Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar aranacak alacak niteliğinde olduğundan bu alacaklar için TBK. mad. 89/1 hükmü uygulanamayacağından ve çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yerinde, çekin keşide yerinde, ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğinden bu hususların gözetilmeden borçlu vekilinin yetkiye dair itirazının reddi kararının doğru olmadığı-
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 197/2. maddesinde hükme bağlanan, müşterek yaşama haklı nedene dayalı olarak ara verilmesi nedeniyle açılan tedbir nafakası talebine ilişkin olup, TMK’nın 201. maddesinde; evlilik birliğinin korunmasına yönelik önlemlerin alınması konusunda eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, bu hüküm gereğince, gerek tedbir nafakası, gerekse birliğin korunması ile ilgili diğer tedbirlerle ilgili davalar, eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği- Davacı eş, davalının yerleşim yerinden ayrı bir yerde oturuyorsa davalı eşin yerleşim yerine gitme zorunluluğu olmadan kendi oturduğu yerleşim yeri Aile Mahkemesinde dava açabilir. Davacı eş isterse, bu tedbirlerle ilgili olarak davalının yerleşim yeri Aile Mahkemesinde de dava açabilecektir. Bu halde davacı TMK’nın 201/1. maddesi hükmü gereğince kendi yerleşim yeri mahkemesinde veya HMK’nın 6. maddesi hükmü gereğince davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açma konusunda seçimlik hakka sahiptir.
İhtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmiş olmasının ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmeyeceği-
HMK'nın 17. maddesi uyarınca, sadece tacir veya kamu tüzel kişilerinin kendi aralarındaki uyuşmazlıkta yetki sözleşmesi yapabilecekleri-
Takibe sadece icra dairesinin yetkisi yönünden itiraz edilmesi halinde yetki itirazının icra mahkemesince incelenmesi gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilmesi gerektiği- 
Borçlunun ilk ödeme emrine karşı hem yetki ve hem de esas bakımından itiraz etmiş olsa bile, daha sonra yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrine borçlunun yeniden esas bakımından itiraz etmesi gerekeceği, borçlunun ilk ödeme emrine karşı esas bakımından yapmış olduğu itirazın, yeni ödeme emrine karşı da yapılmış sayılmayacağı–
Yetkili icra dairesine gönderilen icra dosyasının, ilk takip dosyasının devamı olduğu, zamanaşımının hesabında ilk takip tarihinin nazara alınacağı-
'İhtiyati haciz kararı vermeye hangi mahkemenin yetkili olduğu'nun İİK.nun 258. maddesinin yollamasıyla aynı kanunun 50. maddesi uyarınca belirleneceği- Keşide yeri ve keşidecinin adresi ile muhatap bankanın A.'da bulunması halinde adresleri Uşak ve Urla olan lehdar ve ciranta hakkında A. dışındaki bir yerde bulunan mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararına yönelik yetki itirazının kabulü gerekeceği–
Davacının aynı konuda açmış olduğu daha önceki davasından ‘’feragat’’ ettiği, feragatın kesin hükmün sonuçlarını doğurması sebebiyle, “menfi tespit ve istirdada dair talebin kesin hüküm nedeni ile reddine” karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.