Ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkin davada; mahkemece, kiracının tacir olup olmadığının araştırılması, buna göre sözleşmedeki artış şartının geçerli olup olmayacağı belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının icra takibinde talep ettiği alacağın içinde birikmiş temerrüt faizi de bulunduğundan, BK. nun 104/son maddesi hükmü gözetilerek, takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden temerrüt faiz tahsiline imkân verecek şekilde hüküm kurulması gerekirken, anılan yasa hükmüne aykırı biçimde işlemiş temerrüt faizine takip tarihinden itibaren tekrar temerrüt faizi uygulamasına yol açacak şekilde hüküm tesis edilmesinin bozmayı gerektireceği-
Ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, borçlunun itiraz hakkı doğmayacağı- Ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı-
Kira bedelinin tespitine ilişkin davada, kira sözleşmesi başlangıç tarihinden itibaren üç yıl ve daha fazla süre geçtiğinden mahkemece dava konusu yerin boş olarak yeniden kiralanması halinde getirebileceği kira bedelinin bilirkişiler aracılığı ile tespit edilmiş olmasında bir usulsüzlük yoksa da, bilirkişilerce belirlenen brüt kira bedelinden kiracının uzun süreden beri oturduğu eski kiracı olduğu nazara alınarak TBK. mad. 51, 52 gereğince kiracı lehine mahkemece takdiren hakkaniyete göre indirim yapılması gerekeceği-
İ.İ.Y.nın 67. maddesi ile konulmuş olan icra inkar ödencesinin, alacaklının genel mahkemede açtığı itirazın iptali davası sonucunda borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi durumunda alacaklı yararına hükmolunan ödence olduğu, nitelikçe hakkında yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edilerek takibi durdurması ve itirazda işin çabuk bitirilmesini önleyen borçluya karşı konulmuş icra hukukuna özgü bir yaptırım olduğu, borçlunun ne kadar borçlu olduğunun saptanması ve itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesinin ön koşul olacağı, borçlunun ödeme emrine karşı itirazın yapıldığı andaki durumu itibariyle haksızlığı saptanacak ancak haklı çıkma durumuna uygun alacak miktarı esas alınarak alacaklı yararına icra inkar ödencesine hükmedilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, kira sözleşmesinde %5 artış koşulu öngörülmesine rağmen, davacı tarafından yenilenen kira döneminde artışsız miktar üzerinden fatura düzenlenip davalıya tebliğ edildiği, davalının da kira ödemesini bu miktar üzerinden yaptığı, bu durumun takipten sonraki dönem için de devam ettiği, böylece taraflar arasında artış şartının uygulanmaması yolunda örtülü bir anlaşma bulunduğu, davacının sonradan artış talebinde bulunmasının MK. 2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesi ile davacının artış koşulundan kaynaklanan fark kira isteminin reddine karar verilmişse de,söz konusu faturalar taraflar arasındaki temel ilişkiyi oluşturan taşınmaz kiralama sözleşmelerine dayalı olarak keşide edilmiş olup, itiraz edilmemiş olsa da fatura, akdin ifası ile ilgili bir belge olduğu için akdin şartlarını değiştiremeyeceğinden, ihtilafın çözümünde esas alınacak olanın yazılı akit olduğu ve faturanın bu durumda sadece akdin ifası ile ilgili hususların ispatında delil kuvvetine sahip olduğu, akdin esaslı şartlarını ihtiva eden kısma ilişkin olarak sözleşmede değişikliğe gidildiği şeklinde yorumlanamayacağından, sözleşmede kararlaştırılan artış şartı geçerli olup, artış şartı uygulanmak suretiyle yeni dönem kirasının belirlenerek hüküm altına alınması gerektiği- Elektrik, su ve aidat bedellerinin davacı tarafından ödenmesinden sonra bunlara ilişkin olarak rücuen alacak davası açma hakkı bulunduğu ve davalının sıfatına göre sözleşmedeki muacceliyet koşulunun dava tarihi itibariyle geçerli olduğu-Kira sözleşmesinde %10’luk tutar olarak belirlenen ve "alacağın tahsilinde harcanan çabanın karşılığı" olarak ödenmesi kararlaştırılan tutarın niteliği itibariyle "cezai şart" olarak kabulü edilemeyeceği-
Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekeceği-
Kira alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemi-
Tüzel kişiliği bulunmayan davacının dava açma ehliyeti ve taraf sıfatı olmadığından ve takip talepnamesindeki bu eksiklik sonradan giderilemeyeceğinden tahliye yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.