İtirazın iptali davası-
Alacaklı vekilinin HMK. 20'de öngörülen iki haftalık yasal süreden sonra icra müdürlüğüne başvurarak dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesini istediği anlaşıldığından, mahkemece, re'sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, kesinleşen ve bir belgeye dayanamayan ilâmsız takip hakkında açtığı «borcu bulunmadığını tesbit»e ve “istirdat”a yönelik davada, alacağın varlığını isbat yükünün alacaklıya düşeceği–
Borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 168/5 maddesine dayalı, borcun bulunmadığı ve zamanaşımına uğradığına dair, borca itiraz ile İİK.nun 170/a maddesine dayalı şikayeti olduğundan, mahkemece, borçlular vekili tarafından ileri sürülen, iddialar incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarında genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği (HMK. mad. 5)- Alacaklı ile borçlu arasında yazılı bir yetki sözleşmesinin bulunması halinde, alacaklının iptal davasını sözleşmede yetkili gösterilen yer mahkemesinde de açabileceği- Bonodaki taraflar tacir olduğundan, takibe esas bonolardaki yetkili kaydında gösterilen mahkemenin yetkili olduğu- Yetki sözleşmesi (kaydı), geçerli olduğundan, bu sözleşmenin (kaydın) zorunlu dava arkadaşı durumundaki borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan üçüncü kişileri de bağlayıcı olduğu-
Sunulan ödeme belgesinin takip konusu borçla ilgili olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağına açıkça atıf yapılmasının zorunlu olduğu-
Dairemizce yapılan Uyap sorgusunda, ilgili mahkemenin yetkisizlik kararlarının taraflarca istinaf edilmemesi üzerine 17.02.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup, yetkisizlik kararının kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunması geçerli olmakla birlikte yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyasının yetkili yere gönderilemeyeceği, gönderilmesi halinde ödeme emrinin iptali gerekeceği, o halde, bölge adliye mahkemesince, yetki itirazına ilişkin kararlar kesinleşmeden dosyanın yetkili yere gönderilmesine karar verildiği açık olduğundan muteriz borçlular hakkındaki ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemeye yapılan borca itiraza ilişkin talebin incelenmesi sırasında yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip icra dosyası başka bir icra müdürlüğüne gönderilmiş olduğundan, o icra dairesinde muteriz borçlu yönünden derdest bir icra takibi bulunmamakta olup, mahkemece, borçlunun borca itirazının konusu kalmadığından reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun yetki itirazı kabul edildiğine göre, bu kabul kararı ile takibin durmuş olacağı ve duran takipte de (yetki itirazının kabulüne karar verildiği tarihten itibaren) zamanaşımının işlemeyeceği- Takip tarihi ile yetki itirazının kabulüne karar verildiği tarih arasında 6 aylık zamanaşımı süresi de dolmadığından mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının reddi gerektiği-
Tarafların tacir olduğu ve aralarında yetki sözleşmesi yaparak İstanbul mahkeme ve icra dairelerini yetkili kıldıkları anlaşıldığından, mahkemece icra takibinin yetkili yerde yapıldığının kabulü ile işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde asıl davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.