İhtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmiş olmasının ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmeyeceği-
HMK'nın 17. maddesi uyarınca, sadece tacir veya kamu tüzel kişilerinin kendi aralarındaki uyuşmazlıkta yetki sözleşmesi yapabilecekleri-
Takibe sadece icra dairesinin yetkisi yönünden itiraz edilmesi halinde yetki itirazının icra mahkemesince incelenmesi gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilmesi gerektiği- 
Borçlunun ilk ödeme emrine karşı hem yetki ve hem de esas bakımından itiraz etmiş olsa bile, daha sonra yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrine borçlunun yeniden esas bakımından itiraz etmesi gerekeceği, borçlunun ilk ödeme emrine karşı esas bakımından yapmış olduğu itirazın, yeni ödeme emrine karşı da yapılmış sayılmayacağı–
Yetkili icra dairesine gönderilen icra dosyasının, ilk takip dosyasının devamı olduğu, zamanaşımının hesabında ilk takip tarihinin nazara alınacağı-
'İhtiyati haciz kararı vermeye hangi mahkemenin yetkili olduğu'nun İİK.nun 258. maddesinin yollamasıyla aynı kanunun 50. maddesi uyarınca belirleneceği- Keşide yeri ve keşidecinin adresi ile muhatap bankanın A.'da bulunması halinde adresleri Uşak ve Urla olan lehdar ve ciranta hakkında A. dışındaki bir yerde bulunan mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararına yönelik yetki itirazının kabulü gerekeceği–
Davacının aynı konuda açmış olduğu daha önceki davasından ‘’feragat’’ ettiği, feragatın kesin hükmün sonuçlarını doğurması sebebiyle, “menfi tespit ve istirdada dair talebin kesin hüküm nedeni ile reddine” karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı
İcra mahkemesinin takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verdiği kararlar kesinleşmeden satış (ihale) yapılabilir mi?
Davacı işçinin eski işyerine iadesi gerekirken, başka bir yer gösterilmesinin işe başlatma mahiyetinde değerlendirilemeyeceği, eski işine başlatılmayan davacı işçinin boşta geçen süre ücreti yanında, işe başlatmama tazminatına da hak kazandığının kabul edilmesi gerektiğinden; boşta geçen süreye ait ücret ile dört aylık süre ilavesiyle kıdem tazminatı farkı hüküm altına alındığı halde, işe başlatmama tazminatı isteğinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.