Yetkili olmaları koşuluyla itirazda birden çok icra dairesinin yetkili olduğunun belirtilebileceği; bu durumda borçlu bir tercih yapmadığı için yetkili yerin seçilmesi hakkının alacaklıya geçeceği-
Evlenmenin butlanı davasında verilen yetkisizlik kararı, davacı tarafından temyiz edildiğinden, davacının dava tarihi itibarıyla merkezi adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin nüfus müdürlüğünden sorulması ve taraf delilleri toplanarak yetki itirazının hadise şeklinde incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacının bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu- Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla dava açıldığı deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkemenin, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı vereceği- HMK. 16. maddesinde ise, "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." hükmünün yer aldığı- Diğer taraftan, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinde ise "Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." ifadesine yer verildiği -
Davalı sigorta şirketinin, ZMSS poliçesinden kaynaklanan sorumluluğunun, azami poliçe teminat limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve gerçek zarar ile sınırlı olduğu- ZMSS Genel Şartlarında "dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin teminat dışı kaldığı" açıkça belirtilmiş olup, kazanç kaybı, gerçek zarar dışında aracın hasarlanması nedeniyle uğranılan dolaylı bir zarar olduğundan, davalı sigorta şirketinin kazanç kaybından sorumluluğuna karar verilemeyeceği-
Takibe dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- Takip dayanağı çekin incelenmesinde, çekin borçlunun cirosu ile alacaklıya geçtiği ve arka yüzünde “iş bu çek senet bedeli teminat olarak bankamıza temlik edilmiş olup bedeli teminattır" ibaresi yazılı iken çek arkasındaki bu kaydın üstü iptal kaşesi vurularak imzalandığında bu kaydın  artık  yok hükmünde olacağı-
Alacaklının -yetkili icra dairesi yönünden- tercih hakkını kullanmaması halinde, borçlunun bildirdiği yer icra dairesinin yetkili olacağı (sayılacağı)-
İtirazın iptali davası-
Üçüncü kişi vekili "tarafından satış günü ihaleye bir kaç dakika kala tedbir kararı ile birlikte daha önce satış dosyasına sunulmamış olan bu tedbir kararının tapu kaydına işlendiğine dair resmî yazı örneğinin satış mahallinde satış memuruna ibraz edilerek satışın durdurulması" talep edilmesi üzerine, satış memurunun "bu kararın önceki kararla aynı nitelikte olduğundan satışa engel olmayacağını" sözlü olarak açıklayıp satış işlemine başlamasından sonra  ve teminat yatırarak pey sürmek üzere satış mahallinde bulunan bir şirket yetkilisinin ihtiyatî tedbir kararı ve bu kararın tapuya şerhine ilişkin tapu müdürlüğünün işleminden ihale saatinde haberdar olunca bu nedenle ihaleye pey sürmediği uyuşmazlıkta, ihaleye konu taşınmazın tapu kaydına konulan  ihtiyatî tedbir kararı satışı engelleyecek nitelikte değilse de, ihale için salonda bulunan ve pey sürmekten vazgeçen şirket yetkilisinin ihtiyatî tedbirin cebri ihaleyi engelleyici nitelikte olup olmadığına ilişkin bir bilgiye sahip olmadığı- İhale öncesinde yaşanan bu süreç talep ve talibi azaltıcı nitelikte olup, bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığının kabulü gerektiği- "Anılan yetkilisinin ihaleden önce dosyadan haberdar olduğu, ihalenin yapılmasına engel oluşturmadığı anlaşılan tedbir kararının varlığını da bildiği, ihale öncesinde oraya gelen bir kişinin ilgisiz, dosya kapsamına uymayan, ihalenin sürdürülmesine engel oluşturmayan beyanlarının talebi ve talibi azaltıcı etkisi olduğundan söz edilebilmesi için bunu ortaya koyan somut vakıaların ortaya konulması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davalının %100 kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza sonucu davacının %12,1 nispetinde malûl kaldığı ve davacının SSK emeklisi olup 400,00YTL. emekli maaşı aldığı dikkate alındığında takdir edilen 10.000,00 YTL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.