarak kabul edilemeyeceği-
Takibe konu çekin ibraz kaşesinde, ibraz tarihi bulunmadığı, bu nedenle, alacaklının TTK'nun 796 ve 808. maddeleri gereğince müracaat hakkını kaybettiğinin kabulü ile takip dayanağı belge kambiyo senedi vasfını taşımadığından (adi havale) icra mahkemesince öncelikle İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar vermek gerektiği-
Son bilirkişi heyet raporunun da diğer bilirkişi raporları gibi aynı içerikte olduğu, alacaklının bu raporlarla imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlayamadığı, kabul kararının hukuka uygun olduğu, başka heyetten bilirkişi raporu alınmasına gerek olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.