Haksız ve erken tahliye nedeniyle makul süreden kaynaklanan kira kaybı zararı ile sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin tahsili istemi, karşı dava; AVM’nin iyi yönetilememesi, müşteri ve portföy oluşturulamaması nedeniyle oluşan kâr mahrumiyeti zararı, imaj ve marka zararı, banka teminat mektubunun haksız tahsili nedeniyle oluşan zarar ile icra takibine yatırılan paralar nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemi-
Sözleşmenin ifasının borçlu tarafından kusuru ile imkansız hale getirilmesi durumunda olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 96. maddesi gereğince borçlunun bundan doğan zararı tazmin etmesi gerektiği, bunun da ifanın imkansız hale geldiği yani bir başka anlatımla taşınmazın 3. kişiye devredildiği tarihteki rayiç bedeli olacağı, davacının BK'nın 96. maddesi gereğince uğradığı zararın tazminini istemek ya da tapu iptali ve tescil talebinde bulunmak yerine ilanihaye kira bedeli istemesinin mümkün olmadığı, kira kaybının sözleşmenin ifasına dönük bir talep olduğu, taşınmazın üçüncü kişiye devredildiği tarihten itibaren uzunca bir süre geçtiği ve devrinden önce davacının kullanımına terkedilen ayrı bir bağımsız bölümün olduğu, dolayısıyla davanın reddi gerekeceği-
Haksız fesih nedeniyle kira kaybı ve hor kullanma tazminatı istemlerine-
8. HD. 23.12.2019 T. E: 2018/4252, K: 11671-
Tazminat davası bozma kararına uyularak-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca koyulan ipoteğin fekki ve tazminat istemine ilişkin davada, yüklenici ancak tüm edimlerini yerine getirdiği takdirde teminat ipoteği kaldırılacağı, birleşen davalarda arsa sahiplerinin haklı görülmesi halinde asıl davanın reddi gerekeceği hususu dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
İnşaatın yüklenici tarafından % 70 fiziki seviyeye getirilmesinden sonra iş sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmenin feshedilmesi üzerine yüklenicinin el atmasının önlenmesine karar verilebilmesi için yükleniciye inşaata zilyet lehine yaptığı giderlerin ödenmesi gerekeceği–
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Bilirkişi raporunda belirtilen hasarların normal kullanım ve hor kullanım nedeni ile meydana geldiği belirtilmesine rağmen mahkemece bir ayrım yapılmayıp, hangi hasarların normal kullanımdan kaynaklandığı hangi hasarların hor kullanımdan kaynaklandığı belirtilmediğinden, mahkemece bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği- Taşınmazın tahliye edilip, anahtarın teslim edildiğine ilişkin yazılı bir belge yok ise de, davacı vekilinin taşınmazın boşaltıldığını belirttiği tarihe göre, taşınmazın tahliye edilip, anahtarın teslim edildiğinin kabulü gerektiği, kiracı kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye ettiğine göre davacıya ait zararın, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaret olacağı-
Mahkemece, davacının, dava dilekçesinde kira kaybı tazminatı alacağı ile ilgili olarak faiz talebi bulunmadığı halde, HUMK'nun 74. ( HMK 26.) maddesine aykırı şekilde talebin aşılması suretiyle kira kaybı tazminatı alacağına faiz yürütülerek hüküm kurulmasının yerinde olmayacağı-
Bu sürenin belirlenememesi karşısında, su sızıntısının giderilebileceği ve meskenin kiraya verilebileceği makul sürenin ne olduğu belirlenerek bu süre boyunca, eğer üç aydan az bir süre belirlenirse davalının ikrarı nedeniyle üç ay süre ile davacının kira kaybı bulunduğu kabul edilerek davalının sorumluluğuna karar verilmesinin gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak tazminat istemine ilişkin davanın "tüketici mahkemesi"nin görevine girmediği- 6502 s. K. mad. 3/1 kapsamında basit nitelikteki ve dar kapsamlı olağan tüketim işlemini konu alan eser sözleşmelerinin yer aldığı- 6102 s. TTK. mad. 4/1'de TBK. mad. 470 vd.'na atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliği de bulunmadığından asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu- HMK. mad. 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacak davası bozma kararına uyularak-
Eser sözleşmesinin bir türü olan gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin süresinde ifa edilmemesi sebebiyle kira kaybının tahsili istemi-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenici tarafından yapılan dairelerin henüz arsa sahiplerine teslimi yapılmadığından zilyetliğin doğal olarak yüklenicide olduğunun kabulü gerektiği, ancak bu hususun aksi yüklenici tarafından ispat edilebileceği-
4077 sayılı yasa ile üretim aşamasında bilgi sahibi olmadığı malları veya sunulan hizmetleri satın alan ve sözleşmede satıcıya karşı zayıf durumda olan tüketicinin, sonradan bu mal veya hizmetlerin ayıplı çıkması sonucu doğan zararının tazmin edilmesinin amaçlandığı, satışa konu edilen konutta açık veya gizli ayıpların ortaya çıkması halinde, 4077 sayılı Kanunun himayesine sığınılabileceği; konut alım satımına dair uyuşmazlıkların 4077 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi için mutlaka yapılmış olan konutun veya kat mülkiyeti oluşturulmuş konutun alım-satıma konu olmasının söz konusu olmadığı-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat davası-
Dava, borcun ifa edilmemesinden doğan kira kaybının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, davacının ıslah edilen talebine göre kira kaybına yönelik isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacının BK’nın 106/2. ( TBK'nın 125/2.) maddesi hükmü uyarınca kullandığı seçimlik hakkı “ifa yerine geçen olumlu zarar” olduğuna ve bu zararın rayiç değer tesbiti ile tazminat olarak karşılaması karşısında gecikme tazminatı isteminin reddi gerekeceği-
Mahkemece birleşen davada da ayıp iddiası varmış gibi değerlendirme yapılıp süresinde ayıp ihbarı olmadığı gerekçesiyle birleşen davanın da reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki menfi tespit, genel kurul kararının iptali ve alacak davaları-
Harici sözleşme ile yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacı tarafından yüklenici ile birlikte arsa sahibi tapu kayıt malikine karşı açılan tapu iptali ve tescil ile satıcı/yükleniciye karşı kira alacağı taleplerine ilişkin davada, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmeye göre teslimi gereken tarih olan 01/01/2013 tarihinden 14/06/2017 tarihine kadar mahalli piyasa rayiçlerine göre saptanan kira bedeli üzerinden hesap yapılmış ise de; dava tarihi sehven 14/06/2017 olarak alınmış olup, doğru dava tarihi 14/06/2016 olmakla birlikte davacı tarafça dava tarihine kadar 42 aylık kira talebinde bulunulmuş olmasına karşın mahkemece 01/01/2013-14/06/2017 tarihleri arasında 54 aylık dönem için hesaplama yapıldığı; oysa, taleple bağlılık ilkesi gereğince hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez, bu açıklamalar doğrultusunda talep edilemeyen aylar hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu-
Eser sözleşmesine dayalı gecikme tazminatı talebine ilişkin davanın 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu- Davalı süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuş olduğundan, mahkemece, dava tarihinden geriye dönük 5 yıl için hesaplama yapılarak, davalının sorumlu olacağı kira miktarının belirlenmesi gerektiği-
Davacı kira başlangıç tarihi, süresi ve aylık kira miktarını yazılı belge ile kanıtlayamadığına göre dava dilekçesinde yemin deliline de dayandığından davacıya, davalıya yemin teklif etme hakkı olduğunun hatırlatılması, davalıya ise kanıtlamakla yükümlü olduğu kiralananı tahliye ettiği tarihi ve ödediğini bildirdiği alacak kalemlerini ödediğine ilişkin yazılı delillerini sunması için süre ve imkan tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemi-
Davacının daha önce açtığı dava sonucunda ortaklığın tasfiyesi ile birlikte taşınmazların adına tesciline karar verildiği anlaşıldığından ortaklık kapsamında haklarını kazandığı; taleplerinin dinlenemeyeceği-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; takip konusu 15/07/2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 8. maddesinde kiracının, kiralananı boşaltmak istediği takdirde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorunda olduğu; kiracının fesih ihbar süresine uymadan kiralanan taşınmazı 30/08/2009 tarihinde tahliye ettiği; bu durumda kiracının kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumlu olduğu; bununla birlikte davacı kiralayanın bu yerin yeniden kiralanması konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi için kendisine düşen ödevi yapması gerektiği; aksi halde hakim tarafından alacak miktarının tenkise tabi tutulacağı; bu durumda davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşularla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaret olduğu; ama ne var ki sözleşmenin hususi şartlar bölümünün 8. maddesinde tarafların bir aylık feshi ihbar süresi belirlemekle bu süreyi bir ay olarak kararlaştırdığı; bu durumda mahkemece yeniden kiraya vermek için gereken makul sürenin bir ay kabul edilerek bir aylık kira bedeli üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği-
Hor kullanma tazminatı ve ıslah dilekçesi ile talep edilen tahliye nedeniyle kira alacağı, tamirat süresince yoksun kalınan kiranın kaybı istemlerine-
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tazminat ve cezai şart davası-
Taraflar arasındaki karşılıklı alacak ve tazminat davaları-
Davacı mal sahibi ile ile davalı yüklenici arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin özel şartları olarak düzenlenmiş ve davalıya yüklenen "teslimin gecikmesi halinde mal sahibine, dairelerin kira bedellerinin ödenmesini" , "inşaatın sözleşme hükümlerine aykırı olarak yapılması halinde bırakılan eksik işler nedeniyle mal sahibine tazminat ödenmesini", "mal sahibine verilecek dairelerin tüm abonelik masraflarının karşılanacağını" öngören yükümlülülüklerin ve mal sahibinin kirada kaldığı süre boyunca ödediği kira bedelinin tahsili için açılan davada hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerekli araştırma ve incelemeye dayanması, denetime elverişli olması gerektiği- Mahkemece sürelere uyulup uyulmadığı yönünde araştırma yapılması ve binanın plan ve projeye uygun olarak yapılıp yapılmadığı, kaçak olup olmadığı üzerinde resen durulması gerektiği-
İtirazın iptali ve maddi tazminat-
Taraflar arasında yapılan sözleşmede gecikme tazminat miktarı gösterilmediğinden, piyasa rayiç bedeli olarak belirlenmesi gereken kira tazminatının miktar itibariyle belirli olmadığı, bu sebeple miktarı önceden belirli bir borç bulunmadığından, ihtara gerek kalmaksızın, her ayın sonunda kendiliğinden temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin sözleşme hükmünün temerrüt bakımından bağlayıcılığı ve geçerliliğinin bulunmayacağı-
Gecikme tazminatının kural olarak sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinden eserin eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim edildiği tarihe kadar ya da iş sahibinin teslimden önce bağımsız bölümü fiilen kullanmaya başladığı veya üçüncü kişiye kiraya verdiği tarihe kadar istenebileceği-
Dava konusu taşınmazdaki inşaatta projeye aykırılıklar bulunduğu belirtildiği, bu taşınmazdaki projeye aykırılıkların bu kanun uyarınca giderilmesi konusunda taraflarca müracat yapılıp yapılmadığının önem arzetiğinden, bu nedenle mahkemece zikredilen mevzuat uyarınca müracaat olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava dışı arsa sahiplerinden daire satın alan davacıların davalı yükleniciden gecikme tazminatı tahsili istemine ilişkin açılan davada, mahkemece, arsa sahibi tarafından bizzat ya da açık temlik yetkisini içerir vekili tarafından sunulmuş BK. mad. 163 uygun temliknameyi sunmak üzere davacı tarafa süre verilip, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Kabule göre de davanın reddine karar verildiği halde maktu harç alındıktan sonra davacılar tarafından yatırılan bakiye harcın iadesine karar verilmesinin gerektiği- 
Değeri iki bin iki yüz Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin üç yüz Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyük şehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin iki yüz Türk Lirası ile üç bin üç yüz Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvurunun zorunlu olduğu, dava şartı olan bu hususun, tüketici mahkemelerince re'sen dikkate alınması gerektiği-
Hakem kararına yönelik iptal davası- Taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için tahkim şartı öngörülmüş ise de, tapuda kayıtlı bir taşınmazın satış vaadi sözleşmesinin geçerli olabilmesi için noterde (resmi şekilde) yapılması gerektiğinden, noterde yapılmayan sözleşmenin geçersiz olduğu- TBK’nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, derdest davalara da uygulanacağı- Kamu düzenine ve genel ahlaka yönelik ilişkin olmayan “Tahkim sözleşmesine karşı asıl sözleşmenin geçerli olmadığı itirazında bulunulamaz” hükmünün somut olayda uygulanamayacağı- Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olup, sözleşmedeki tahkim şartının da geçersiz olduğu gözetilmeden hakem kararının iptaline ilişkin sebeplerin bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Birleştirilmesine karar verilen davalarda ayrı ayrı hüküm kurulmadan, tek bir dava varmış gibi hüküm kurulmasının hatalı olduğu-  Eldeki davanın sonucunu etkileyeceği açık olan diğer dava dosyasının eldeki dava bakımından bekletici sorun olarak kabul edilmesi gerektiği-
Davacı alacaklının 20.03.2014 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde kira kontratının usule aykırı feshedilmesi üzerine 2014 yılının Mart , Nisan,Mayıs,Haziran aylarına ilişkin 118.679.68 TL kira parasının tahsilini istediği; davalı borçluların süresindeki itirazında takibin dayanağının gerçek dışı olduğunu ,kira sözleşmesinin karşılıklı anlaşma sonucu feshedildiğini ve usulüne uygun şekilde taşınmazın tahliye edildiğini , borcun bulunmadığını ileri sürdükleri; davacı, her ne kadar 2014 yılı şubat ayında sözleşmenin haksız feshedildiğini ileri sürerek takip başlatmış ise de; davacı kiraya verenin bu isteği erken fesih sebebiyle uğranılan kira kaybı niteliğinde olup uyuşmazlığın dar yetkili icra mahkemesinde çözümlenemeyeceği-
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 23.01.2012 tarihli bozma kararı yalnızca tazminat istemine yönelik olduğuna göre, tapu iptali tescil istemi ile ilgili hüküm verildiği şekliyle kesinleştiğinden ilk kararda tapu iptali tescil istemi yönünden vekalet ücretine hükmedilmediği ve bu hüküm kesinleştiği halde mahkemece henüz kesinleşmeyen tazminat talebi ile ilgili davacı lehine takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, yargılama safahatinde, dava konusu taşınmazın tamamlandığı ve kat maliklerince oturumun başladığı ve dosyaya dava konusu taşınmaz için düzenlenen yapı kayıt belgesinin sunulduğunun anlaşıldığı, buna göre, mahkemece, imar affı kapsamında yapılan başvuruların yapı malikleri tarafından yapılacağı mevzuat hükümleri çerçevesinde sabit olduğu da gözetilmek suretiyle, dava konusu taşınmazın gelinen aşamada imar affından yararlanıp yararlanmadığı hususu tam olarak netleştirilerek, imar affından yararlandığının anlaşılması halinde ise dava konusu taşınmazın tapu kayıtları da getirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşa edilecek bloklardan B ve D blok için teslim süresi öngörülmüş, ancak arsa sahiplerine verilecek diğer bir kısım dairenin bulunduğu C blok için teslim hususunda herhangi bir vade tayin edilmemiş olup, C blok için teslim hususunda bir süre belirlenmemiş ise de, bu durumun yükleniciye işi istediği zaman tamamlama ve teslim etme yetkisi vermemesi gerekeceği, herkes haklarını kullanırken ve bunları yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olup, bir hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı-
İnşaat sözleşmesinde davalının fazla imalat yaptığını beyan ettiği bunun bilirkişi raporuyla da saptandığı, ancak fazla imalatın yapı süresi hesaplanarak teslim süresine eklenmediği, sözleşmede öngörülen ilave süreye rağmen bu sürenin teslim tarihine eklenmeden teslim tarihinin hesaplandığı- Teslim tarihinin, ilave süre ve bilirkişi tarafından saptanan fazla imalatın yapım süresinin sözleşmedeki ifa süresine eklenerek hesaplanması gerektiği, gecikme ceza koşulunun da buna göre hesaplanacağı-
818 s. BK. mad. 493 gereğince, bir kimse belirli bir süre için kefil olup da bu zamanın sona ermesini takip eden bir ay içinde alacaklı icraya ya da mahkemeye başvurarak hakkını talep etmezse veya takibatına uzun süre ara verirse kefilin kefaletten kurtulacağı- Kiracının, kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanması ve kiralananı aldığı şekilde teslim etmesi gerektiği (TBK. mad. 316; 334)- Kiralananın yanması halinde, kiracının kusursuz olduğunu kanıtlamadıkça meydana gelen zarardan sorumlu olacağı- Mahkemece, uzman bir bilirkişi heyetinden yangının çıkmasında davalının kusuru olup olmadığı, kiralananda yangına karşı gerekli güvenlik önlemlerini alıp almadığı ve davalının bir kusuru varsa, kusur oranı belirlendikten sonra saptanan zarardan kusursuzluk oranında indirim yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin edimini süresinde yerine getirmemesi halinde arsa sahibinin gecikmeden doğan tazminatı gecikme sebebiyle arsa sahibinin uğradığı tüm zararlar olup, gecikme tazminatı sözleşmede hiç kararlaştırılmamış olsa bile teslimde gecikme halinde arsa sahibi en az piyasa rayiçlerine göre belirlenecek kirayı gecikme tazminatı olarak isteyebileceğinden, bu halde arsa sahibi daha iyi konumda olacaksa şartın amacına ulaştığından söz edilemeyeceği- Gecikme süresine bakılmaksızın arsa sahibinin maktu gecikme tazminatı ile bağlı tutulması hakkaniyete uygun olmadığı gibi yüklenicinin bu yöndeki savunmalarının da iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı (TMK. 2.)- Gecikilen sürenin uzunluğunun, öngörülen tazminat miktarı, geçen süre içinde gerçekleşen enflasyon, fiyat artışları, döviz fiyatları ve faiz oranlarındaki artış ve eksilişler ve rayiçlere göre istenebilecek miktar ile maktu tazminatın ödenmeye devam edilmesi halinde arsa sahibinin elde edeceği miktarlar da gözönünde tutulmak suretiyle bu hususta bilirkişi görüşünden de yararlanılarak, sözleşmedeki düzenleme ve miktarın en az bir yıl süreyle mutlak bağlayıcı olacağı ve maktuen belirlenen miktar ile rayiçlere göre saptanacak miktar arasında en az bir misli fark bulunması gerektiği de dikkate alınarak hakkaniyete uygun biçimde hakim tarafından takdir edilmesi gerektiği- Hakim tarafından belirlenen makul süreden sonraki gecikme tazminatı miktarının da; her bir bağımsız bölüm için taşınmazın mevkii, konumu, ülkenin ve inşaatın yapıldığı yerin sosyo ekonomik koşulları da gözönünde tutulmak suretiyle ve sözleşmede kararlaştırılmış gecikme tazminatı yokmuş gibi gecikme tazminatının en az mahalli piyasa rayiçlerine göre mahrum kalınan kira bedeli kadar olacağı ilkesine göre bilirkişiye hesaplattırılması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davacıya teslim edilmesi gereken 4 adet dairenin süresinde teslim edilmediği, hatta bir tanesinin de davacının bilgisi dışında satıldığı uyuşmazlıkta davalı adına kayıtlı tapulu taşınmazlara, banka alacakları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına, işbu dava sonucunda alınacak kararın infazına kadar her türlü tasarrufun ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması isteminin soyut olduğu, infazın mümkün olmadığı ve mevcut delil durumuna göre HMK. mad. 389 'daki yasal şartlar oluşmadığı gerekçesiyle reddi gerektiği-
Davacının satın aldığı bağımsız bölümdeki eksik ve ayıplı işlerin taraflar arasında düzenlenen bir belge ile tespit edildiği, açık ayıplar yönünden, teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı, gizli ayıplar yönünden ise, ispat yükü ilkesi gereğince ayıp ihbarını süresinde yani “derhal” yerine getirdiğini davacının kanıtlaması gerekeceği-
Kısmi ıslah yoluyla dava dilekçesinde bulunmayan bir alacak kaleminin davaya katılmasının mümkün olmadığı-
TBK.’nun 223. maddesi hükmü ile gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “hemen ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükünün davacıya ait olduğu-Site yönetiminin ve diğer tüketicilerin, tüketici adına ayıp ihbarında bulunma hak ve yetkisinin bulunmadığından, mahkemece, bilirkişi heyetinden, “gizli ayıp” olarak nitelendirilen imalatların, “açık” yada “gizli” ayıplı olup olmadığı ayrıca bu ayıpların ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ayıpların niteliği ve ortaya çıktıkları (kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak bu ayıpların ne zaman oluştuğu yada oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki bir tüketicinin ne zaman farkedebileceği, teslim ve varsa ihbar tarihleri de gözönünde bulundurularak ) zaman dilimi de dikkate alınarak taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde ek rapor tanzimi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu yapılan iki daireden biri yönünden davanın açılmasına davalıların sebebiyet verdiğinin kabulüyle HMK'nın 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yarısının davalı tarafa yükletilmesi ve davacı vekili lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
Kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tapu tescil, alacak ve kira bedeli davası-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Eser sözleşmesi davası bozma ilamına uyularak-
Dairenin satılamamasından kaynaklanan zarar ve anılan dava tarihine kadar kira tazminatı istemleri yönünden kesin hükmün mevcut olduğu ancak anılan davada dava konusu edilmeyen tamir, boya işleri ve kombi bedeli yönünden kesin hüküm bulunmadığı- Davacı yüklenicinin anılan davada konu edilmeyen döneme ilişkin kira kaybını eldeki davada isteyebileceği-
Talep edilen tüm alacağa temerrüt tarihinden faiz uygulanması istenmiş fakat davacının davalı yana ihtar çekerek temerrüde düşürdüğü anlaşılmakla beraber dosya içerisindeki ihtarname örneklerinde tebliğ şerhi bulunmadığından temerrüdün oluşup oluşmadığı oluşmuşsa hangi tarihte oluştuğu anlaşılamadığından mahkemece belirtilen bu hususun tespitiyle faiz başlangıcının ona göre tayini gerekirken temerrüt ihtarı nazara alınmayarak yazılı şekilde hüküm kurulamayacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinden sonra mahkemece her iki taraf kusurlu bulunduğunda tarafların tazminat talebinde bulunamayacağı-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davası-
Dava açmakta hukuki menfaati olan davacı ortağın öncelikle davalı kooperatifin ihyası için terkin işleminin yapıldığı Ticaret Sicil Memurluğu ve tasfiye memurları aleyhine ihya davası açıp, kooperatifin ihyasını sağladıktan sonra kooperatif aleyhine yeni bir dava açarak talebini bu davada ileri sürmesi gerekip, açılan bu davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Alacak, tapu iptali ve tescil davalarının-
Tüketicinin, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu- Böylece tüketici, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahip olacağı- Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu-
Davacının 3090,00 TL' nin tahsili için Tüketici Mahkemesi' nde dava açtığı uyuşmazlıkta, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 Sayılı Yasa'nın 68. maddesine göre tüketici olan davacının, bu miktar için zorunlu olarak Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunması gerektiği; mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemi-
Hüküm altına alınan miktar üzerinden alınması gereken harcın mahsup edilerek fazlasının karşı davacıya iadesi, yargılama giderlerinin de karşı davadaki toplam talep ile kabul edilen miktar dikkate alınarak kabul-ret oranlaması yapılarak taraflar arasında paylaştırılması, vekalet ücretinin de bu miktarlar dikkate alınarak kabul ve ret oranına göre taraflar lehine veya aleyhine hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali, tazminat davaları-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülüp sonuçlandırılmasının iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz biçimde toplanıp tartışılması ve değerlendirilmesi ile mümkün olacağı- Sigorta şirketi nezdinde düzenlenen davacı aracındaki zararın tespitine ilişkin hasar ekspertiz raporu ile davacı aracının bu kazadan önce karıştığı (Tramer kayıtlarına göre) kazalara ilişkin tüm bilgi ve belgelerin temin edilmesi, daha sonra davacı aracında meydana gelen değer kaybı zararı (aracın olay tarihindeki hasarsız 2.el piyasa rayiç değer ile onarımı yapıldıktan sonraki 2.el piyasa rayiç değeri arasındaki fark) hususunda, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli şekilde ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 
Eksik ve ayıpları gidererek teslimi kanıtlamakla yükümlü olan davalı teslimi kanıtlayamadığından davacının dava dilekçesi ile talep ettiği ve dosyada mevcut bilirkişi raporu ile tespit edilen eksik ve ayıpların giderilmesi bedelinin davalıdan tahsil edilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız davalar olup, birden fazla uyuşmazlığın tek dosya üzerinden çözüme kavuşturulması ve dosyaların birleştirilmiş olması, temelde bu davaların bağımsız birer dosya olma özelliğini ortadan kaldırmayacak, her bir dava müstakil dava olma özelliklerini koruyacağından asıl dava hakkında karar verilirken, birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazların bedelinin tahsili ve yoksun kalınan kâr; birleşen davalar ise tapu iptali ve tescil, yüklenicinin talep ettiği kira kaybı ve arsa sahibinin talep ettiği gecikme tazminatının tahsili istemlerine-
İşyeri satışına ilişkin sözleşmeler Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmadığından, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu, görevle ilgili hususlarda kazanılmış hakkın söz konusu olmayacağı-
9. HD. 25.10.2022 T. E: 10044, K: 13134
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3. maddesinde “Gayrimenkulün inşasının bitirilmesi, geçici kabulün yapılması, alıcıya teslimi için öngörülen tahmin süre iş bu sözleşme tarihinden itibaren 24 aydır” düzenlemesi kararlaştırılmış ise de, aynı maddenin 3. bendinde idarece, teslim borcunun ifasında temerrüde esas kesin sürenin sözleşme tarihinden itibaren 30 ay olup, bu sürenin aşılamayacağı düzenlendiği, şu halde, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.maddesi hükmüne göre, satışa konu yapılan dairenin, sözleşme tarihinden itibaren 30 ay içerisinde teslim edilmesi gerektiği, sözleşmenin anılan bu hükmündeki ifa zamanının kesin vade niteliğinde olduğunun kabulü gerekeceği, bu sürenin dolmasıyla ayrıca bir ihtara gerek olmaksızın borçlunun temerrüdü gerçekleşeceği, sözleşmede öngörülen 24 aylık inşaat süresinin, dairenin teslim süresi olarak kabulünün olanaklı olmadığı (Nitekim HGK'nun 2015/3-819 Esas, 2015/2479 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.), hal böyle olunca mahkemece, sözleşme tarihinden itibaren 30 ay sonra davalının daireyi teslim etme yükümlülüğü bulunduğu kabul edilerek bu tarih ile teslim edilme tarihi arasındaki kira kaybından davalının sorumlu olduğu gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Sözleşmeye göre "işin süresi yapı ruhsat tarihinden itibaren 240 gün olduğu ve işin zamanında bitirilmemesi halinde her takvim günü için 2.000,00 TL gecikme cezası uygulanacağı- 22.04.2013 tarihinde işin kesin kabulünün yapıldığı, kesin kabulden sonra da dava konusu 5 no'lu bağımsız bölümün tapuda davacıya devredildiği anlaşılmış olup bilirkişi kurulunca, yürüyen merdivenin yapımından daha sonra vazgeçildiği gerekçesiyle sadece bu hususun eksik olduğunun belirlendiği, bu nedenle 11.11.2009 tarihine kadar hesaplanan 72 günlük gecikme cezasının davalı tarafça kesilebileceği sonucuna varılmış olup mahkemece, bir yürüyen merdivenin yapımından 04.09.2012 tarihinde vazgeçildiği, davacının bu tarihe kadar bir yürüyen merdiven yönünden işi tamamlamamış olduğu, cezanın uygulandığı 29.01.2010 tarihi itibariyle davalının 150 günlük cezayı sözleşme hükümlerine göre kesebileceği gözetilerek gecikme cezası yönünden talebin reddine karar verilmesi gerektiği- Sözleşmede, "yükleniciye verilecek bağımsız bölümlerin kademeli teslimi" düzenlenmiş olup, yüklenicinin son olarak bina tamamen bitirilip iskân raporu alındıktan, geçici kabule ilişkin tutanaklar idare tarafından onaylandıktan, yüklenicinin var ise cezaları tahsil edildikten, su elektrik ve var ise doğalgaz havagazı bağlantıları yapıldıktan, var ise asansör ve kalorifer tesisatının kullanma izni alındıktan, revize projelerin tümünün orjinalleri idareye teslim edildikten sonra kalan %20'sini kapsayan kat irtifakı tapularının yükleniciye devredileceği kararlaştırılmış olup, 5 no'lu bağımsız bölümün yükleniciye devri gereken son daire olduğu, yüklenici tarafından sözleşme gereğince ödenmesi gereken gecikme cezalarının Nisan 2013 ayında ödenmesi ve teminat mektubu bedelinin gecikme cezası ve diğer eksiklikleri karşılamadığı anlaşıldığından, arsa sahibince dava konusu 5 no'lu bağımsız bölümün tapusunun devrinden kaçınılması haklı olup, mahkemece yüklenicinin kira tazminatı talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi- Ek sözleşme- Eksik ve kusurlu işler- Kira bedeli- Cezai şart-
Kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tapu tescil, alacak ve kira bedeli davası-
Davacının ortağı olduğu davalı kooperatiften tapu iptali ve tescil ile kira bedeli tazminat istemi-
Hor kullanma tazminatı, eski hale getirme süresince yoksun kalınan kira bedeli ve makul süre tazminatının tahsili istemi-
Eksik ödemesi olan bir üyenin konut karşılığı tazminat alacağının hesaplanma şekli- Uzman bir bilirkişi heyetinden kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, kendisine konut tahsisinin mümkün bulunmadığı belirlenen davacının ödemelerinin (devralanın söz konusu üyelikle ilgili yaptığı ödemeler dikkate alınmadan) belirlenmesi, eksik olması halinde tazminat hesabı yapılması, ödemelerinin tam olması bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle rayicine hükmedilmesi gerektiği- Eşitlik ilkesi (Koop. Kan. mad. 23) gereği, tüm ortaklara konut tesliminin aynı tarihte ve emsal üyelerin ödemeleri nazara alınarak aynı nitelikte yapılması gerektiğinden, dairelerin teslim edildiği tarih ve teslim edilme anındaki niteliğinin eşitlik ilkesi uyarınca değerlendirilmesi ve bu kapsamda kira kaybı isteminin yerinde olup olmadığının irdelenmesi gerektiği- Adına tescil gerçekleştirilen davalının muvazaalı ve kötüniyetli hareket ettiğinin ve dolayısıyla haksız fiil sorumluğunun (TBK. mad. 49) belirlenmesi durumunda, kooperatif ile ilgili davacıya konut verilememesi nedeniyle konut yerine tazminatın belirlenmesi ve kira kaybının hesaplanması ilkeleri çerçevesinde belirlenecek tazminat ve kira kaybından davalı kooperatif ile birlikte sorumlu tutulması, muvazaa ve kötüniyetinin ispat edilememesi ve dolayısıyla haksız fiil sorumluluğunun saptanamaması durumda tazminat ve kira kaybı talebinin adına tescil gerçekleşen davalı yönünden reddi gerekeceği-
Mahkemece yapılması gereken işin bozma kararında da açıklandığı üzere, öncelikle, delil tespiti raporunda varlığı belirtilen hasarlar kalemlerinden her birinin hor kullanım sonucunda mı yoksa normal kullanımdan dolayı mı oluştuğunun ayrı ayrı belirlenmesi; normal kullanımdan kaynaklanan hasarlar var ise, Borçlar Kanunu’nun 266/2.maddesi uyarınca ve tersini öngören bir sözleşme hükmünün de bulunmaması karşısında, kiracının bunlardan dolayı tazminat sorumluluğu bulunmadığının gözden kaçırılmaması; hor kullanmadan ileri geldiği saptanan hasarların her bir kaleminin onarımı için gereken masraf tutarı ile bu onarımın yapılabilmesi için gereken sürenin ne olduğu konusunda, dayanakları gösterilmiş ve denetime elverişli şekilde bilirkişi görüşünün alınması; davalının onarım yaptırdığına ilişkin savunması ve sunduğu delillerin de bu çerçevede değerlendirilmesi, bu inceleme sonucunda ödenmesi gereken bir tazminatın bulunduğu sonucuna varılması halinde, ödendiği davacının da kabulünde bulunan 10
Eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu tartışmasız olup, kural olarak eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin başlangıcı da eserin teslimi tarihinden itibaren olup; alınan iskan ruhsatı üzerine teslim edildiğine göre, her iki istem için de zamanaşımı süresinin iskanın alınış tarihinden itibaren başlatıldığında, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmadığının anlaşıldığı-
Kiralananın a n a h t a r ı n ı, usulüne göre kiralanana teslim eden kiracının, kira borcunu ödemekten kurtulacağı, bunun için kiralananın anahtarını ya kiralayana/vekiline makbuz karşılığında teslim etmesi veya anahtarı notere/icra dairesine teslim edip, bu hususun muhtıra ile kiralayana bildirmesi gerekeceği-
Sözleşmede taksitler bitmeden taşınmazın kiraya verilemeyeceği şartının yazılmasının, davacının BK.nun 106.maddesinde belirtilen “teahhur nedeniyle zarar (gecikme nedeniyle tazminat)” hakkını ortadan kaldırmayacağı-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Taraflar arasında kira sözleşmesinin hazırlandığı, sözleşmede kiracı olarak imzanın bulunmadığı, sözleşmenin farklı iki kişi tarafından kefil olarak imzalandığı anlaşılarak taşınmazın anahtarının kiracıya teslim edilmiş ve zilyetliğinin de devredilmiş olduğu gözetilerek, taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, kiracının da iyiniyetli olarak imalatlar yaptığının kabul edilmesi gerektiği-
Dairelerin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kararlaştırılan yüzölçümünden küçük yapılması, eksik iş niteliğinde olup, eksik işler bedeli ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde talep edilebilir, bu nedenle mahkemece, birleşen davada, ihbar koşulu aranmaksızın dairelerin küçük yapılmasından kaynaklanan zararın talep edilebileceği- Yüklenicinin, kendi iradesiyle inşaatın tamamına ve bu kapsamda arsa sahiplerine ve kendisine verilen bağımsız bölümlere aynen yansıtılan değer artırıcı işler yapması halinde sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı durumlarda fazla bedel isteminde bulunamayacağı- Maddi hakkı sona erdiren maddi hukuk işlemlerinin, ıslahla düzeltilemeyeceği- Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı- Somut olayda, arsa sahiplerince gecikme tazminatı alacağı bulunduğu ileri sürülerek asıl dava, eksik ve ayıplı işler bulunduğu ileri sürülerek, birleşen davalar açılmış olup, arsa sahiplerinin gecikme tazminatı alacağı ödenmeden veya eksik ve ayıplı işler tamamlanmadan ya da bedelleri ödenmeden, iskân ruhsatı alınmış olsa bile, sözleşmeye uygun teslim olgusunun gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği- Bilirkişi tarafından, yağmur iniş boruları ve balkon giderleri bağlantıları işçiliğinin iyi yapılmamasının, dükkan üstü terastaki su yalıtımı hatalarının, yine dükkan üstü terastaki dilatasyondaki kusurun gizli ayıp niteliğinde olduğu açıklanmış ve bu sonuç doğru görülmüş ise de, diğer imalat kalemleri ile ilgili görüş bildirilmemiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarında da bu konuda görüş bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda mahkemece, anılan gizli ayıp dışında kalan diğer imalat kalemlerinin açık ayıp ya da gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı hususunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifasını talep eden kimse sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kural olarak kendi borcunu ifa etmedikçe karşı taraftan edimin ifasını isteyemeyeceği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Dava dilekçesinde, aynen ifa, mümkün değilse tazminat ile birlikte kira kaybına hükmedilmesi talep edilmiş olup yargılama sırasında bu talep atiye terk etmiş olmasına karşın mahkemece, atiye terk edilen kira kaybı talebi ile ilgili hükümde olumlu yada olumsuz her hangi bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
Tarafların boşanmalarına ilişkin mahkemenin kesinleşen kararı ile onanan protokol hükmü uyarınca tarafların karşılıklı mal taleplerinin bulunmadığına ilişkin protokoldeki ifadenin mal rejiminden kaynaklanan alacağı da kapsadığı-
TTK. mad. 122/5 uyarınca, hakkaniyete aykırı düşmedikçe tek satıcılık sözleşmesinin sona ermesi halinde bu maddede düzenlenen acentanın denkleştirme tazminatına ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağı- Mahkemece konusunda uzman kişilerden oluşacak bir bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek tarafların ticari kayıtları incelenip değerlendirilerek TTK. mad. 122 uyarınca, acentanın denkleştirme tazminatı (portföy tazminatı) koşullarının somut olayda oluşup oluşmadığı hususunun hakkaniyete de riayet edilerek değerlendirilmesinden sonra portföy tazminatı talep koşullarının oluşması halinde TTK madde 122/2'deki yöntemle davacının davalıya yaptığı ticaret kapsamında son 5 yılda elde ettiği karın ortalaması dikkate alınarak davalıdan talep edebileceği tazminat tutarını hesaplatılması gerektiği-
Mahkemece, davacının öncelikli edim olarak tapuda devirleri süresinde yapmadığı için davalı yandan gecikme tazminatı isteyemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verildiği, oysa ki; "tapu verilme şartları" başlıklı maddede tapuların devredileceği tarihler kesin vade şeklinde belirlenmediği gibi, davalının davacıyı BK'nın 101. maddesine uygun şekilde ferağ aşamasına ilişkin temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir delil de sunulmadığı- Yüklenicinin, öncelikle eseri meydana getirmesi gerektiği, daha sonra gösterilen aşamalarda tapu devrini talep edebileceği(BK.81 m.)-
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil davası-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası davası-
İtirazın iptali istemine ilişkin davada, davalı şirketin taahhüt ettiği tarihte bağımsız bölümü teslim etmediği, dava tarihi itibariyle de konutun oturulabilir nitelikte olmadığı, davacıya fiilen teslim yapılmadığı, davalı şirketin sözleşmede öngörülen borcunu ifa etmediği anlaşıldığından, davacının satış sözleşmesinden dönme hakkını kullanabileceği-
Erken tahliye nedeniyle yoksun kalınan 1.5 aylık kira alacağının tahsili istemi-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Kiracı anahtar teslim tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumlu olup, tahliye tarihinden sonra, erken tahliye nedeniyle uğranılan kira (kaybı) tazminatı niteliğindeki isteğin yargılamayı gerektirdiği- Kiralanana verilen hasar nedeni ile icra takibinde talep edilen alacak kalemi de tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden, yargılamayı gerektirdiği-  Yargılamayı gerektiren kira kaybı ve hasar bedeli ve bununla ilgili yapılan masraflar hakkındaki talepleri yönünden reddedilen kısım için davacı alacaklı aleyhine %20 icra tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğu- İcra takibine konu edilen alacak miktarından davalı kiracı ve sözleşmedeki müteselsil kefalet gereğince davalı kefil müteselsilen sorumlu olup icra takibinde de her iki davalı borçlu olarak gösterilmiş, takibe konu alacağın her iki borçludan da tahsili istenmiş olduğundan, mahkemece davalıların sorumlu oldukları miktarlar gösterilmek suretiyle itirazlarının kaldırılmasına ve sorumlu oldukları asıl alacak miktarıyla sınırlı olmak üzere kabul ve reddedilen kısımla ilgili olarak her iki taraf için tek bir icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, kiracı için ayrı, kefil için ayrı borçlar söz konusuymuş gibi kabul ve reddedilen kısımlar üzerinden iki kez icra inkar tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğu- Davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmesi halinde, kendilerini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Taşınmazın geç teslimi sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini ile cezai şartın tahsili talebine-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan, sözleşmeye aykırı davranış sonucu oluşan zararın tazmini için kiralayan tarafından açılan tazminat istemi-
BK'nın 81. (6098 sayılı TBK'nın 97.) maddesi uyarınca birleşen davada hüküm altına alınan eksik işler bedelinin ödenmesi koşulu ile asıl dava konusu tescile karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Davalı yükleniciler sözleşme ile yüklendikleri işi süresi içinde teslim etmedikleri gibi üstlendikleri edimleri de eksik bıraktığından, bu itibarla, BK'nın 96. maddesi gereğince davacı arsa sahiplerinin uğradıkları zararlardan sorumlu olduğu- Somut olayda, davacı arsa sahipleri BK'nın 106/2. maddesinde öngörülen ifa ve gecikme nedeni ile oluşan zararın ödenmesini istediğinden, gerek Yasa'nın açık hükümleri ve gerekse Yargıtay'ın istikrarlı içtihatları karşısında mahkemece gecikme nedeni ile uğradıkları zararın hesaplatılarak hüküm altına alınması gerekeceği-
8. HD. 27.06.2018 T. E: 9237, K: 14490-
Dava dilekçesiyle istenmeyen hususun ıslah dilekçesiyle istenmesi mümkün olmadığı, dolayısıyla mahkemenin fazlaya dair istemin reddi kararının kapsamında; ıslah dilekçesiyle istenen talebin bulunmadığının kabulü gerektiği, davacının dava ile ıslah tarihi arasındaki gecikilen dönem kira tazminatını ayrı bir dava ile talep edebileceği, mahkemenin açıklama yapmaksızın fazlaya dair istemin reddine ifadesi nedeniyle talebin kesin hüküm gerekçesiyle reddi doğru görülmediği-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, davacı yükleniciye ait olduğu ileri sürülen taşınmaz payının tapu kaydının iptali ile yüklenici adına tescili istemi-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dairenin sözleşmede kararlaştırılan sürede teslim edilmemesi nedeniyle, kira kaybına ilişkin açılan davada, mahkemece, kararın gerekçe kısmında "...dairenin sözleşme gereği teslim edilmesi gereken tarihin faiz başlangıç tarihi olarak belirlendiği, davalının temerrüde düşürülmesine gerek olmadığı..." ifade edilirken, hüküm kurulurken “davanın kabulüne, ...TL.nin dava tarihinden yasal faiziyle davalıdan tahsiline...” denilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya (HMK. mad. 297) aykırı olduğu-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Anahtarın kiralayana teslimi ,sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının (HMK. mad. 200/1) üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa (HMK. mad. 200/2), anahtarı tesliminin, kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabileceği-  Davalı kiracı, tacir olup, TBK'nun 325. maddesi, 1/7/2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle tacirler için ertelenmiş olduğundan, sözleşme serbestisi hükümlerine göre tarafların sözleşmeye uymalarının gerektiği, davalı kiracı tarafından anahtar tesliminin ispatlanamadığı ve dava konusu taşınmazın tahliye ve teslim edildiği tarih konusunda tarafların mutabık olmadığının anlaşıldığından, tacir olan davalının dönem sonuna kadar olan kiradan ve sözleşme serbestisi gereği cezai şarttan sorumlu olduğu-
Her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklının, temerrüde düşen borçludan, BK. 106. vd. maddeleri çerçevesinde, "aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının" veya "aynen ifayı reddederek müspet zararının" yahut "sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini" seçimlik olarak isteyebileceği- Davacı sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediğinden, gerek sözleşme gerekse BK. mad. 106 vd.na göre, fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep edebileceği- Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkin davada, mahkemece sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken 02.12.2013 tarihi ile fiili teslim tarihi olan 27.05.2014 tarihine kadar ki 5 ay 25 günlük dönem için geç teslimden doğan zarar yönünden kira kaybı belirlenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Hor kullanma tazminatı ve geç teslimden kaynaklanan kazanç kaybı istemine ilişkin davada; mahkemece, dava konusu kiralanan taşınmazın aynı koşullarla ne kadar süre içinde kiraya verilebileceği hususunda uzman bilirkişi yada bilirkişilerden rapor alınarak belirlenen süre (makul süre) kadar kira parasına hükmedilmesi gerektiği-
Davalı-alacaklının tacir olup buradan doğan alacak ve fer'ilerinin gerçek miktarını bilip buna göre icra takibine geçmesi gerekeceği, kaldı ki icra takibi avukat tarafından yapılmış olup, vekilin de mesleği gereği bunu bilmesi gerekeceği, bu nedenle, borcun tamamı ödendiği halde davacıya ait evin davalı tarafından satışında davalının kusurlu olduğu-
Mahkemece, ......... Tüketici Mahkemesi’nin ...... esas sayılı dava dosyası getirtilip incelenmesi ve her iki uyuşmazlığın da taraflarının, sebebinin aynı olmakla beraber, konusunun aynı olup olmadığı yani aynı dönem için kira kaybı talebinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi ayrıca bu dosyanın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, aynı dönem için kira kaybı talep edildiğinin anlaşılması halinde; anılan dava dosyası derdest ise eldeki dava hakkında derdestlik nedeniyle; anılan dava hakkında karar verilmiş ve kesinleşmiş ise bu halde kesin hüküm nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkin davada, temlik alanın, sözleşme tarafını ifaya zorlayabilmesi için kendi edimini yerine getirmesinin zorunlu olduğu-
Dava dışı yükleniciden kurayla 1 numaralı daireyi teslim alan davalının, bu daire için ibraname verdiği ve davacının kurayla teslim aldığı 2 numaralı daireyle davalının bir ilgisinin bulunmadığı olayda; davalının ibrası, davacının değil, bizzat davalının hak kaybına uğramasına neden olduğundan, davalının yükleniciyi ibra etmesinin davacıya herhangi bir zarar vermediği, davacının uğradığını iddia ettiği zararla davalının ibra eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı- Davacının kira kaybına ilişkin talebi bakımından ise; eldeki davada davacının, kat irtifakı sırasında 1 numaralı dairenin adına tescil edildiğini, kurada ise 2 numaralı dairenin kendisine isabet ettiğini, kendisinin 1 numaralı daireyi 2008 yılında davalının gösterdiği kişiye devrettiğini buna rağmen, davalının 2 numaralı dairenin tapusunu kendisine geç devrederek, kira kaybına uğramasına neden olduğunu iddia ettiğine göre bu iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu- Davaya konu 2 numaralı daireyi, davalının mı davacıya devretmediği, yoksa davacının mı dairenin tapusunu almaktan kaçındığı hususu tam olarak tespit edilip, hâsıl olacak sonuca dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Mahallinde keşif yapılmak suretiyle delil tespiti raporunda belirlenen hasar ve eksiklikler ile ilgili olarak davalının itirazları da gözönüne alınmak suretiyle, hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile de orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülerek, ayrıca tamir için geçecek süre de belirlenerek hüküm kurmaya yeterli, denetime elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hor kullanma tazminatı, tamir süresince kira kaybı ve erken tahliye nedeniyle tazminat istemi-
İş yerinin geç teslimi nedeni ile kira tazminatı ve ticari kayıplarının davalıdan tahsiline ilişkin uyuşmazlıkta, davalı tarafın tacir sıfatı bulunmadığından davaya bakmaya görevli mahkeme genel mahkemeleri olduğu-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Davacının, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediği, bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK. 125. vd. (BK. 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep etmekte haklı olduğu, mahkemece, sözleşme kapsamında belirlenen 24.10.2011 tarihinden 15.02.2013 tarihine kadar hesaplanan süre için kira tazminatına hükmedildiği, ne var ki, davacının taşınmazı 23 Ekim 2011 tarihinde Van İlinde meydana gelen deprem dolayısıyla eksiklikleri ile birlikte işgal ettiğini belirten 06.08.2012 tarihli tutanakla fiilen teslim aldığının dosya kapsamında anlaşıldığı, öyleyse, mahkemece sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken tarih ile fiili teslim tarihi olan 06.08.2012 tarihine kadar ki dönem için geç teslimden doğan zarar yönünden kira kaybı belirlenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının munzam zarar isteyebilmesi için, öncelikle tahsil ettiği faizden daha fazla zarara uğradığını ve bu zarar ile davalının eylemleri arasında uygun illiyet bağı bulunduğunu, somut delillerle kanıtlamasının gerekeceği-
Davalıların işyerlerinde yapılan dava dilekçesi tebliğinin aynı işyerinde çalışıp çalışmadığı ve işyerindeki hangi sıfatıyla tebliğ edildiği belirtilmeksizin, asıl davanın diğer bir davalısı olan şahsa yapıldığı, ayrıca tebligat mazbatalarında Tebligat Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca tebliğ yapılacak kişinin geçici olarak başka bir yere gidip gitmediği hususunda da bir açıklama bulunmadığı görülmüş olup anılan davalıların davaya katılamadığı bilindiğinden davalılara yapılan dava dilekçesi tebliğlerinin usülsüz olduğu-
Davacı vekilince arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince verilmesi gereken dükkanların verilmediği ve dükkanların içerisinden merdiven geçirilerek küçültüldüğü ve işlevsizleştirildiği ileri sürülerek talep edilen tazminat talebinden vazgeçilmediği anlaşıldığından, bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemesi gerektiği- Sözleşmenin inşaat ve arsa sahibine verilecek dairelere ilişkin özel şartlar bölümündeki 3.maddede arsa sahibine verilecek dükkan ve daireler teslim edilinceye kadar davacıya bir ev tahsis edileceği kararlaştırılmış ve davacıya 2 yıl süre ile kira yardımı yapılmış ise de teslim edilecek yerlerin tamamının teslim edilmemiş olduğu dosya kapsamı ile sabit olduğundan mahkemece kira yardımı talebinin reddine karar verilmiş olması hatalı olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı olmadığından, mahkemece, somut uyuşmazlığın tüketici işlemi olmadığı gözetilerek uyuşmazlığın esasına girilerek, tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortakların tapu iptal ve tescil isteme hakları bulunmadığı- Kooperatif, diğer ortaklara borca rağmen konut ya da iş yeri vermiş ise, davacı tarafın da varsa borcuna rağmen kooperatiften konut ya da iş yeri isteme hakkının varlığının kabul edileceği-
Kiraya veren tarafından kiracı ve kefiller aleyhine açılan cezai şart ve kira kaybından oluşan alacağın tahsili, birleşen dava, kiraya veren tarafından kiracı ve kefiller aleyhine açılan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemlerine-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteği- Davalı tarafın komşu taşınmazda başladığı site inşaatında hafriyat çalışmasında derinlik arttıkça davacılara ait blokta, zeminde ve cadde üzerinde yarıklar, çatlaklar meydana geldiği iddiasıya fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla  eski hale getirme bedeli, kira kaybı, değer kaybı ve manevi tazminatın sonradan ıslah ile artırılan bedellerin tahsili talep edilmiş olup, davacılar vekili dava dilekçesi ile talep ettiği tazminat miktarına tarih belirtmeksizin yasal faiz talebinde bulunmuş, ıslah dilekçesi ile haksız fiil tarihinden itibaren, birleştirilen dava ile de dava tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmasına rağmen, hüküm sonucunda birleştirilen davada talep edilen miktarı da kapsar şekilde tüm tazminat bedeli üzerinden asıl dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğu-
İşyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemi; 1. karşı dava; işyeri sigorta şirketinin işyeri malikine (aynı zamanda kiralayanına) karşı açtığı rücuen tazminat istemi ve 2. karşı dava; sigortalı kiracı şirket tarafından işyeri malikine karşı açılan takas/ mahsup talebi ile munzan zarar istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat ve manevi tazminat istemi-
“Birlikte ifa” kuralı gereğince, kendi edimini yerine getirmeyen akidin karşı edimin ifasını talep edemeyeceği- Mahkemece, davacı kooperatifin davalı yanca arsa tahsis protokolüne uygun şekilde gönderilen ihtarnamelerde belirtilen bedellerden, 1.357,61 TL'lik cüz'i kısım hariç, sorumlu olduğunun tespit edildiği dikkate alınarak, her ne kadar tespit edilen borç kalemleri davacıya yapılan arsa tahsisinin iptalini gerektirecek nitelikte değil ise de, ödemelerini durdurarak protokol hükümlerinin ifasında muaraza yaratan davacı kooperatifin, tahsis kararının iptaline ve inşaatın durmasına kusuru ile sebebiyet verdiği dikkate alınarak, menfi ve müspet zarar talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlar Kanunu'nun 106. maddesi hükümlerine göre tazmini gereken zararlar arasında bulunan kira kaybı, kiralananın eski hale getirilmesi için gereken süre ile bu sürenin geçmesinden sonra aynı koşullarla yeniden kiraya verilmesi için tespit edilecek süre ile sınırlı iken zarar kapsamına girmeyen kira sözleşmesi kurulmadan önceki tarihe ilişkin kira kaybının ve sözleşmede kararlaştırılmadığı halde yakıt, bekçi ve kapıcı ücretinin de zarar kapsamına dahil edilmesinin doğru olmadığı-
Kapatılan Yüksek 23. Hukuk Dairesi’nin 03.11.2016 tarihli bozma ilamı içeriğinde; sözleşme süresince ödenmesi kararlaştırılan ve tamamının arsa sahiplerinden N.’e ödenmiş olduğu anlaşılan, 30.000,00 TL kira bedeli bakımından birleşen davada davacı Ş.’nın payı oranında talepte bulunabileceği belirtilmiş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlâli suretiyle, sözleşme süresi için kararlaştırılmış kira bedeli alacağının tamamına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Mahkemece, yüklenicinin, dava konusu arsa sahibine düşen dükkanı sözleşme ve imar mevzuatına uygun olarak fiilen teslim edip etmediği, fiilen teslim etmişse fiilen teslim tarihi araştırılarak, sözleşmeye göre inşaatın teslimi gereken tarih ile (dava tarihinden önce) fiilen teslim tarihi arasında geçen süre için gecikme tazminatı isteyebileceği; dava tarihine kadar teslim edilmemiş olduğunun belirlenmesi halinde ise ilgili Belediye Başkanlığı"ndan, dava konusu inşaata iskân ruhsatı verilmeme sebebi, inşaatın iskân verilmeye uygun olup olmadığı sorularak, iskân ruhsatı verilmeye uygun olmadığının belirlenmesi durumunda, yüklenici tarafından hukuki teslim gerçekleştirilmemiş olacağından, inşaatın teslimi gereken tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için gecikme tazminatı istenebileceği; iskân ruhsatı verilmeye hazır olduğunun belirlenmesi halinde, teslim edilmesi gereken tarih ile inşaatın iskâna hazır olarak davacıya (dava tarihinden önce) teslim edildiği tarihine; şayet davadan önce teslim yapılmamışsa dava tarihine kadar gecikme tazminatı istenebileceğinin kabulü ile keşif ve inceleme yapılarak bilirkişiden bu hususlar ve gecikme tazminatının miktarı hususunda yukarıdaki ilkeleri gözeten, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğuna göre hukuki durumları etkileneceğinden ve davanın niteliğine göre taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olduğundan, durumun mahkeme ve temyiz halinde Yargıtay tarafından kendiliğinden gözetilmesi gerektiği; sözleşmede davalı arsa sahibi dışında başka arsa sahiplerinin de bulunduğu, bu dairelerin de sözleşmeden kaynaklanan son teminat daireleri olduğundan dava dışında paydaş olan diğer (bu) arsa sahiplerinin de davaya dahil edilmesi gerektiği- Mahkemece, davacı tarafa yüklenici ile arsa sahipleri arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinde davada yer almayan diğer arsa sahiplerinin de davaya dahil ettirilmesi ya da onlar hakkında dava açtırılıp, açılacak dava birleştirerek taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasının incelenip davanın karara bağlanması gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan ve taraf teşkili sağlanmadan davanın sonuçlandırılması doğru olmadığı-
Normal kullanımdan kaynaklı yıpranmalar dışında eski hale getirme bedellerinin belirlenmesi ve belirlenen bu tadilatların ne kadar sürede tamir edileceği belirlenerek eski hale getirme bedeli ve tadilat süresi kadar kira kaybı alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Mevcut temyiz incelemesine konu kararda “ hüküm altına alınan alacak ve tazminatın davacı yüklenici tarafından davalı arsa sahibine ödenmesine ” şeklinde karar verildiği- Bir mahkemenin kararı ile bir başka mahkemedeki henüz sonuçlanmadığı anlaşılan davadaki nizalı bedel hüküm altına alınmış gibi "ödenmesine" karar verilmesinin yerinde olmadığı- Mahkemece yapılması gereken iş davanın sonucu beklenerek kesinleştiğinde hüküm altına alınacak miktarın ödenmesi şartıyla birlikte ifaya karar verilmesinden ibaret olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatı alacağının tahsili istemine ilişkin davada zamanaşımı süresinin bağımsız bölümün teslim edildiği tarihten değil, teslim edilmesi gereken tarihten itibaren başlayacağı- Arsa sahibinin teslim edilmesi gereken tarihteki gecikilen her ay için zararını davayla isteyebileceğine göre her geçen ay zararının o ayın sona ermesiyle istenebilir (muaccel) hale geleceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde açıkça iskân alma yükümlülüğünün yükleniciye verilmiş olup, sözleşmeyle iskân alma yükümlülüğü yükleniciye verilmeseydi dahi yüklenicinin projeye, imara, sözleşmeye, fen ve sanat kurallarına uygun yapıp kullanım izin belgesi almaya hazır olarak binayı teslimi üstlendiğinin kabulü gerekeceği- Davacı tarafça sadece iskân alınamamasından kaynaklanan kira kaybı istendiğine göre, mahkemece taleple ve maddi vakıa ile bağlılık ilkesi gözetilerek, davacı taraftan istenilen bedelin ne kadarının dükkânlar, ne kadarının dairelere yönelik olduğu hususunda açıklama alındıktan sonra sadece dükkânlar için iskân izni alınamamasına dayalı kira kaybına ilişkin belirlenecek talep miktarının dikkate alınması gerekeceği-
Araç mülkiyetinin tespiti, tescil ve maddi tazminat istemlerine ilişkin davada, davalı şirket adına hareket eden davalı, davaya konu aracı iyi niyetle satın aldığı anlaşıldığından, TMK. mad. 989 uyarınca davacının, araç mülkiyetinin tespiti davasını kazanabilmesi için davalı ve davalının yetkilisi olduğu şirket tarafından ödenen satış bedelinin davacı tarafından kendilerine ödenmesi gerektiği- Araçların trafik tescil işlemleri idari bir nitelik taşıdığından, idari makamları belirli bir biçimde işlem tesisine zorlayıcı nitelikte tescil kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Islah dilekçesinin bir örneğinin karşı tarafa tebliğ edilmesi ya da okunması gerektiği gözetilmeden, ıslah ile arttırılan meblağlara hükmedilmesinin hatalı olduğu- Gecikme (kira) tazminatı ve ifaya ekli cezai şart alacağının bağımsız bölümün teslim edilmesi gereken tarih ile teslim tarihi arasındaki süre için hesaplanması gerekeceği-
Davalı şirketin taahhüt ettiği tarihte bağımsız bölümü teslim etmediği, dava tarihi itibariyle de konutun oturulabilir nitelikte olmadığı, davacıya fiilen teslim yapılmadığı, davalı şirketin sözleşmede öngörülen borcunu ifa etmediğinin anlaşıldığı, Hal böyle olunca davacının satış sözleşmesinden dönme hakkını kullanabileceğinin açık olduğu, bu durumda mahkemece, satış sözleşmenin feshi şartlarının oluştuğu gözetilerek davacının öncelikli olan bu talebinin gözetilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve teslim olmadığı halde teslimden itibaren ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davacının terditli taleplerinden yoksun kalınan kira tazminatına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Davacının davalının kiralananda kiracı iken, taşınmazın tahliye edilmesinden sonra mahkeme aracılığı ile yaptırılan tespitte belirlenen hor kullanma tazminatı ve 2 aylık onarım süresi kira bedeli olmak üzere toplam tazminatın davalı kiracı şirket ve müteselsil kefillerden ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini istediği davada, mahkemece yapılan yargılama sonucu kefiller hakkındaki davanın reddine ve davalı şirket yönünden davanın kabulüne karar verilirken, davacının dava dilekçesindeki faiz istemi yönünden olumlu-olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki birleştirilen alacak davası-
Yüklenici edimlerini yerine getirdiği takdirde arsa sahibinden tapu kaydı talebinde bulunabileceği- Sözleşmede belirlenen tarihlerde eser meydana getirilmiş ise kararlaştırılan kademeli devire göre arsa sahiplerinin de edimini yerine getirmesi gerektiği- İnşaatın gecikmesi halinde yüklenicinin temerrüdü gündeme geleceğinden inşaatın geldiği seviyeye göre sözleşmedeki kademeli devri gerekçe göstererek hakettiği bağımsız bölümleri talep etmesinin de mümkün olmayacağı- Yüklenicinin edimini dava tarihine kadar 33 ay 28 gün geciktirdiği, imalatta halen eksiklerin bulunduğu anlaşıldığından arsa sahiplerinin temürrüdünden bahsedilemeyecei ve bu durumda davacı arsa sahiplerinin nama ifaya izin taleplerinin kabul edilmesi ve davalı yüklenicinin ediminde kusuruyla geciktiği sonucuna varılması halinde de kira tazminatı taleplerinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Hor kullanma ve hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin davada hasarın hor kullanım sonucunda mı, yoksa normal kullanımdan mı kaynaklandığının belirlenmesi, tahliye tarihindeki rayiç birim fiyatları üzerinden yeniden fiyat değerlendirmesi yapılması, yıpranma payı düşülüp düşülmeyeceği hususlarında denetime elverişli bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması mutlak bozma nedeni oluşturacağından ve bozmadan sonra yerel mahkemece, önceki kısa kararla bağlı olmaksızın, çelişkiyi kaldırmak kaydıyla vicdani kanaatine göre karar verilebileceğinden kararın bozulması gerektiği-
Borçlunun itirazında haksız olduğu kabul edildiğine ve kira parasının kira sözleşmesinde belirlenmiş ve likit bulunmasına göre Eylül ayı kira bedeli yönünden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkin davada, davalı yüklenicinin inşaatın kademeli olarak teslimi öngörülen maddesine uygun olarak kendisine ait dairelerin tapuda ferağının verilmesi için arsa sahibine çektiği ihtaratlar mevcut ise de her kademede yaptığı inşaatın sözleşme, proje, imar mevzuatı ve fen kurallarına uygun olması gerektiğinden arsa sahiplerinin temerrüde düştüğü söylenemeyeceği gibi arsa sahipleri de bu nitelikteki bir inşaatı teslim ve kabule zorlanamadığı gibi inşaatı teslim almayan davacı arsa sahibinin iskân ruhsatı alınmasından sonraki projeye aykırılıklara neden olduğunun kabul edilmesinin de mümkün olmadığı- İskân ruhsatı 25.10.2011 tarihinde alınmış ise de, davalı yüklenicinin inşaatı sözleşmeye, projesine ve imar mevzuatına uygun olarak teslim etmediği, davacı arsa sahibinin dava konusu edilen 18.03.2009 ile dava tarihi olan 21.11.2011 tarihi arasındaki döneme ilişkin gecikme tazminatı isteyebileceğinin kabulü ile bilirkişiden bu döneme ilişkin gecikme tazminatı tutarı ile ilgili ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davası-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede aksi kararlaştırılmadığından fesih talebi halinde müspet zarar kaleminden olarak kira kaybı alacağı istenemeyeceğine-
Davalı arsa sahipleri gecikme tazminatı alacaklarının bulunduğunu savunmuş olup, davalı arsa sahiplerinin sözleşmeden doğan haklarını, teminat altına alabilmek amacıyla elde tuttuğu bağımsız bölüm veya bölümlerin gecikme tazminatı alacağı ödenmeden; sözleşmeye uygun olarak teslim olgusunun gerçekleştiği kabul edilemeyeceğinden, davalı yüklenici kooperatifin tescile hak kazanamayacağı- Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiği- Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanının Yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def'i de olmadığı, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re'sen nazara alınması gerekli hukuki bir durum olduğu- Mahkemece, taraflar arasındaki ticaret mahkemesindeki dosya incelenerek, davalı arsa maliklerinin kaç bağımsız bölümün tapu devrinden kaçındıkları, elde tuttukları bağımsız bölümlerin değerlerinin anılan dosyadaki gecikme tazminatı alacağını karşılayıp karşılamadığı, alacaklarından fazla bağımsız bölüm tapusunu elde tutup tutmadıkları, buna göre davalı yüklenici kooperatifin tapu talep etme hakkının bulunup bulunmadığı, bu arada dava konusu bağımsız bölümün hukuki durumu gerekirse bilirkişi incelemesi ile belirlenerek sonucuna göre arsa malikleri yönünden karar verilmesi gerekirken, taraflar arasındaki uygulama ve davacının taraf ehliyeti bulunduğu hususları gözardı edilerek, muhtemelen aktif davacı sıfatının bulunmadığı kastedilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davası-
İhtiyati tedbirin, kural olarak kendisi çekişmeli olan, bir diğer ifade ile davacının üzerinde ayni hak iddia ettiği malların üçüncü kişilere devrinin engellenmesi amacını taşıdığı, bir alacağın güvence altına alınması için öngörülen geçici hukuki himaye yolu ise İİK'nın 257 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz olduğunu ve bununla mal üzerinde bir ayni hak iddiası ileri sürülmediğini, malın üçüncü kişiye devrine engel olunmadığını, bunun yerine alacağın o malın satış bedelinden karşılanması ve malın devri halinde haczin, devralana karşı da dermeyan edilebilmesi imkânının sağlandığını-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde teslimi kanıtlama yükümlülüğünün yükleniciye ait olduğu-
23. HD. 19.02.2016 T. E: 2015/2360, K: 901-
İş makinası kira sözleşmesinden kaynaklanan, hasar bedelinin tazmini, kâr kaybı istemi-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Taraflar arasındaki alacak davasında, ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca geç teslim hususuna ilişkin olarak teslimi gereken dairelerin bulunduğu binaya yönelik başka dosyadan verilen ihtiyatî tedbir kararı değerlendirilerek, bu tedbirin daha önce kaldırılma imkânının olup olmadığı, bu nedenle tedbirden dolayı bir gecikme yaşanıp yaşanmadığı, gecikme var ise davalı yüklenicinin bu hususta ihmalinin bulunup bulunmadığı değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin iptali davasında, ifa imkansızlığının nedeni olan korunması gerekli kültür varlığı niteliğindeki eserden kaynaklanan kısıtlamanın sözleşme tarihinden önce de mevcut olup, düzenlenen sözleşmedeki ölçü, nitelik ve vasıflardaki bir binanın yapılamayacağının taraflarca ve özellikle basiretli bir tacir olduğu kabul edilmesi gereken yüklenici tarafından sözleşme öncesinde öngörülmesi gerektiğinden sonradan meydana gelen objektif ifa imkansızlığı değil, başlangıçtaki hukuki imkansızlığın söz konusu olduğu-
TBK. mad. 125 gereği, davacının, akdi feshedilen taraf olarak  menfi zararını talep edebileceği- Menfi zararın, yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarar olduğu ve bu bağlamda sözleşme yapılması için yapılan masraflar (harç, noter masrafı vs.) sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması gibi zararların, "menfi zarar" kapsamına gireceği- Konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan "kira kaybı tazminatı", "müspet zarar" olup, "sözleşmenin ayakta tutulduğu" durumlarda istenebileceğinden, sözleşmenin feshi halinde kira kaybı talebinde bulunulamayacağı-
Taraflar arasındaki birleştirilen tazminat davaları-
Taraflar arasındaki alacak davası-
İtirazın iptali davası-
Sözleşmenin feshi halinde davacının uğradığı menfi zararları isteyebileceği, dava dilekçesinde istenen kira kaybının menfi zarar kapsamında olmayıp, müspet zarar niteliğinde olduğu, sözleşmenin feshi halinde müspet zararın da istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığı, ayrıca sözleşmenin üçüncü maddesinin ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu, bu cezai şartın akdin feshi halinde istenemeyeceği-
Taraflar arasında imzalanan sözleşmede kararlaştırılan gecikme tazminatı maktu olarak kararlaştırılan kira tazminatı olup, yüklenici aleyhine mükerrer şekilde kira tazminatına hükmedilemeceği, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart niteliği itibariyle dönme cezası olup, sözleşme ayakta olduğu sürece talep edilemeyeceği- Taraflar arasındaki sözleşmede yüklenicinin ediminin anahtar teslim olarak ifa edeceğine dair bir hükmün yer almaması nedeniyle eksik iş bedelinin hesabında iskan masraflarının davacı üzerinde bırakılması, ayrıca davalının dava öncesinde temerrüde düşürüldüğünün ispatlanamaması nedeniyle faiz başlangıcınında dava tarihi olarak kabul edilerek alacağın hüküm altına alınmasından ibaret olacağı-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Mahkemece yapılacak işin; 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için konusunda uzman yeniden oluşturulacak teknik bilirkişi kurulundan yerinde keşif de yapılarak rapor alınıp davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirip getirmediği, eksik ve ayıplı iş olup olmadığı, eksik ve ayıplı iş yok ve edim tam olarak yerine getirilmiş ise davanın kabulüne, eksik ve ayıplı iş olması halinde eksik ve ayıpların giderilip giderilemeyeceği ile giderilebilecek nitelikte ise hüküm tarihine en yakın tarihteki piyasa fiyatları ile giderim bedelinin tespit ettirilip depo ettirilmesi ve davalının cevap dilekçesindeki kira kaybı talebinin de değerlendirilerek birlikte ifa kurulu gereği sonucuna göre hüküm kurmaktan ibaret olduğu-
Davacının, arsa payı payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine verilmesi gereken arsa payı ile buna isabet eden bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile kendisi adına tescilini talep ettiği davada, sözleşme uyarınca davacı yükleniciye isabet eden dairelerin, davalı arsa sahibinin verdiği vekaletname uyarınca ihbar olunan şahıs tarafından ihbar olunan diğer kişilere satıldığı, dosya kapsamındaki tapu kayıtlarına göre adı geçen kişilerin tapu maliki oldukları; bağımsız bölümlerin maliki olan şahıslara ihbarın yeterli olmaması nedeniyle, davanın malik kişilere de yöneltilmesi için davacı tarafa süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraf beyanları ve davacı kooperatifin fiilen inşaata devam edip, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre inşaatın seviyesini % 99.99 oranına getirmiş olması karşısında, taraf iradelerinin sözleşmenin ayakta tutulması yönünde olduğunun kabulü gerektiği ve mahkemece, sözleşme gereğince yüklenici kooperatifin edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediği değerlendirilerek, asıl davadaki tapu iptal ve tescil davası hakkında sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, sadece kooperatif üyelerinin dairelerinin tamamlandığından bahisle ve davada taraf olarak yer almayan kişiler hakkında tescil kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Islah dilekçesinde terditli talep olarak, tescil kararı verilmesi, mümkün değil ise, kâr ve kira kaybı istendiği ve davacı kooperatifin bu hususlara ilişkin taleplerini kanıtlayamadığı halde, kâr ve kira kaybı istemlerinin kabulünün isabetsiz olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Davacının davadaki talebini 5 ay ile sınırlamayıp sadece şimdilik 5 aya tekabül eden miktarı istediği, bu itibarla ıslah dilekçesi ile miktarı artırmasının mümkün bulunduğu-
Davacının, sözleşmeye ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediği, bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK. 125. vd. (BK. 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep etmekte haklı olduğu-
Alacaklının zararı, taraflar arasındaki sözleşmede o yönde hüküm bulunmadığı halde, satıma konu taşınmazın getirebileceği kira gelirine göre hesaplanacağı - ne zaman gerçekleşeceği henüz belli olmayan teslim tarihine kadar geçecek süre için hesaplanan tazminat oranında TEFE oranında artışa karar verileceği-
Hor kullanma ve erken tahliye nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi-
Davacının davalı bankadan kullandığı kredi ile bir kısım satış bedelini ödediği ve davalı Laçin Turizm..A.Ş’den satın aldığı bağımsız bölüm ve ortak alanlarda mevcut eksik ve ayıplı işler nedeniyle imalat bedeli ve dairenin kararlaştırılan sürede teslim edilememesi nedeniyle kira tazminatı ile cezai şart istemi-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Kira alacağı istemi-
E.tmanın önlenmesi, tazminat ve ecrimisil davası-
Yanlar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan hakların teminatı olarak verilen teminat senetlerinin sözleşmeden doğan hakları garanti altına aldığına ve takip tarihi itibariyle davalının gecikmeden doğan zararlarını kooperatiften tahsile hak kazandığı alacak miktarı ile sınırlı olarak senedi takibe koyma hakkı olduğu-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Eser sözleşmesi uyarınca iş bedeli karşılığı teslim edilen çek hakkında borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava kira kaybı alacağı ile dairelerin satılamamasından kaynaklı faiz geliri kaybı ve manevi tazminat; karşı dava ise ilave iş bedeli ve manevi tazminatın tahsili istemlerine-
Temerrüt nedeniyle oluşan gecikme tazminatının hükmün kesinleşmesinden sonra bilirkişi kurulunca belirlenen eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi için gereken makul sürenin sonuna kadar talep edilebilmesinin mümkün olduğu, hal böyle iken, imalat süresinin dava tarihine eklenerek tespit edilen gecikme tazminatına asıl davada karar verilerek birleşen davalardaki istemin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
6. HD. 13.12.2022 T. E: 2681, K: 5836
Bağımsız bölümün geç teslimi- Eksik ve ayıplı işler- Kira kaybı-
İtirazın iptali davası-
Hasara yönelik tazminat davasında, yangın konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunduğu, ehil ve yetkin bilirkişilerden oluşturulacak bir heyetten rapor alınarak yangının büyüyüp yayılma sebepleri ile yangına müdahalede eksiklikler olup olmadığı, AVM'de gerekli yangın tertibatının bulunup bulunmadığı, yangına yanlış müdahale nedeniyle oluşmuş hasar olup olmadığı, hasarın artmasına neden olunup olunmadığı, AVM'nin inşasında kullanıldığı anlaşılan mebranın yangının yayılmasına ve hasarın artmasına neden olup olmadığı, belirlendikten ve tarafların kusur durumu tam ve açık şekilde tespit edildikten sonra belirlenecek duruma göre bir karar verilmesi gerektiği-
Önceki bozma ilamında "davacı ile aynı durumda olan üyelerin ...2008 tarihli kuraya katılmalarına rağmen, davacının çağrılmadığı belirlenerek 1163 s. Koop. K. mad. 23 yönünden davacının kira isteminin değerlendirilmesi gerektiği belirlenmişse de, mahkemece, davacının ....2002 tarihli kuraya çağrılmadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş olduğundan, bozma üzerine ...2008 tarihli genel kurul gereğince değerlendirme yapılması gerektiğinin belirlenmesiyle davalı yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu ve bu durumda, davacının kira tazminatı isteminin ...2008 tarihli kura işlemine göre ve 23 madde uyarınca değerlendirilmesi gerekeceği-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi ve tazminat miktarının hiçbir zaman zararı aşamayacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatı istemi- Talep konusu bağımsız bölümlerin abone numaralarının tespiti ile bu numaralar belirtilmek suretiyle ilgili elektrik dağıtım şirketinden kişisel aboneliklerin kurulma tarihleri sorulup, şantiye elektriği aboneliğinin kesilme tarihi ile ilk doğalgaz bireysel aboneliğinin kurulma tarihleri de dikkate alınarak gecikme tazminatına esas sürenin belirlenmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve alacak davaları-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin ifayı geciktirmesi halinde müsbet zarar kapsamında gecikme tazminatı talebinde bulunulabilir. Bu tazminat gecikilen her ayın sonunda muaccel olur ve talep edilebilir hale gelir. Bu nedenle de zamanaşımı tazminatın muaccel olduğu anda işlemeye başlar.
Taraflar arasında düzenleme şeklinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı sırada yürürlükte bulunan imar planının ........ İdare Mahkemesi'nin ..... Esas, ......Karar sayılı kesinleşmiş ilamıyla iptal edildiği ve sözleşmenin 15 ve 16. maddelerinde belirtildiği üzere imar planının iptalinin geçerli sebep olarak sayıldığı, bu durumda yükleniciye atfı kabil bir kusurun yüklenemeyeceği, yeni bir imar planının da hazırlanma durumunun bulunduğu gözetilmeden cezai şart ve kira kaybı hakkında bu aşamada yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet olmadığı-
Davalı ile yapılan 04.08.2014 tarihli sözleşme ile A 3 blok 98 nolu daireyi satın aldığını, sözleşmenin 8.1.maddesine göre taşınmazın teslim süresinin 5.1.2014 tarihi olarak belirlendiği halde, ancak 2014 yılı eylül tarihinde fiilen teslim edildiğini ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak 7.200 TL. kira kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline-
Kira ve aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Mahkemece taşınmaz tahliye edilip anahtar teslim edildiğine göre bu tarihe kadar kira bedeline hükmedilmesi geri kalan kısım ise yargılamayı gerektirdiğinden bu kısım için isteğin reddi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi istemi-
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davası-
Kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmasının bozma sebebi olduğu-
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği-
Hor kullanma tazminatı, tamirat süresince yoksun kalınan kira kaybı, kira alacağı ve erken tahliye nedeniyle tazminat istemi-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkin açılan davada, yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan tarihten önce yapıyı bitirip teslim ettiği, iskan ruhsatının alındığı, arsa sahibince bağımsız bölümlerin bir kısmının satıldığı ve bir kısmının kiraya verildiği gerekçesiyle, gecikme tazminatı isteminin reddine karar verilmiş ise de, iskan ruhsatının alınmış olması ile teslimin gerçekleştiği kabul edilemeyeceği gibi bağımsız bölümlerin dava tarihinden sonra kiraya verildiği ve üçüncü kişilere satıldığı- Davadan önce yaptırılan delil tespiti sonucu alınan bilirkişi raporunda ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda pek çok eksiklik tespit edilmiş olup tespit edilen bu eksik işler gözününde bulundurulduğunda bağımsız bölümlerin kaba inşaat seviyesinde olduğu anlaşıldığından, eksik iş bedelinin tahsili isteminin kısmen kabulüne karar verildiği, ispat yükü üzerinde bulunan davalı yüklenicinin yasal delillerle teslimin varlığını kanıtlayamadığı- Bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, dava konusu bağımsız bölümler için 29.12.2011 tarihinden dava tarihine kadar gecikme tazminatı hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği- 
Mahkemece, davacı tarafından 818 sayılı BK'nın 163. maddesi (6098 sayılı TBK 184/1.) uyarınca, arsa sahibi ve arsa payını devraldığı üçüncü kişi tarafından sözleşmeden kaynaklanan hakların kendisine temlik edildiğine ilişkin yazılı bir sözleşme sunulmadığından ve sadece hibe yoluyla devre dayanıp, yüklenici davalıya husumet yöneltilmiş olduğundan, davacının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalının, kendisi tarafından yaptırıldığı sabit olmayan asma katın sökülmesi için gerekli olan süre yönünden kira bedelinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Patlama nedeniyle binada oluşan hasar bedeli ile yoksun kalınan kira bedelinin tazmini istemine ilişkin davada; davalının kusuru sonucu meydana gelen patlama nedeniyle davacılara ait binanın tamamında hasar oluştuğu, binanın yıkılmasını gerektirdiği, davacıların bina bedeli dışında, bina yapılıncaya kadar binadaki tüm kiralananlardan elde edeceği kira gelirlerinden de yoksun kaldığı, olay tarihinden hasar gören bina ile aynı nitelikteki bir binanın yeniden yapılması süresine kadar mahrum kalınan kira kaybından davalının sorumlu olacağı, haksız fiilin meydana gelmesiyle birlikte mahrum kalınan tüm kira zararının doğduğunun ve tamamının istenebilir hale geldiğinin kabulü gerekeceği, ancak davacı vekilince olay tarihinden karar tarihine kadar olan süre için yoksun kalınan kira kaybı talep edilmiş, olduğundan, bu hususlar üzerinde durularak karar verilmesi gerekeceği-
Bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için muaccel olması yeterli olmayıp ayrıca karşı tarafın temerrüde düşürülmesi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde davacı tarafından adına tescil isteminde bulunulan payın kime ait olacağı hususunda sözleşmede açık bir hüküm bulunmadığında bu durumun sözleşmede imzası bulunan tüm arsa sahiplerinin menfaatini ilgilendireceği ve tüm imza sahiplerinin davaya katılımının sağlanması gerektiği-
Borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebileceği (İİK. mad. 71/1)- İtfa itirazının, İİK.nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanmasının zorunlu olduğu- Alacaklının, tasfiye sözleşmesi yapıldığına dair kabul beyanı bulunmamakta ise de, borçlunun dava dilekçesinde, ibra sözleşmesinin maddelerine atıfta bulunduğu, dilekçenin deliller kısmında ve temyiz dilekçesinde yine bila tarihli tasfiye ve ibra sözleşmesine dayandığı görüldüğünden, uyuşmazlığın çözümünde görevli olan icra mahkemesince, tarafların beyan ve belgeleri sorularak, tarafların gösterdikleri deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ihtilafın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu, uyuşmazlığın icra hukuk mahkemesinde incelenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takip tarihinden önce davalıyı temerrüde düşüren herhangi bir uyarı bulunmadığı gibi davacı yanca gönderilen ihtarnamenin de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117/II ( 818 sayılı BK’nın 101. maddesi )’ye uygun şekilde davalıyı temerrüde düşüren bir belge niteliğinde olmadığı-Muaccel bir borcun borçlusu kural olarak alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğinden, takipten önce temerrüdün oluşmadığı dikkate alınarak işlemiş faiz isteminin reddi yerine, kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra taraflar arasında imzalanan adi yazılı protokolde inşaattaki eksik ve ayıplı işlerin nelerden ibaret olduğu sayılmış arsa sahibi olan davacı bu eksikliklerle beraber teslim almayı kabul ettiğini yüklenici ise inşaattaki eksiklikleri ... gün içerisinde tamamlayacağını taahhüt etmiş ve toprak sahibi geç teslimden doğan kira talep hakkını saklı tutmuş olduğundan bu durumda mahkemece inşaatın fiilen bitirildiği kabul edilen tarih ile protokol tarihi arasında davacı lehine işleyen gecikmeden doğan kira tazminatının sözleşme hükümleri dikkate alınmak suretiyle belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı vekili dava dilekçesinde, eksik ve ayıplı işler bedeli olarak 20.300,00 TL'nin tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesinde sadece kira kaybına ilişkin talep arttırıldığı; eksik ve ayıplı işler bedeli yönünden ıslah yapılmadığı halde mahkemece bu kalem alacak yönünden 22.208,20 TL hüküm altına alındığı- Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-.(6100 sayılı HMK m.26) Bu durumda eksik ve ayıplı iş bedeli yönünden talep aşılmak suretiyle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı şirketin yeniden yaptırdığı bina, metre kare olarak yıkılan binadan daha küçük olsa da, yeni binanın ruhsata ve kurallara uygun olarak yaptırılmış olması nedeniyle davacının bina tesliminden sonra kira kaybı oluştuğuna dair iddiaları bakımından, davalının herhangi bir sorumluluğunun olamayacağı, o halde; mahkemece, davacının kira kaybı talebinin, haksız fiilin gerçekleştiği tarih ile yeniden yapılan binanın davacıya teslim edildiği tarih arasındaki aralık için kabul edilmesi gerekirken, davalı şirketin sorumluluğunu aşacak şekilde, zararın meydana geldiği tarih ile, dava tarihine kadar geçen süreye kadar hesaplanan kira kaybının hükme esas alınmasının doğru olmadığı- .................. tarihli inşaat mühendisi bilirkişi ek raporuna göre; meydana gelen yıkım olayında davacı %40 oranında, davalı şirket ise %60 oranında müterafik kusurlu bulunduğundan, mahkemece, hüküm altına alınan tazminattan davacının müterafik kusuru nispetinde indirim yapılmamasının isabetli olmadığı- Davalı şirketin, davacının kiracısı olan ... İletişim B.sayar Elektrik San. Ve Tic. şirketine ait eşyaların, binanın yıkılması nedeniyle zayi olduğundan bahisle, zararlarına karşılık olarak ödediğini iddia ettiği ............. TL çek için; asıl davada davacının talep ettiği alacak miktarından, takas-mahsup edilmesi istemine gelince; iddia edilen ödemenin, asıl ve birleştirilen davaların taraflarından olmayan dava dışı üçüncü bir kişiye yapılmış olması ve kiracının yıkımdan kaynaklı zararları olup olmadığı var ise zararın ne kadar olduğu hususunun ayrıca yargılamaya muhtaç olması nedeniyle eldeki davaların tarafları açısından takas-mahsup koşullarını bu aşamada oluşturmadığı değerlendirilerek, talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış sözleşmesinde "uzama süresi" kararlaştırıldığı görüldüğünden, mahkemece buna ilişkin maddenin de değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine bağlı taleplerin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve bu süre kiranın muaccel olduğu (istenebilir hale geldiği) tarihten başlayacağı- Kirası istenen bağımsız bölümün teslim edilmesi, satılması veya kiraya verilmesi hallerinde kira tazminatının talep edilemeyeceği- Hükmen tescil davası açılması teslime ve kullanmaya veya satmaya engel olmadığından zamanaşımını kesmeyeceği- Dava tarihinden geriye gidilerek kira alacağının talep edilebileceği tarihten itibaren 5 yılın sona erdiği tarih esas alınarak zamanaşımına uğrayan kısım olup olmadığının incelenmesi gerektiği-
Tapu iptali ve tescil davası-
Sözleşmenin feshi ve tazminat davası bozma ilamına uyularak-
SMM/bankacı bilirkişinin hor kullanma hasarı tespiti hususunda uzman bilirkişi olmadığı- Kiralanandaki hasarın hor kullanım mı yoksa normal kullanım sonucu mu olduğunun tespit edilmesi, hor kullanıma konu hasar veya malzemelerin yıpranma payları düşülmüş şekilde, yargıtay denetimine elverişli kalem kalem birim fiyatları belirlenmiş olarak, hasar bedeli ve tamir süresi kira alacağının tespiti gerektiği-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davası-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Temlikin, temlik edenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu, zira temlik alanın evvelki alacaklının yerine geçmiş borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemesinin, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamasının onun hakkı olduğu- Eksik bırakılan işler ve eksik işler bedeli de saptanmış olduğundan bu eksikliklerin giderilmesi veya bedelinin mahkeme veznesine depo edilmesi için BK'nın 81. maddesi uyarınca davalılara önel verilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa, tazminat davasında, davalı üçüncü kişilerin yüklenicinin borcunu üstlenmek suretiyle eksik inşaatı tamamlayabilecekleri gibi, mahkemece belirlenecek eksik işlerle ilgili bedeli depo etmeleri koşuluyla tapu iptali ve tescil konusunda karar verilmesinin de mümkün olduğu; ortak yerlerde saptanan eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedelini ve ortak gider kabul edilmesi gereken iskan masraflarını davacı arsa sahibinin sözleşmedeki paylaşım oranına göre talep edebileceği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Haksız icra takibi ve haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderimi için - bu eylem davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden- tazminat davası açılabileceği-
Davada arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan gecikme tazminatı ve cezai şart alacağının tahsili istendiği- Cezai şartın fahiş olup olmadığı belirlenirken, borçluyu ifaya zorlayan bir baskı aracı olduğu göz ardı edilmemeli, baskının ortadan kaldırılmasına yol açacak indirimlerden de kaçınılması gerektiği- Somut olayda cezai şart, eserin belirlenen sürede tamamlanıp teslim edilmemesi sebebiyle kararlaştırılmış olduğundan ve 15 aylık gecikmeden dolayı talep edilmiş bulunduğundan bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla davacının yoksun kaldığı 15 aylık kira kaybı o tarihteki rayiçlerle hesaplanıp DM’ye çevrilmeli, bulunan kira kaybıyla sözleşmede kararlaştırılan cezai şart miktarı karşılaştırılmalı, yukarda belirtilen ilkeler gözetilerek sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın fahiş olup olmadığı ve tenkisinin gerekip gerekmediği değerlendirilmeli ve sonucuna göre önceki bozma ilamı doğrultusunda karar verilmesi gerektiği, şayet tenkis yapılacak olursa tenkis edilen miktardan dolayı davalı yararına vekalet ücretine de hükmedilmemesi gerektiği-
Hor kullanma tazminatı istemi-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Taraflar arasındaki bila tarihli sözleşmenin 2. maddesinde davacıya ait dairelerin ince işçiliklerinin davacı tarafından yapılacağının kararlaştırıldığı, 13. maddesinde davalı kooperatifçe 2001 Nisan ayı içerisinde tüm müşterek alanların ruhsat için mani hal bırakmayacak şekilde getirilmesi, getirilmediği taktirde kat maliklerine günün şartlarına uygun her ay kira bedeli ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmede ödenecek kira miktarının belirlenmediği, davacının yapacağı ince işlerin süresi de belli olmadığından alacağın likit olmadığı, bu nedenle mahkemece inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davacı kiracının da işyerinin mühürlenmesine müteakip kiracı olarak faaliyetini yürütebileceği yeni bir işyeri bulma konusunda gerekli çabayı göstermek zorunda olduğu; bunun bir sonucu olarak da davacının aynı şart ve koşullarda kiracı olarak faaliyetini yürütebileceği aynı nitelikli başka bir taşınmazı yeniden kiralayabileceği sürenin belirlenmesi gerekeceği, davalı kiraya verenin de bu süreye ilişkin kazanç kaybından sorumlu tutulması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi halinde olumsuz zarar kalemlerinin istenebileceği-
Asıl ve birleşen tazminat, tapu iptali ve tescil davalarının bozma ilamına uyularak-
Sözleşmenin imzalanmasından sonra yapılan pay devri karine olarak arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan borcunun ifasına yönelik olup, aksini iddia edenin bunu kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri götürü bedelli olduklarından yüklenicinin, yapı denetim sözleşmeleri gereğince ödenecek bedelleri de üstleneceği- Somut olayda ise arsa sahibi yapı denetim şirketine herhangi bir ödeme yaptığını veya onun tarafından temerrüde düşürüldüğünü ileri sürmediği gibi bu hususlarda dosyaya delil de sunmadığı- Bu durumda yapı denetim hizmeti bedeli talebinin tümden reddi gerekirken hüküm altına alınması doğru olmadığı gibi kabule göre de yüklenicinin hizmet bedeline mahsuben ödeme yaptığına ilişkin sunduğu delillerin değerlendirilmemesinin de yerinde olmadığı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, sözleşmenin diğer tarafı olan yüklenicinin bedele, başka bir anlatımla sözleşmede kararlaştırılan tapu payı veya bağımsız bölümlere hak kazanabilmesi için inşaatı sözleşme ve ekleri ile tasdikli proje ve inşaat ruhsatı ile kamu düzeninden olan imar mevzuatına uygun olarak tamamlayıp arsa sahiplerine teslim etmesi gerektiği, bir tarafın edimlerini ifa ettiği takdirde karşı taraftan edimin ifasını talep edebileceği, mahkemece ifa yerine geçecek şekilde depo kararı verilmesi ve bu kararın yerine getirilmesi için verilen kesin sürede edimin yerine getirilmemesinin davanın reddi veya kabulüne karar verilmesinde etkisi olmayacağı, yüklenici tarafından edim ifa edildiği takdirde eldeki tapu iptal ve tescil talepli davanın her zaman açılabileceği, bu davanın sonucu kesin hüküm oluşturmayacağı, bu nedenle davanın kesin hüküm oluşturacak şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığı-
"Davacıya ait işyerinin davalı ve göstereceği kişilere satılması karşılığı davalının davaya konu dört adet mesken satışının verilmesi" konusundaki sözleşmeden kaynaklı kira kaybı zararının tazminine ilişkin davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu (TTK 4/1-a)-  "Uyuşmazlığın tartışmasız bir şekilde ticari mahiyette olmaması, ticari ihtilaftan 17 sene sonra görev bozması yapmanın usul ekonomisi ilkelerine aykırı düşmesi nedeniyle işin esasına dair temyiz incelemesi yapılması gerektiği" görüşünün kabul edilmediği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda arsa sahibine bırakılan taşınmazların tamamlandığının, herhangi bir imalat eksikliği bulunmadığının belirtildiği, fakat, davalı arsa malikinin, davalı yükleniciye karşı arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart, değer ve kira kaybı istemlerini içerir alacak davasını açtığı, anılan bu dava sonucu beklenerek yüklenicinin edimlerini arsa malikine karşı tam olarak yerine getirdiği belirlendikten sonra davanın kabulüne karar vermek gerekeceği-
TMK'nın 706, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan BK'nın 213, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca taşınmaz devri yükümlülüğü getiren sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı inşaatın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle kira kaybına ilişkin alacakla ilgili başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkin davada, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde kira alacağı sözleşmeye göre teslim edilmesi gereken tarih ile fiilen teslim edilen tarih arasındaki geçen süre için muaccel olan her bir ay için ayrı ayrı veya toptan talep edilebileceğinden önceki davada talep edilen rayiç kira bedellerine ilişkin dönem ile eldeki davada talep edilen kira bedellerine ilişkin dönemlerin aynı olup olmadığı tespit edilip farklı dönemlere ilişkin kira bedeli talebi söz konusu ise, önceki feragatin, bu davadaki istenen dönem kiraları için vazgeçme ve kesin hüküm sonucunu doğurmayacağı yönünde karar verileceği-
Geçersiz satış sözleşmesine ilişkin uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresinin on yıl olduğu ve bu sürenin başlangıç tarihinin ferağ verme ümidinin kesildiği ya da ferağ vermenin imkansız hale geldiği tarih olduğu-
Kiralayan tarafından kiracı aleyhine açılan kira farkı ve erken tahliye nedeniyle mahrum kalınan kira parasından oluşan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Hükmedilen faiz türü bozma kapsamı dışında bırakılmakla ilk kararda hüküm altına alınan ticari faizle tahsil yönünden davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan bozma sonrası verilen hükümde alacağın ticari faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Tasarruf ve geleceğini garanti altına almak amacıyla taşınmazı satın alan davacının tüketici kapsamına girmeyeceği ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınmaz alım satım sözleşmesinden kaynaklı geç teslimden doğan zararın giderilmesi isteminden doğduğundan uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi içerisinde kaldığı-
Haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davacıların maddi tazminat olarak davalıların eylemi nedeniyle taşınmazlarını kiraya verememeleri nedeniyle sezonluk kira bedeli talep etmelerine rağmen, mahkemece, davacıların talebini aşacak şekilde boruların tamir masraflarına hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu- Davacılardan ...'a ait olan konutta davalılar tarafından verilen herhangi bir zarar söz konusu olmadığı halde, adı geçen davacı yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin de hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Tespit raporu ve mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için denetime elverişli bilirkişi raporu alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı arsa sahibine düşen bağımsız bölümlerin tapu malikinin davacı olmadığı, bir bağımsız bölümün üçüncü kişiye satıldığı ve taraflar arasında derdest bir tapu iptali ve tescil davasının olduğu anlaşıldığından, davacının maliki olmadığı taşınmazların eksik metrekareli olduğu iddiası ile tazminat davası açmasının mümkün olmadığı ve bu dava ile derdest tapu iptali ve tescil davasının sonuçlarının birbirini etkileyeceği dikkate alınarak her iki davanın HMK. mad. 166. maddesi uyarınca birleştirilerek görülmesi gerektiği- Davacı inşaat süresinin tamamını kapsayacak şekilde kira yardımı talep etmiş ve mahkemece "talebin kabulüne" karar verilmişse de, yapılan araştırmanın yeterli olmadığı, davalı "bu bedelin ödendiğini" iddia ettiği, davacının ise "davalı tarafa gönderdiği ihtarnamede Temmuz ayı öncesi kira yardımının alındığı" izlenimi oluşturacak şekilde ifadeler kullandığı anlaşıldığından, davalının bu konudaki tüm delilleri toplanıp, ihtarname ile birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın, 6102 s. TTK'nın 4. maddesinde sayılan işlerden olmadığı ve  uyuşmazlıkta asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, ticaret mahkemesi sıfatı ile davanın görülmesinin isabetsiz olduğu-
Geç teslimden kaynaklı kira tazminatı istemi-
Kat mülkiyeti kurulmuş olan 2567 parsel sayılı taşınmazdaki bodrum kat 1 numaralı iş yerinin malikinin davacı F.Ö.olduğu; hükme esas alınan 30.12.2013 günlü bilirkişi raporunda, aylık 600,00 TL olmak üzere 39 aylık kira kaybının 23.400,00 TL, tekstil ürünlerinin zarar bedeli 4.995,00 TL, dükkanın tadilat bedeli 3.500,00 TL ve tesisatın yenilenme bedeli 17.000,00 TL olduğu; bilirkişi kurulu raporunda davacıların zarar miktarları ayrı ayrı gösterildiği; ancak, bilirkişi kurulu kira kaybı zararının nasıl tespit edildiğini raporunda açıkça belirtmediği; davacıların kira kaybı zarar gören dükkanın zararın önlenmesi ve tadilatının yapıldığı dönemi kapsaması gerektiği; bu nedenle, dükkanda oluşan sızıntının önlenmesi ve tadilatı için gerekli süre tespit edilerek bu sürenin kira kaybının hesaplanması gerekeceği-
Bilirkişi raporunda, eski hale getirme ve hor kullanma nedeni ile oluşan zarar bedeli olarak hesaplanan miktara tamir süresince doğan kira kaybının dahil olmadığı görülmüş olup, belirlenen tamir süresince hesaplanacak kira kaybına da hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre satışa konu yapılan dairenin, sözleşme tarihinden itibaren 30 ay içerisinde teslim edilmesi gerekmekte olup, sözleşmenin anılan bu hükmündeki ifa zamanının kesin vade niteliğinde olduğunun kabulü gerektiğinden, bu tarih ile teslim edilme tarihi arasındaki kira kaybından davalının sorumlu olduğu-
Taraflar arasında düzenlenen taşınmaz satım sözleşmesinde teslim süresinin 24 ay olarak kararlaştırıldığı, taşınmazın davacıya bu süre aşılarak teslim edildiği, sözleşmede taşınmazın iskan ruhsatı alındığı tarihe kadar kira tazminatı ödeneceğine ilişkin hüküm bulunmadığı, taşınmazın teslimi gerektiği tarihten fiili teslime kadar olan kira kaybından davalının sorumlu olup, davacı konutu 27.10.2009 tarihinde fiilen teslim alıp oturmaya başladığından bu tarihten sonra davacının kira kaybı olduğundan söz edilemeyeceği, davacının konutun fiili teslim tarihinden sonra iskan izni alındığı tarihe kadar kira tazminatı isteyemeyeceği-
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi uyarınca, aylık 3.450 Euro+KDV kira bedeli ile hasılatın % 8'nin kiralayana ödeneceği, davalının satışlarını yazar kasa, fiş ve fatura ile belgelendirmesi gerektiği, davalının hasılat üzerinden ödemesi gereken kira ücretini ödememek için sözleşmeye aykırı olarak fiş ve fatura düzenlemeden satış yaptığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin akte aykırılık nedeniyle feshine, mecurun tahliyesine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Mahkemece “davalı yüklenicinin binayı bitirmemesi nedeniyle temerrüde düştüğü, BK'nın 97. maddesi uyarınca davalının, binadaki eksik işlerin giderilmesi ve iskan ruhsatının alınması için davalı yüklenici adına nama ifa için izin verilmesi gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne, “ortak yerlerdeki eksiklikler bedeli, iskan harçları, yapı denetim bedeli, fotoğraf çekimi ve muhtelif harcamalar bedeli olarak muhtelif gider ve işlerin yüklenici yerine getirilip iskan ruhsatı almak üzere davacılara nama ifaya izin verilmesine, davacılara yükleniciye isabet edecek bağımsız bölümü satma yetkisi tanınmasına, artan paranın davalı yüklenici adına açılacak banka hesabına yatırılmasına, davacıların kira kaybı bedelleriyle ilgili taleplerinin kabulü ile kira kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” karar verilmesinin isabetli olduğu-
Sözleşmenin ileri etkili feshine karar verebilmek için belirlenen inşat seviyesi ve kullanıma engel bir husus olup olmadığının belirlenmesi gerektiği- İleri etkili fesih sonucu tasfiye kararı verilmesinin zorunlu olduğu- İleri etkili feshe karar verildiği halde bu kararın doğal sonucu olarak sözleşmenin tasfiyesi yoluna gidilip, belirlenecek inşaattaki fiziki oran esas alınıp, buna göre taraflara ait olması gereken bağımsız bölümlerin tespit edilmesi gerektiği- Hüküm altına alınan cezai şart ve gecikme tazminatı alacaklarının ayrı ayrı tümünün talep edilebileceği yönünde sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmadığı halde, TBK 180'e aykırı olarak sadece cezai şartı aşan kısma hükmedilebileceği gözden kaçırılarak gecikme tazminatının tümünün hüküm altına alınmasının ve TBK 117.'ye aykırı şekilde asıl davada talep edilen miktarlara dava tarihinden, ıslahla arttırılan kısma ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken hüküm altına alınan alacağın tümüne dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki alacak, tazminat, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı tapu iptali ve tescil davası-
Davalının borçlu olduğu miktar, asıl alacak ve işlemiş faiz olarak ayrı ayrı gösterilerek, sadece asıl alacak yönünden faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı talebi açıklattırılıp, ek bilirkişi raporu alınmadan, faize faiz yürütülecek şekilde alacağın tamamı üzerinden faize hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davalarda talep konusu olan ''yoksun kalınan kira bedeli'' gecikme tazminatı niteliğinde olup, ifaya ekli cezai şart (Borçlar Kanunu 158/2. maddesi) hükümlerinin aksine bu tazminatın talep edilebilmesi için teslim sırasında ihtirazı kayıt konulmasına gerek olmadığı gibi, Borçlar Kanunu'nun 96. ve 106/2. maddeleri uyarınca sözleşmede düzenlenmemiş olsa dahi istenebilmesinin mümkün olduğu-
Dava değerinin 6502 sayılı yasanın 68. maddesi gereğince Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye dava açılmasının Yasa gereği mümkün olmadığı- Dava konusu yapılan kira kaybı yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu ile belirlenebilecek nitelikte olduğundan ve davacı tarafından hakkı saklı tutularak dava açıldığından verilen kararın kesin olmadığı gibi mahkemece kararını kesin olarak verildiğinin belirtilmiş olmasının da kararın kesin olduğunu göstermeyeceği-
Erken tahliye nedeni ile kira kaybı ve aidat alacağının tahsili istemi-
İtirazın iptali davası-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi-
Büyük şehir statüsünde bulunan illerde iki bin iki yüz Türk Lirası ile üç bin üç yüz Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunlu olup bu husus dava şartı olduğundan, dava dilekçesinin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine bağlı kira alacağı ile cezai şartın tahsili istemi-
Taraflar arasındaki birleştirilen alacak davası-
Tazminat konusu yapılan kalemler tek tek değerlendirilip, bunların ayıplı iş mi, yoksa eksik iş mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu belirlenmesi, daha sonra yapılacak araştırma ile inşaatın davacıya teslim tarihi itibariyle açık ayıplarla ilgili teslimden sonra yükleniciye BK'nın 359. (TBK'nın m. 474.) maddesinde öngörüldüğü şekilde süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin BK'nın 362. (TBK'nın m. 477) maddesine uygun olarak haberdar edilip edilmediği hususları üzerinde durularak, eksik ve süresinde ihbar edilen ayıplı işlerin giderim bedelinin teslim tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Arsa sahibinin mirasçılarına aleyhine gerekçesi de belirtilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
6100 sayılı HMK'nun 31'nci maddesinde "Hâkimin davayı aydınlatma ödevi" başlığı altında "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmüne yer verildiği- Bu durumda, dava dilekçesinde geç teslim nedeniyle 90.000,00 TL gecikme tazminatı talep edilmişse de, davacı B.M.'ın davadan feragat ettiği de gözetilerek, hangi bağımsız bölümler için ne miktarda tazminat talep edildiği davacıya açıklattırılarak bu doğrultuda sözleşme kapsamı ile ilgili ilkeler gözetilip değerlendirilmek suretiyle, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminata ilişkin davada, 1086 sayılı HUMK’nın 429/2. maddesi gereğince tüm taraflara duruşma gün ve saatini bildirir tebligat çıkarılarak taraf teşkilinin sağlanması ve davalıların da bozma ilamına karşı diyeceklerinin sorulması ve bunun üzerine bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verilmesi gerekirken anılan kanun maddesine aykırı şekilde davalılara duruşma gün ve saati bildirilip bozma ilamına karşı diyecekleri sorularak karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekilince verilen ıslah dilekçesi ile davanın talep kısmı değiştirildiğinden davanın tamamen ıslah edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi verilmesinin zorunlu olduğu- Ancak davacının bir haftalık sürenin geçmesine rağmen davanın tamamen ıslah edilmesi için yeni dava dilekçesini vermediği bu halde, davacının ıslah hakkını kullanmış sayması ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilmesi ve taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
İnkar tazminatına hükmedilebilmesi için, davaya konu alacağın “likit” olması, başka bir değişle gerçek miktarının belli ve belirlemek için bütün unsurlarının borçlu tarafından bilinebilecek nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekeceği-
Bina noksan teslim edilip noksanlıkların giderilmesi için gereken meblağ iş sahibinin borcundan tenzil edil ise, davalı müteahhidin teslim borcunu bu surette yerine getirdiğinin kabulünün gerekeceği, bu durumda davacı arsa sahibinin, sadece mevcut ayıp ve noksanlıkların giderilmesi için zorunlu ve gerekli makul süre için kira kaybına hak kazanacağı-
Hüküm fıkrasını değiştirecek şekilde tavzih kararı verilmesinin hatalı olduğu-  Gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Taşınmaz satışı nedeninden kaynaklanan kira alacağının ve ayıplı kapı bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, sözleşmede kararlaştırılan tarih ile fiilen teslim tarihi arasındaki süreye ilişkin kira bedeli tespit edilip sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği-
Geç teslimden kaynaklı oluşan kira tazminatı istemi-
Satış esnasında sunulan proje ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan ve eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dükkanda oluşan değer kaybının ve uğranılan kira kaybının ödetilmesi talebine ilişkin davada, talep edilen hususların açık ayıp, gizli ayıp, eksik iş mi olduğunun; gizli ayıplar yönünden bu ayıpların kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak ne zaman oluştuğu ya da oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki alıcının ne zaman fark edebileceği ile bağımsız bölümün teslim tarihi ve ihbar tarihinin araştırılarak, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiği-Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, Yargıtay tarafından "nisbi metod" hesaplama yönteminin benimsenmekte olduğu ve buna göre "satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın satış bedeline yansıma miktarı"nın belirlenmesi gerektiği-
Mahkemece anahtar teslim tarihine kadar işleyen 2015 dönemi kira bedellerinin ödenmiş olduğu, anahtar teslim tarihinden sonraki isteğin ise yargılamayı gerektirdiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacının davalı kooperatif yönünden talebinin kooperatif ortaklığına bağlı olup, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanmamasına göre, aktif dava ehliyeti bulunduğunun kabulü ile davacının doğrudan zararı meydana gelip gelmediği, bu zararda kooperatif yöneticilerinin kusurunun bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıplı iş bedeli ile gecikme tazminatının tahsili istemi-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Davanın 6100 sayılı Yasa'nın yürürlüğünden önce açılmış bulunması karşısında, davanın açıldığı sırada yatırılması gereken bir avansın sözkonusu olamayacağı ve hükmün anılan Yasa'nın yürürlüğünden sonra açılacak davalarda söz konusu olabileceği, esasen 448. madde anlamında da dava açılma işleminin tamamlanmış olduğu anlaşıldığından, tamamlanmış işlemden sonra yürürlüğe giren Tarife'ye dayalı olarak gider avansının ödenmesinin istenemeyeceği, masrafa gerek olması halinde dahi HMK'nın 324. maddesi uyarınca sonuca gidilmesi gerektiğinden mahkemece, bu hususların gözardı edilerek dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kira sözleşmesindeki özel düzenleme ile kiracıya sözleşme sonu ile sınırlı olmaksızın üç ay önceden tek taraflı feshi ihbarla kira sözleşmesini sona erdirme hakkı tanındığına göre, yeniden kiraya verme süresinin üç ay ile sınırlandırıldığı, bu nedenle kiracı kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı feshederek kiralananı tahliye ettiğinde, davacı zararının, tahliye tarihinden itibaren davacının isteyebileceği makul süre kira parasının üç ayla sınırlı olduğu kabul edilerek hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece yüklenici tarafından edimin yerine getirilmiş olmasına ve ferağ verilmesi için ihtarname tebliğ edilmiş olmasına rağmen sözleşme uyarınca davacı yükleniciye düşen dava konusu dairenin tapusunu vermeyen ve bu hususta muaraza yaratarak dairenin fiilen kullanılmasını kiraya verilmesini üçüncü kişilere satılmasını engelleyen davalı arsa sahibinin sözleşmede hüküm bulunmasa bile ihtarnamenin tebliğ tarihine göre verilen sürenin sonu ile davacı yüklenici adına dava konusu dairenin tapusunun tescil edildiği tarih arasındaki dönem için ecrimisil bedelinden sorumlu olduğu-
İtirazın iptali davası-
Eldeki davaya konu davacının kira kaybı giderimi talebiyle ilgili usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine yol açacak bir olgunun varlığı söz konusu olmamakla, mahkemece yapılması gereken işin, öncelikle binaya ilişkin genel ve ferdi iskan ruhsatını, ilgili merciinden getirtmek olmasının gerekeceği, ardından bozma ilamında da açıkça işaret olunduğu üzere konusunda uzman iki inşaat mühendisi ile hukuki yorum ve nitelendirmede yardımcı olmak üzere bir hukukçu bilirkişi tayin edilerek oluşturulacak bu bilirkişi kurulu ile yerinde uygulamalı keşif yapılarak sözleşme içeriği, iskan izin durumu ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirilerek "kira kaybı giderimi" saptanmasının, uygun sonuç çerçevesinde hükme varılmasının gerekeceği-
Taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı ancak binanın yapımı ve teslimi aşamasında taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak bir kısım eksik işlerin bulunduğu ve inşaatın tesliminin gecikmiş olduğu bu nedenle arsa sahiplerinin eksik ve kusurlu işler ile kira kaybı nedeniyle alacağı olduğu-
Davada kira tazminatına konu iki dairenin evveliyat kayıtları getirtilerek net bir biçimde teslim tarihi itibariyle davacının malik olup olmadığının saptanması ve belirlenecek duruma uygun şekilde karar verilmesinin gerekeceği-
Davalının, inşaat müteahhidi olarak tacir olduğu, bir taraf için ticari olan işin, diğer taraf içinde ticari sayılacağı, ayrıca ticari işlerde temerrüt faizinin, reeskont faizi oranında istenebileceği, o halde, mahkemece davacının asıl alacağına yasal faiz işletilmesinin hatalı olacağı-
Kira sözleşmesinin haklı nedenle feshi sebebiyle kira kaybı, cezai şart alacağı ile araç satış vaadi sözleşmesi gereğince mülkiyeti devredilmeyen araçların bedelinin tahsili, birleşen dava ise araç satış vaadi sözleşmesine göre ödenen bedelin iadesi istemi-
Davacı, sözleşmeye ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemekte olduğundan, sözleşme ve TBK. 125. vd. uyarınca, fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep etmekte haklı olduğu- Davacının taşınmazı deprem dolayısıyla eksiklikleri ile birlikte fiilen teslim aldığı anlaşıldığından, mahkemece sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken tarih ile fiili teslim tarihine kadarki dönem için geç teslimden doğan zarar yönünden kira kaybı belirlenmesi gerektiği-
Tahliye tarihinden sonraki istek “haksız fesih nedeniyle uğranılan kira kaybı” niteliğinde olduğundan, mahkemece borçlu-kiracının tahliye tarihine kadar olan kira alacağından sorumlu tutulacağı fakat bu tarihten sonraki kira alacağının tahsili isteminin yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece “tahliye tarihinden sonraki kira alacağının tahsiline” karar verilemeyeceği-
Ve birleşen dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemlerine-
Trafik kazasından kaynaklanan bina hasarı ve gelir kaybı istemi-
Davalı arsa sahibinin gecikme tazminatı ve eksik iş nedeniyle alacağının bulunduğu savunulduğundan, bu husus araştırılarak varsa arsa sahibinin zararları karşılanmadan, sözleşmenin ifa ile sonuçlandırılmasına imkan bulunmadığı-
Arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak, yüklenicinin edimlerini tam olarak ve zamanında yerine getirmediği ileri sürülen davada; menfi ve müspet zararın birlikte istenemeyeceği, munzam zarar açısından davalı temerrüde düşürülmediğinden bu yöndeki talebin yerinde olmadığı, sözleşmede 70.000,00 USD ödeneceği hususunda bir hüküm bulunmadığı ve sözleşme fesih edilmediğinden 350.000,00 TL bina bedelinin istenemeyeceği gerekçesiyle; kira kaybı alacağının davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiği- Arsa payı karşılığı inşaat yapım işi, ticari iş mahiyetinde olduğundan davacının 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince avans faizi isteyebileceği, hal böyleyken, verilen kararda hüküm altına alınan faizin cinsinin belirtilmemesi hatalı olduğu gibi, hüküm yerinde de varsa temerrüt ile dava ve ıslah tarihleri dikkate alınarak faiz başlangıcının tayini gerekirken, faiz başlangıcının açıkça gösterilmemesinin doğru olmadığı ayrıca, dava konusu olmayan taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin, ihtiyati tedbir şartlarına aykırı olduğu-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, kira bedeli ve manevi tazminat istemlerine-
İşyeri sigorta poliçesi kapsamında işyerinde meydana gelen yangın sonucu oluşan zararın davalıdan tazmini istemine ilişkin davada, HMK. mad. 177 uyarınca ıslah edilen kısım yönünden yapılan zamanaşımı def'i hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı kiracı, kira süresi sona ermeden, kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshedip taşınmazı tahliye ettiğinden, davacı zararının, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaret olacağı-
Taraflar arasındaki asıl davada alacak, birleşen davada sözleşmenin feshi davaları-
Dava konusu olayda davacının, dairenin rayiç bedelini istemiş olmakla sözleşmeden dönmüş olup, artık sözleşme devam ediyormuş gibi kira kaybı isteyemeyeceği- 6100 sayılı HMK.’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğunun ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğinin hüküm altına alındığı-
Kentsel Yenileme Toplu Konut Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görüleceği-
Davalıdan satın aldığı dairenin sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde teslim edilmemesi sebebiyle kira tazminatı isteğinde bulunduğu davada, taşınmazın geç teslim edilip edilmediği, geç teslim edilmiş ise, geciken teslim süresine dair tazminat belirlenerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat karşılığı sözlemesine dayalı fazla imalat nedeniyle tazminat talebine-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemi-
Davacının, davaya konu iş yerini teslimdeki haliyle satın aldığı anlaşıldığından, ihale fiyatının mevcut duruma göre biçildiğinin kabulü gerektiği-
Dava, davalı yapsatçıdan temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat, kira ve satış sözleşmesinde belirlenen miktardan eksik metrekareli daire yapımı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek inşa etmekte olduğu binalardan bağımsız bölüm satın alınması halinde üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olması yeterlidir. Olaya konu olan uyuşmazlıkta, taraflar arasında imzalanan sözleşme, yapsatçının temlikine dayalı konut satışı olup yazılı şekilde yapılmış olmakla geçerlidir. Dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre, davacının sözleşmeden doğan edimini yerine getirmiş olduğu anlaşıldığından, taşınmazın güncel tapu kaydının getirtilerek davalı adına kayıtlı olması halinde, tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozma sebebine göre davacının diğer taleplerinin reddine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine geçilmemiş ve bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
“Adi kefil” hakkında takip yapılabilmesi için BK.’ nun 486. maddesi (şimdi; TBK. mad. 585) uyarınca “kefalet akdinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takip yapılıp da alacaklının hatası olmaksızın takibin semeresiz kalması veya borçlu aleyhine Türkiye’ de takip yapılmasının imkânsız hale gelmesi” gerektiği (Not: Yeni TBK. mad. 585'e göre; borçluya konkordato mehli verilmiş olması koşulu da eklenmiştir.); bu koşullar gerçekleşmeden kefil hakkında doğrudan icra takibi yapılamayacağı gibi, buna dayanarak da “itirazın kaldırılması” nın istenemeyeceği-
Uyulmasına karar verilen bozma kararında "davacının kira sözleşmesine konu aracın yerine yeni bir araç temin edip bu aracı aynı şartlarla kiraya verilebileceği makul sürede işleyecek kira bedeli kadar kazanç kaybına uğradığı ve davalının bu süre kira parasından sorumlu tutulması gerektiği" belirtilmesine rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda perte ayrılan kira sözleşmesine konu araç için tamir süresi hesaplanarak 13 günlük tamir süresi kira bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece; kira sözleşmesine konu aracın yerine ne kadar sürede yeni bir araç temin edilip aynı şartlarla kiraya verilebileceği hususunda bilirkişiden ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre (tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilerek) bir karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil, kira, teminat bedeli olarak yatırıldığı ileri sürülen meblağın ve fazla imalat bedelinin tahsili istemlerine-
Mahkemenin usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdireceği; yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararın, hüküm teşkil ettiği; hükmün, yargılamanın sona erdiği duruşmada verileceği ve tefhim olunacağı; HMK. 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı; kararın gerekçesiyle hüküm sonucunun çelişkili bulunması, müphem ve kendi içerisinde çelişkili, infazda tereddüt oluşturacak şekilde yazılmış olmasının bozma nedeni teşkil ettiği -
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Kiracının, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri vermesi halinde, kira sözleşmesinden doğan borçlarının, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam edeceği- Taşınmazın aynı bedel ve şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği hususunda mahallinde konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla "keşif" yapılarak kiralananın cinsi, özellikleri, konumu, bu nitelikte bir taşınmaza o bölgede duyulan ihtiyacın derecesi ve somut olaya özgü başka diğer özellikler çerçevesinde, kiralayanın gereken çabayı göstermesi halinde kiralananı aynı koşullarla yeniden hangi süre içerisinde kiraya verebileceği, yani, aynı koşullarla yeniden kiralama için gereken makul sürenin ne olduğu belirlenerek kiracının bu süreye karşılık gelen kira parasıyla sorumlu tutulması gerekirken, "dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi" sonucunda verilen rapora dayanılarak yeniden kiralama süresinde kira kaybından kaynaklanan tazminat miktarına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı kira tazminatının tahsili istemine ilişkin davada, dava tarihinden geriye doğru beş yılın sona erdiği tarihin esas alınıp, tapu iptali tescil davasının kesinleştiği tarihlerin arasında kalan dönem için davanın kabulüne, daha öncesi ve sonrasına ilişkin dönemler için davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek davalının sorumlu olacağı kira miktarı belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Davacı tarafça, bilirkişi tarafından tespit edilen kira bedellerinin düşük olduğu yönünde itirazda bulunulmuş olup, hukukçu bilirkişinin konuyla ilgili uzmanlığı yeterli olmadığından, konusunda uzman emlakçı ya da inşaat mühendisi bilirkişi refakatinde mahallinde keşif icra edilerek davacının itirazlarını karşılar şekilde kira bedelleri ile ilgili rapor alınması gerektiği-
6100 sayılı HMK'nun 109/2. maddesine göre talep konusunun belirlenebilir olduğu hallerde kısmi dava açılamayacağı, bu durumda, davacıya talep miktarı açıklattırılarak, bunun üzerinden harcın tamamlattırılıp yargılamanın esasına girilmesi gerektiği, ne var ki, davacı daha sonra ıslah şeklinde nitelendirdiği dilekçe ile toplam talep miktarını harçlandırarak eksik olan dava şartını tamamladığından, mahkemece dava şartının yerine getirilmesine yönelik davacı işleminin ıslah şeklinde nitelendirilerek yanılgılı gerekçeyle bu yöne ilişkin talebin esasına girilmeyerek reddedilmesinin doğru olmadığı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi sonucu yapılan dairede yüklenici tarafından iskan ruhsatı alınmadan teslim olgusunun gerçekleşmeyeceği-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil, mümkün olmazsa alacak davası-
Erken tahliye nedeni ile tazminat istemi-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahibi dava tarihinden önce vefat ettiğinden ve tek mirasçı olarak kızı davacının bu davayı kendi adına açtığı, annesinin vefatı ile tek mirasçı olarak ondan kanunen intikal eden hakların ve borçların külli halef sıfatıyla sahibi olduğu anlaşıldığından aktif dava ehliyetinin bulundu-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
"Mahkemenin görevi ile ilgili olması, Yargıtay'ın bozma kararından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkarılmış olması, karar henüz kesinleşmeden geçmişe etkili olarak çıkarılan bir kanun hükmünün bulunması, bir kanun hükmünün Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi, kesin hükmün bulunması, kamu düzenine aykırılığın bulunması, Yargıtay tarafından dosya kapsamına uygun olmayacak şekilde açık ve tartışmasız bir maddi hata yapılması"nın usulü kazanılmış hakkın istisnalarını oluşturduğu-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Asıl-karşı ve birleşen tazminat davası-
Kira tazminatı ile ilgili olarak ıslah dilekçesi verilip harç tamamlanmışsa da, nama ifa ile ilgili izin kapsamında eksik işler bedeli ile ilgili olarak harç yatırılmamış olup mahkemece, bu kapsamdaki eksik işlerle ilgili harç tamamlanmak üzere süre verilerek, re'sen eksik harcın tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde, yargılamaya devam edilmesi, aksi halde bu talep yönünden dosyanın işlemden kaldırılması, üç ay içinde davanın yenilenmemesi halinde bu talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ''genel şartlar'' bölümünde, binanın başlangıcından iskân ruhsatı alımına kadar tüm maddi harcamaların müteahhite ait olacağı kararlaştırıldığı gibi, inşaatın devamı süresince inşaatla ilgili olarak mühendislik ücretlerinin de müteahhite ait olacağı kararlaştırılmış olup yapı sahibi ile yapı denetim şirketi arasında yapılan mühendislik hizmet bedelleri de, bu kapsamda kalan mühendislik giderlerine dahil olup, bu giderlerin de davalı yüklenicinin sorumluluğunda olduğunun kabulü gerektiği- Bilirkişi raporunda, yapı denetim firmasına davacı tarafından ödenen ücret de, nama ifa kapsamında hesaplamaya dahil edilmiş ise de, mahkemece bu kalem çıkarılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Nama ifaya izin kararının hüküm fıkrasında, eksik ve ayıplı iş kalemlerinin her birinin ve tespit edilen masraf bedelinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken, infazda tereddüte yer verecek şekilde genel ifadelerle nama ifaya izin verilmesinin hatalı olduğu-
Sözleşme konusu inşaattaki bağımsız bölümlerin süresinde teslim edilmemesi durumunda ödenmesi kararlaştırılan gecikme tazminatı müspet zarar niteliğinde olup, sözleşmenin feshine karar verildiği ve sözleşmede aksi öngörülmediği için talep edilmesinin mümkün olmadığı, inşaat süresi boyunca arsa sahibinin eski dairelerinden istifade edememesi nedeniyle ödenmesi kararlaştırılan tazminatın, menfi zarar kapsamında olduğu, şu halde, taraflar arasındaki sözleşmeler feshedilmiş olmakla belirtilen bu istek kalemi yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar Mahkemece, davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmiş ise de .................Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ........... Esas sayılı dosyasında, tamir süresince kira kaybı talep edildiği, eldeki davada ise işlemiş kira alacağı istenilmiş olup, davaların tarafları aynı ise de, konusu aynı olmadığından derdestlikten söz edilemeyeceği, bu nedenle mahkemece, kiralananın hangi tarihte tahliye edildiği tespit edilerek tahliye tarihine kadar davacının kira alacağı olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Geç teslim edilen konuta dair her ay için kira bedeli, bir önceki aya ilişkin kira bedeli üzerinden üretici fiyat endeksi dikkate alınarak artış yapılmak suretiyle belirlenerek hesaplanmış ise de konut kira bedelinin bir yıl süre ile sabit kalacağı dikkate alınarak kira kaybının tespit edilmesi gerektiği-
Asıl tapu iptali, tescil, alacak ve birleşen tazminat davalarının-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca tapu iptal ve tescil, mümkün olmaması halinde bağımsız bölüm bedeli ile nesafet farkı ve gecikme tazminatı istemlerine-
Gecikme tazminatı kural olarak sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinden, eserin eksik ve ayıpsız olarak sözleşmeye uygun biçimde teslim edildiği tarihe kadar ya da iş sahibinin teslimden önce bağımsız bölümleri fiilen kullanmaya başladığı veya üçüncü kişiye kiraya verdiği ya da sattığı tarihe kadar istenebileceğinden, mahkemece araştırma yapılarak yüklenicinin dava tarihinden önce davacıya ait bağımsız bölümleri teslim ettiğini kanıtlaması durumunda teslim tarihi, teslim ettiğini kanıtlayamaz ise dava tarihi esas alınarak gecikme tazminatının hesaplanması gerekeceği- İnşaatın davalı yüklenici tarafından eksik ve ayıplı olarak teslim edildiğinin tespiti halinde tazminat konusu yapılan kalemler tek tek değerlendirilerek, bunların ayıplı iş mi, yoksa eksik iş mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu belirlenmesi, açık ayıplarla ilgili teslimden sonra davalı yükleniciye TBK. mad. 474 gereğince süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin TBK. mad. 477 gereğince haberdar edilip edilmediği üzerinde durulmalı, yüklenicinin inşaatı eksik teslim ettiği, ancak davacı tarafça eksikliklerin tamamlandığının tespitinde ise, eksik imalat bedelinin davacı tarafça yapılmış şekliyle değil, yüklenicinin sözleşmeye göre üstlendiği nitelikleriyle bedeline hükmedilmesi gerektiği- Zamanaşımının, eserin tesliminde başlatılmasını öngören BK. mad. 363'in (şimdi; TBK. mad. 478), gecikme tazminatını değil, kusura ve dolayısıyla eksik işlere ilişkin olduğu; kira tazminatında zamanaşımı süresinin bağımsız bölümün teslim edilmesi gereken tarihten itibaren başlayacağı ve arsa sahibi gecikilen her ay için zararını davayla isteyebileceğinden, her geçen ay zararının o ayın sona ermesiyle istenebilir (muaccel) hale geleceği- Islah dilekçesi HMK döneminde verilmiş olup, ek dava dilekçesine bağlanan sonuçların ıslah dilekçesi için de geçerli olduğunun kabulü gerektiğinden, HMK. 141/1 uyarınca savunmanın genişletilmesinin serbest olduğu aşamada iken davalının savunmasını genişlettiğinin ve bunun geçerli olduğunun kabulü gerekeceği ve bu durumda, ıslah edilen istemin esasına girilmeden önce, davalı tarafın zamanaşımı savunması üzerinde durulması gerektiği- Mahkemece, ıslah tarihinden itibaren geriye doğru 5 yılın sona erdiği tarih esas alınarak mahkeme dosyasında istenen işlemiş faiz alacağı yönünden iş bu davada ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğradığı, yine iş bu davada konu edilen dönem için önceki döneme ilişkin ıslah ile arttırılan bölümün zamanaşımına uğradığı gözetilerek bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle davalının sorumlu olduğu gecikme tazminatı miktarının hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Yapı denetim ücretinin ödenmesinden arsa sahiplerinin sorumlu olduğunun kabul edilmesi, belediyesinden yapı denetim ve iş bitirme belgesi dışında iskân alımına engel olup olmadığı sorularak, engel yok ise davanın kabul edilmesi, aksi durumda dava konusu bağımsız bölümün, iskân belgesinin alınması koşuluna göre tesciline izin verileceği kararlaştırılacağından davanın reddi gerekeceği-
Davacının kendi adına ve kendisi aleyhine yürütülen takip sebebiyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle açtığı davada, davacı vekilinin ibraz ettiği vekaletnamede avukatın davacı borçlunun şahsi vekili olduğu, apartman yönetimine vekil kılınmadığı açık olup borçlunun temsil ettiği yönetime değil; şahsına karşı yürütülen takip sebebiyle avukatına kendi adına vekalet vermesinde; vekil tarafından da davacının şahsı adına davanın açılabileceği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Davacı yüklenici şirketin davalı arsa sahibine kira tazminatı ödemesine karar verildiği anlaşıldığından, BK'nın 81. maddesi hükmü karşısında, yüklenici şirketin anılan borcu durduğu sürece tapu iptali ve tescil istemli bu davayı açmasının diğer davadaki borcunu ödemesine bağlı olacağı, mahkemece bu hususun ön mesele yapılması ve gerekli araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İtiraza uğramış ve itiraz delil tespitini yapmış mahkemece ek bilirkişi raporu veya yeni bir bilirkişi raporu ile karşılanmamış bilirkişi raporunun kesinleşmediğinden davada delil olarak kullanılamayacağı-
Dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkemenin artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesinin gerektiği; dava şartının sonradan tamamlanabileceği- İtirazın iptali davasının, kısmi dava şeklinde açılabileceği; ilgili miktarın ıslah edilmesinin de mümkün olduğu-
Taraflar arasındaki sözleşmelerde, dairelerin kaba inşaat olarak teslim edileceğinin kararlaştırıldığı görüldüğünden, bu hali ile taşınmazın davalıya fiilen teslim edildiği tarih araştırılarak bu tarihe kadar olan kira kaybının tahsiline karar verilmesi gerekirken, iskan tarihinin esas alınmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu- Mahkemece, asıl davaya % 18 temerrüt faizi yürütülmesine, birleşen dava açısında da temerrüt faizi yürütülmesine karar verilmiş ve temerrüt faizi açısından % 18 oranının ne şekilde bulunduğu açıklanmadığı gibi birleşen davada da temerrüt faiz oranının ne olduğunun yazılmadığı anlaşıldığından, bu hali ile hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu- Dava konusu olayda davacının, davalıya hitaben gönderdiği ihtarla ve yaptırdığı tesbit ile yazılı alacak kalemlerinin ödetilmesini istediği anlaşıldığından, davacının ıslah ettiği alacak kalemleri için de, yazılı ihtarın davalıya tebliğ tarihi ile temerrüde düştüğü kabul edilerek faizin bu tarihten itibaren başlatılması gerekirken, ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, talep edilen zararlarla ilgili uyuşmazlığın esası incelenip taraf delilleri toplanıp taraflar arasında adi yazılı sözleşmenin pay devri yapılmak ya da önemli ölçüde ifa edilmek suretiyle geçerli hale gelip gelmediği üzerinde durulması, bu şekilde geçerli hale gelmemişse tarafların ancak birbirlerine verdiklerini BK'nın 61. maddesine göre sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebileceği, menfi zararın istenemeyeceği; şayet sözleşme anılan şekilde sonradan geçerli hale gelmiş ve bundan sonra sözleşme taraflarca geriye etkili olarak feshedilmiş ise BK'nın 108/2. maddesindeki olumsuz zararın talep edilebileceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı yapı kullanma izin belgesi alınması için nama ifaya izin talebine ilişkin davada, taraflar arasında imzalanan sözleşmede "inşaat ruhsatının alınmasından iskâna kadar, emlak vergisi dahil tüm vergilerin yüklenici tarafından ödeneceğinin" kararlaştırıldığı anlaşıldığı ancak henüz iskân alınmadığından yüklenicinin vergiler nedeniyle sorumluluğu devam ettiği ve bu durumda mahkemece, davanın nama ifaya izin talebini içerdiği de dikkate alınarak, dava konusu taşınmaza ilişkin karar tarihine kadar doğmuş olan ve sözleşme ile hüküm altına alınan tüm vergi borçları ile iskan harcı bedellerinden davalının sorumlu olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının reddedilmesi ile haksız olduğu anlaşılan (ihtiyati) haciz nedeniyle, davacı şirketin, dava dışı bankaya teminat mektubu karşılığı depo ettiği ve kullanamadığı paranın ihtiyati haczin konulduğu ve kaldırıldığı tarihler arası işlemiş faizlerinden oluşan zararının ve dava dışı bankaya ödemek zorunda kaldığı teminat mektubundan kaynaklı komisyon bedelinin maddi zarar olarak kabulü ile bu miktarların iptal davasında davacı olarak yer alan bankadan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki birleştirilen sözleşmenin feshi, alacak davaları-
Kiracı anahtar teslim tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumlu olup, tahliye tarihinden sonraki istek erken tahliye nedeniyle uğranılan kira (kaybı) tazminatı niteliğinde bulunduğundan yargılama gerekeceği-
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak ve tazminat davaları-
Davacılara ait dairelerin alanlarının sözleşmede belirtilen alandan daha küçük inşa edilmesinden dolayı yüklenici olan davalı tarafın sorumlu olduğu sonucuna varıldığı anlaşılmış olup, ilgili Belediye Başkanlığından, davacılara ait dairelerin net 130 m² olarak inşa edilemeyeceğinin imar planı kapsamında olanaksız bulunması olgusunun hangi tarihte gerçekleştiği tesbit edildikten sonra ifa imkansızlığının değerlendirilmesi, ifanın gerçekleşmemesinde davalı yüklenicilerin kusurunun bulunup bulunmadığı değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Davalı toplu konut idaresinden satın alınan taşınmazın geç teslimi nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağına ilişkin davanın tüketici mahkemesi görülmesi gerektiği-
Davacının, bağımsız bölümünde oluşan zararının giderilmesi ve su sızıntısının önlenmesine yönelik olarak projeye aykırılığın eski hâle getirilmesine ilişkin açtığı davanın kesinleşmesini beklemesi ve kesinleşen kararı icra kanalı ile infaz ettirmesinde davacıya kusur izafe edilemeyeceği, Kat Mülkiyet Kanunu’nun 23. maddesinin davacıya yükümlülük getirmediği, davalıların dürüstlük ilkesine aykırı davrandığı- "Eski hâle getirmenin tam olarak yerine getirilmemesinde davacının da kusuru olduğu, eski hâle getirme davasında davacı tarafa da yetki verildiği, mülkiyet hakkına ilişkin dava açılmış ve sürmekte olması ve infazın geç yapılabilmiş olmasının davacıya haksız fiil sorumluluğu bakımından gecikme hakkı vermeyeceği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
6. HD. 05.10.2016 T. E: 2015/9946, K: 5705-
Kiraya veren tarafından açılmış eski hale getirme ve hor kullanma tazminatı ile onarım süresindeki kira kaybının tahsili istemi-
Davalı borçlu kiralananın anahtarlarını icra müdürlüğü kasasına teslim etmiş, davacı alacaklıya anahtar teslimine ilişkin herhangi bir tebliğ çıkarılmamış olup, davacı alacaklı vekilinin anahtarı teslim aldığı tarihin teslim tarihi olarak kabulü gerektiği- Kiracı anahtar teslim tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumlu olup, tahliye tarihinden sonraki istek erken tahliye nedeniyle uğranılan kira (kaybı) tazminatı niteliğinde bulunduğundan yargılamayı gerektirieceğinden mahkemece borçlunun kira ödemesinin de dikkate alınarak, anahtar teslim tarihine kadar olan kiralar yönünden kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye istemli davanın kabulü, kalan aylar yönünden ise uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle, davanın reddi gerektiği-
Kiralayanlar tarafından kiracı aleyhine açılan eski hale getirme bedeli ile tamir ve tadilat nedeniyle uğranılan kira kaybından oluşan toplam 242.904,60 TL'nin tahsili istemine ilişkin davada; davalıdan önce de bu yerde başka bir bankanın kiracı olduğu; bu durumda Mahkemece,davacı kiralayanlara kiralanan taşınmazın davalı kiracıya kiralama anındaki durumunu kanıtlamak üzere imkan tanınması,davacının bu husustaki delillerinin toplanması,daha sonra davalı kiracıya kiralanana yaptığı tadilatlara ilişkin varsa proje ve belgelerini sunmak üzere süre verilmesi,ayrıca dava konusu kiralananda davalıdan önce kiracı olduğu anlaşılan Ziraat Bankası Şubesi tespit edilerek bu yeri kiraladığı tarihte tadilat yaptırılıp yaptırılmadığı,tadilat yapılmış ise projesi olup olmadığı sorularak varsa önceki kiracı(ziraat Bankası) tarafından yaptırılan tadilat projesinin de dosya arasına getirtilerek gerektiğinde yerinde yeniden keşif yapılıp uzman bilirkişiler aracılığıyla kiralanan taşınmazın ilk projesi ile önceki kiracı Ziraat Bankası Şubesi tarafından varsa yaptırılan tadilat projesi karşılaştırılıp,önceki kiracının uzun kullanım süresi dikkate alınarak yine davacı kiralayanların kiralama anındaki kiralananın durumuna ilişkin sunacakları deliller dikkate alınarak kiralananın kiralama anındaki durumu net bir şekilde belirlenip,davalı kiracı tarafından yaptırılan tadilatlar da varsa tadilat projesi de yerinde uygulanarak ayrıntılı bir şekilde tespit edilerek bu imalatların kalıcı olup olmadıkları,sökülüp götürülebilir olup olmadıkları belirlenmeli,sözleşmenin 2.maddesinde tahliye anında kiracının kiralananı bakımlı teslim edeceği düzenlemesi karşısında davacı kiralayanların talep edebileceği eski hale getirme bedellerinin belirlenmesi ve belirlenen bu tadilatların ne kadar sürede tamir edileceği belirlenerek tamir ve tadilat süresi kadar kira kaybı alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tazminat ve tescil davası-
Davada icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiş olup, davacılar takip taleplerinde kira tazminatı istemlerini takip tarihi ile sınırlandırdıkları halde, mahkemece dava tarihi olan 14.12.2012 tarihine kadar hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek talebi aşar şekilde hüküm kurulmasının HMK.nın 26. (HUMK. 74) maddesine aykırı olduğu-
Her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklının, temerrüde düşen borçludan, BK. 106. vd. maddeleri çerçevesinde, "aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının" veya "aynen ifayı reddederek müspet zararının" yahut "sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini" seçimlik olarak isteyebileceği- Davacı sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediğinden, gerek sözleşme gerekse BK. mad. 106 vd.na göre, fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep edebileceği- Mahkemece, sözleşme kapsamında belirlenen 24.04.2011 tarihinden 01.05.2013 tarihine kadar hesaplanan süre için kira tazminatına hükmedilmişse de, davacının taşınmazı, 23 Ekim 2011 tarihinde Van ilinde meydana gelen deprem dolayısıyla eksiklikleri ile birlikte işgal ettiğini belirten 25/12/2011 tarihli tutanakla fiilen teslim aldığı anlaşıldığından, mahkemece sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken tarih ile fiili teslim tarihi olan 25/12/2011 tarihine kadar ki dönem için davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Uğranılan kira kaybı şeklinde talep edilen gecikme tazminatının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu dikkate alınarak, davacının gecikme tazminatı alacağının doğup doğmadığı incelenip, sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerektiği- Taraflar arasında daha önce görülen davada, arsa sahibince havuzun yapımı için nama ifa talebinde bulunulduğu ve mahkemece bu istemin kabul edilerek nama ifaya izin verilmesinin yanında; ifanın sağlanabilmesi için avans niteliğinde belirlenen miktarın arsa sahibine ödenmesine karar verildiği, hüküm altına alınan bu bedelin avans niteliğinde olması nedeniyle arsa sahibince bedeli nama ifaya konu iş veya işlerin yapımında yetersiz kalması halinde bakiye kısmın bedelinin tahsili istenebileceğinden, bilirkişiden rapor alınarak, nama ifa kararının kesinleştiği tarihe, havuzun imali için geçebilecek sürenin eklenmesi ile bulunacak tarih itibariyle geçerli serbest piyasa rayiçleri esas alınarak, hesaplanacak havuzun imal bedeline göre karar verilmesi gerektiği-
EBK'nın 81. maddesi uyarınca, öncelikli olarak kendi edimlerini yerine getirmeyen davacıların karşı taraftan ediminin ifasını istemeye hakları bulunmadığı-
Sözleşmenin iptali davalarının-
Davacıya teslimi gereken iki adet dairenin inşaatının yüklenici davalı tarafından yapılmadığı, verilen 20.05.2009 – 20.05.2010 tarihleri arası ek sürede de yapılmadığı, davacının toplam 10.200,00 TL kira kaybı alacağı olduğu, davacının da BK'nın 110. maddesince kefil olarak sorumlu olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Sözleşmenin iptali, tapu iptali ve tescil davası-
Yükleniciye vekalet vermenin arsa sahibinin temel borçlarından olduğu yüklenicinin arsa sahibinin vekaleti olmadan yetkili mercilerde işlemlerini yürütemeyeceği-
Dosyada hükme esas alınan bilirkişi raporunda gösterilen ve bedeline hükmedilen tüm eksik işlerin ne kadarlık bir sürede tamamlanabileceği konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti tayin edilerek görüş alınması ve tespit edilecek süre ile bağlı kalınarak hesaplatılacak kira tazminatının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Seviye tespit tutanağında inşaatın tamamlanma oranının %100 olduğu ve tutanakta davacı arsa sahibinin de imzasının bulunduğundan, mahkemece, arsa sahibine verilmesi gereken bağımsız bölümlerin teslim tarihinin seviye tespit tutanağının düzenlendiği tarihi olduğunun kabulü ile, davacı arsa sahibinin geç teslim nedeniyle kira kaybı alacağının anılan tarih dikkate alınarak belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Islah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, ıslah edilen miktar yönünden de dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Geçerli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yükleniciye ait olacağı kararlaştırılan bir bağımsız bölümün, yüklenici tarafından adi yazılı bir sözleşmeyle üçüncü bir kişiye satılmasının, tapulu taşınmaza ilişkin bir satış sözleşmesi değil, "alacağın temliki" (TBK 183 vd.) hükümlerine tabi bir işlem olduğu- Alacağın temliki sözleşmesinin geçerliliğinin sadece yazılı şekle tabi tutulmuş olduğu, resmi şekle bağlanmadığı- Yazılı şekilde düzenlenmiş olması şartıyla, yüklenicinin, arsa sahibinden olan alacağını üçüncü kişiye devredebileceği, "alacağın temliki" hükmünde olan böyle bir sözleşmenin hukuken geçerli olduğu- Temlik alanın (alıcı), temlik edene (satıcıya) karşı geçerli bir satış sözleşmesinden doğan tüm yasal haklarını talep edebileceği-
Asıl ve birleşen tazminat davası-
Asıl ve birleşen davadaki talepler hakkında ayrı ayrı hüküm tesisi gerekirken, her iki dava için birlikte tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Hüküm altına alınan faizin cinsinin belirtilmemesi hatalı olduğu ve hüküm yerinde de varsa temerrüt ile dava ve ıslah tarihleri dikkate alınarak faiz başlangıcının tayini gerektiği- Uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebileceği halde taraflar arasındaki davada böyle bir çekişme bulunmamasına rağmen davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması yerinde değilse de, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının dava değeri ile orantılı olarak bir başka taşınmaz üzerine kaydırılmasına ilişkin talebinin üzerinde durulması gerektiği-
Yapı kullanma izin belgesi (iskan ruhsatı) alınması için, yapının inşaat ruhsat ve eklerine uygun olarak tamamlanmasının; giderek, projeye uygun elektrik ve sıhhi tesisatın yapılması gerekeceği-
Arsa sahibinin fiilen teslim alıp yararlanmaya başladığı bağımsız bölümden dolayı artık zarara uğramayacağı dolayısıyla tazminat da talep edemeyeceği böyle bir hususun tespiti halinde gecikme tazminatı alacağının doğup doğmadığının fili teslim tarihine göre değerlendirilmesinde zorunluluk bulunacağı yüklenici arsa sahibi yararına sözleşme dışı fazla işler yaptığını savunmuş ise de bu beyanı üzerinde de durulmadığı bu savunmanın mahsup itirazı niteliğinde olup mahkemece resen gözetilmesi gerektiğinden sözleşme ve projesine göre gerekenden fazla iş yapıldığının saptanması halinde fazla imalat bedelinin dava tarihindeki rayiçler dikkate alınarak belirlenmesi ve davacı alacağından tenzili ve hatta belirlenecek fazla işlerin işin süresine etki edip etmediğinin de araştırılarak gecikme tazminatı hesabının da bu doğrultuda incelenmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
20. HD. 11.12.2019 T. E: 2017/7106, K: 7357-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Dosyada vekaletnamesi bulunan avukat tarafından davalı vekili sıfatıyla cevap dilekçesi verildiğinden duruşma gününü bildirir tebligatın davalı vekiline yapılması gerektiği ve asile yapılan tebligatın taraf teşkili sağlanması sonucunu doğurmayacağı-
Yangında zarar gören yerleri kimin onardığı konusunda tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanıp değerlendirilerek varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre; BK'nın 106, 107 ve 108. maddeleri uyarınca karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde taraflardan birinin edimlerini yerine getirmemesi durumunda sözleşmenin feshedilebileceği, bu durumda fesheden tarafın menfi zararlarını da talep edebileceği, menfi zararların şayet akit yapılmasaydı uğranılmayacak zararlar olduğunu, bu durumda kira kaybının olumlu (müspet) zarar niteliğinde bulunduğundan fesih ile birlikte istenemeyeceği, dava konusu inşaatın tamamlanma oranının % 43 seviyesinde olup, eksik işler toplamının da ... TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında akdedilen dava konusu sözleşmenin geriye etkili olarak feshine, diğer taleplerin ise reddine karar verilmesi gerektiği-
Zarar henüz gerçekleşmemişse bir fiilin salt işlenmiş olmasının zamanaşımı sürelerinin başlaması için yeterli olmadığı- S.anın kullanılamaz hale getirilmesi nedeniyle kira kaybından kaynaklanan tazminat davası açıldığı,, daha sonra aynı nedenle farklı dönemlere ilişkin kira bedeli talep edildiği anlaşılmakla, lehine geçit hakkı kurulan ve imar uygulaması sonucu oluşan parsellerin malikleri olan davacılar, taşınmazlarının üzerinde bulunan geçit ve intifa hakkına konu olan sinemanın, aleyhine geçit hakkı kurulan davalıların maliki olduğu parselde kalan kısmının yıkılarak giriş kapısının örülmek suretiyle kullanımının imkansız hale getirilmesi nedeniyle zarara uğradıklarını iddia ederek, talep edilen tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda belirlenen zarar bedelinin tazmini için maddi tazminat istem davayı açtıklarından mahkemece, davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, davacılar tarafından zararın halen devam ettiği ileri sürüldüğüne göre, zararın gerçekleşip gerçekleşmediği ve halen devam edip etmediği tespit edilmeden zamanaşımının gerçekleştiği kabul edilemeyeceği-
Davacılara ait bağımsız bölümlerin zemininde (parke altında) bulunan kalorifer tesisatının kusurlu imal edilmesi nedeniyle, teslimden sonra ve kullanım sırasında sızıntı yapmasının gizli ayıp niteliğinde olacağı-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Karar düzeltme ilamında, karar düzeltme talep eden davacı yararına bozma yapıldığı açıkça belirtilmeksizin, maddi hataya dayalı olarak tüm davacıları kapsayacak şekilde bozma yapılmasının müktesep hak oluşumuna engel olacak bir  maddi hata olduğu-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca gecikme tazminatı tahsili istemi-
Delil tespiti niteliğinde bulunan tespit tek taraflı olarak davalının yokluğunda yapılmış olduğu, davalı itiraz ettiğine göre mahkemece mahallinde keşif yapılarak tespit raporunda belirtilen fiyatların rayiçlere uygun olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Noterde yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ek olarak hazırlanan sözleşme asıl sözleşmenin tabi olduğu zorunlu şekil koşuluna tabi olmadığından davacı yükleniciyi bağlamayacağı-
Hor kullanma tazminatı ve tamirat süresince yoksun kalınan kira kaybı istemlerine-
Hor kullanma tazminatı ve mahrum kalınan kira bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, kira sözleşmesinde bakım-onarım ve hor kullanma giderleri belirgin olmadığından davalı kefilin hor kullanma tazminatı ile sorumlu tutulamayacağı- Davacının ileri sürdüğü 3 aylık eski hale getirme süresinin incelenerek hor kullanma kalemlerinin eski hale getirilmesi için ne kadar süre gerektiği belirlenerek bu süre kadar mahrum kalınan kira bedelinin davalıdan tahsil edileceği-
Şehitkamil Toplu Konut Projesi taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında, konut satın aldığını, ancak, konutun sözleşmede taahhüt edilen sürede teslim edilmediğini, gecikme nedeniyle kira kaybına uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile arsa sahibinin belirli arsa paylarının mülkiyetini yükleniciye devir borcun altına girdiği, burada, arsa paylarının mülkiyetinin devrinin, yüklenici tarafından inşa edilecek binadaki belirlenen bağımsız bölümlerin arsa sahibine tesliminin karşılığını ve sebebini teşkil ettiği-
Avukatlık Kanununun 165. maddesi gereğince, avukat tarafından takip edilen dosyada tarafların sulh olmaları halinde vekil eden ile avukat arasında sözleşme bulunmaması, sözleşmedeki ücretin geçersiz olması halinde gerek vekil eden gerekse hasımın, sulh olunan miktar kadar, sulh olunan miktar belli değilse, mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar kadar, aksi takdirde dava veya icra takibine konu müddeabihin tamamı üzerinden Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine göre belirlenecek ücret nedeni ile mütesilsilen sorumlu sayılacağı- Davacı avukat "davalıların kendisini saf dışı bırakarak sulh olduklarını, bu halde vekil edenin yanı sıra karşı tarafın da vekalet ücretinden sorumlu olduğunu" belirterek, eldeki dava ile takip ettiği dava ve işlerin şimdilik bir kısmından doğan vekalet ücretinin bu sorumluluk hükümlerince tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş olduğundan, mahkemece sulh ile sağlanan tüm menfaatin tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi için gerekli araştırmanın yapılması gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Geç teslim nedeni ile mahrum kalınan kira geliri talebine-
Kooperatifler hukukundan kaynaklı tapu iptali ve tescil ile kira tazminatının tahsili istemi-
Taraflar arasındaki daire tahsis ve teslimi ile kira kaybı alacağı davası-
1086 sayılı HUMK’nm 76 ve 6100 sayılı HMK’nın 33.maddesine göre hakim Türk Kanunlarını (hukukunu) kendiliğinden uygulayacağı ve bu halde maddi vakıaları ileri sürüp ispatlamak taraflara, hukuki vasıflandırma hakime ait olduğundan kararlaştırılanın sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 s. BK’nun 158/II.maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza koşulu değil, aynı Kanunun 106/II.maddesinde öngörülen ve uygulamada kira kaybı-kira tazminatı diye de adlandırılan gecikme tazminatı olması nedeniyle, ihtirâzi kayıt ileri sürülmeden eser teslim alınsa dahi zamanaşımı süresinde gecikme tazminatı istenebilmesi gerekeceği-
Somut olayda mahkemece, birleşen davada, davacı arsa sahibinin eksik iş bedeli talebine ilişkin iddia ve delilleri, konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla incelenerek, varsa eksik işlerin bedeli hükme en yakın tarihteki piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp, birlikte ifa kuralı gereğince, belirlenen tutarın ödenmesi koşuluyla asıl davada tescile karar verilmesi gerektiği-
Konut Finansmanı Sözleşmesinin, bağlı kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalı bankanın eksik iş bedelinden sorumlu tutulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, kira kaybında kaynaklı zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı-
Davanın, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı eksik ve ayıplı ifadan dolayı tazminat, nama ifaya izin ve yapılan bir kısım giderin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemlerine ilişkin olduğu, mahkemece aynı bilirkişi kurulundan bir asıl ve iki ek raporun alındığı, asıl rapora yapılan itiraz üzerine düzenlenen her iki ek raporda bir kısım ayıplı ve eksik iş kaleminin raporu düzenleyen bilirkişi kurulunun uzmanlığı dışında olduğu açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece, bu kalemlerle ilgili ve ayrıca piyasa rayicine yapılan itirazlara yönelik yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiği hususu düşünülmeden sonuca ulaşıldığı-
Anlaşmalı boşanma davasına konu müşterek imzalı dava dilekçesinde, tarafların aralarındaki mal rejimini tasfiye ettiklerinin kabulü gerekmesine göre yerinde bulunmayan davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekeceği-
Ödenmeyen kira alacağı ve erken tahliye nedeniyle yoksun kalınan kira kaybı zararının tahsili isteğine konu 3 yıl süreli aylık 3.000 USD bedelli kira sözleşmesi gereğince verilen depozito gözetilerek cevap dilekçesi ile takas ve mahsup talebinde bulunulmuş olduğundan, davacının toplam tazminat alacağı miktarı nazara alınarak bu miktar üzerinden davalı tarafından ödenen depozito miktarı mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken takas mahsup gözetilmeden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kooperatif ortaklarından Kooperatifler Yasası'nın 23. maddesinde yer alan hak ve yükümlülüklerde eşitlik kuralı dikkate alınarak, borcu bulunmasına rağmen kendisine daire teslim edilen ve emsal olabilecek nitelikte başka ortak veya ortaklar bulunup bulunmadığı, varsa alınacak emsallere göre kira kaybının miktarını belirtir gerekçeli açıklamalı ve denetime elverişli ek bilirkişi raporu alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davanın alacak davası olup davacının tedbir konulmasını istediği taşınmazın dava konusu olmadığından tedbir talebinin reddinin isabetli olduğu-
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat-alacak davası-
Davacı vekili dava dilekçesinde 924,00 TL kira alacağı, 25480,00 TL eski hale getirme bedeli ve 1890,00 TL kira kaybı alacağı olmak üzere toplam 28240,00TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, 13046 TL eski hale getirme bedeli ile 1250,00 TL kira kaybı olmak üzere toplam 14269,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesinde, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olduğundan, davalı yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, davanın reddedilen kısmı üzerinden davalı yararına nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak talep edilen cezai şart açısından davacının davalıya gönderdiği ihtarname ile davalıyı temerrüde düşürdüğü gözetildiğinde dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesinin isabetli olmadığı-
Duvar yıkılmasından dolayı komşu taşınmazda oluşan zarardan, zarara neden olan taşınmaz malikinin kusursuz sorumlu olacağı-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Arsa sahiplerinin gerek asıl davada gerekse birleşen davada ifaya yönelik talepler kapsamında cezai şart talebine ilave olarak hem eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi bedelini hem de gecikme tazminatlarının ödetilmesini istedikleri, yargılama sırasında arsa sahipleri vekilinin, açıkça öncelikli taleplerinin cezai şarta yönelik olduğunu beyan ve kabul ettiği, şu halde arsa sahiplerinin cezai şart dışındaki ifaya yönelik tüm isteklerinin reddine karar verilmesi gerekirken asıl ve birleşen davada arsa sahiplerine ifaya ilişkin menfaatleri kapsamında yer alan gecikme tazminatı ve diğer taleplerin hüküm altına alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi ile; sözleşme süresi boyunca kira sözleşmesini tek taraflı olarak üç ay önceden haber vermek kaydıyla her zaman feshedebileceği ve tarafların sözleşmede belirtilen adreslerinin tebligat adresleri olduğu ve değişikliklerin yazılı belirtilmesi gerektiği, aksi halde bu adreslere yapılacak tebligatların geçerli olacağı hususlarının kararlaştırılması karşısında, davalı kiracının, davacı kiralayanın sözleşmede belirtilen adresine, ihtarname ile kira sözleşmesini 3 ay sonra feshedeceğini bildirmesi, ancak davacının bu adresten taşınmış olması nedeniyle ihtarın tebliğ edilememesi, tarafların sözleşmede serbest iradeleriyle kararlaştırdığı koşulların geçerli ve tarafları bağlaması nedeniyle, artık ihtarın usulüne uygun olmadığının ileri sürülemeyeceği- Kiracının sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumlu olacağı yanında, kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olmasının kuşkusuz olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Bozma ilamı, "BK.’nun 163. maddesi gereğince, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan şahsi haklarının arsa maliki tarafından davacıya temlik edilmiş olduğunu gösterir yazılı şekilde düzenlenen “alacağın temliki” sözleşmesi sunulması halinde davanın esasının incelenebileceği, aksi halde pasif husumet yokluğundan reddi gerekeceği"ne ilişkin olup, mahkemece, uyulmasına karar verilen Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı doğrultusunda, sunulan temlik sözleşmesinin aslı istenilip, arsa malikinin imzanın aidiyeti hususunda dinlenilerek temlik sözleşmesinin arsa maliki yönünden bağlayıcı olduğunun belirlenmesi durumunda uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekeceği-
2 nolu parselde davalılardan Ulusoy Ltd.Şt.nin inşaa ettiği taşınmazdan 10 nolu daireyi bu şirketten satın aldığını, diğer davalıların da arsa sahibi olduğunu ve süresinde de teslim edilmediğini ileri sürerek, dairenin adına tesciline, mümkün olmazsa satış bedeli ile geç teslim nedeni ile kira kaybının müteselsilen ödetilmesine-
Mahkemece yapılacak işin, raporları karara dayanak yapılan bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, ayıbın giderilmesi çalışmalarının gerektirdiği makul sürenin (davacının talebi 7 gün üzerinden olduğundan bu süreyi aşmamak üzere) belirlenmesinden, bu süre içinde davacının uğrayacağı kazanç (gelir) kaybının ilke ve kurallar dikkate alınarak gerektiğinde tarafların ticari defterleri de incelenerek hesaplattırılmak suretiyle değerlendirme yapılıp, sonucuna göre karar verilmesinden ibaret olduğu-
Mahkemece resmi olarak yüklenici ile davacılar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalıya devredildiği kabul edilmiş ise de, dosyada bulunan adi yazılı taahhütnamenin sadece tüm arsa sahibi ve asli yüklenici imzasını taşımadığı anlaşılmakla, taahhütnameye göre dairedeki eksik işlemlerin tamamlanması taahhüt edilmiş olduğundan ve davacı arsa sahipleriyle yüklenicinin imzaladığı sözleşme devredilmemiş olduğundan, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluğun ...’a yüklenmesinde isabet görülmediği- Davacılar dava dilekçesinde 12 adet taşınmaza ilişkin gecikmeden kaynaklı kira kaybını talep etmiş ise de, sözleşme nazara alınarak davacılara düşen bağımsız bölümler üzerinden kira tazminatı hükmedilmesi gerekirken gerekçe belirtilmeksizin 6 adet bağımsız bölüm yönünden davanın kabul edilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Reddedilen kısım tahliye tarihinden sonraki dönem kira alacağına (tazminatına) ilişkin olup, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektireceğinden ve bu nedenle itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddedildiği kabul edilerek borçlu lehine tazminata hükmedilemeceyeceğinden mahkemece borçlu lehine tazminata hükmedilmesi isabetsiz ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Davacı, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemekte olup gerek sözleşme gerekse TBK. 125 uyarınca, fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep edebileceği- Mahkemece fiili teslim tarihi belirlenirken, davalı tarafından talep edilmiş olmasına rağmen dava konusu konutun elektrik ve su aboneliğinin tesis edildiği tarihlerin tespitine yönelik bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, eksiklik tamamlanarak fiili teslim tarihinin belirlenmesi ve bu tarih esas alınmak suretiyle kira tazminatının hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tüketicinin, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu- Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 198.maddesine göre, alıcının teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlü olduğu- Bunu ihmal ettiği takdirde satılanı kabul etmiş sayılacağı- Gizli ayıpların dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede) ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması gerektiği- Gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “hemen ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükünün davacıda olduğu-
Bozma ilamına uyularak 2 aylık makul süreye 15 gün de tespit raporu ile belirlenen hasar giderme süresinin ilavesi ile 2,5 aylık kira bedelinden depozito bedeli mahsup edilerek davalıdan tahsile karar verilmiş olup, davacı depozito bedelinin hor kullanma sonucu meydana gelen hasardan mahsup edildiğini beyan ettiğine göre, makul süre kira alacağının da depozito bedelinden mahsup edilmesinin doğru olmadığı-
10.4.1992 gün, 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni oluşturacağı, mahkemece, önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar verilmesi gerektiği-
23. HD. 19.04.2017 T. E: 2015/9502, K: 1168-
Davalı kiracı tarafından yapılan ödemeler açıklamasız olmakla birlikte, mahkemece kira sözleşmesi başlangıcından itibaren tüm hesap ekstresi celp edilerek ödenmeyen kira alacağının belirlenmesi gerekirken kiracı tarafından açıklama bulunmaksızın bankaya yapılan ödemelerinin talep edilen kira alacağından mahsup edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu- Bir yıl süreli kira sözleşmesinde"kiracı kiralananı tahliye etmek isterse bir ay önceden haber vermek zorundadır" hükmüne yer almakta olup, kiracının bu ihbar şartına uymadan taşınmazı tahliye ettiği anlaşıldığından, TBK. mad. 325 ve kira sözleşmesinde makul sürenin “bir ay” olarak kararlaştırmış olması gözetilerek, tahliye tarihinden itibaren sözleşmede kararlaştırılan bir aylık feshi ihbar süresinin yeniden kiraya vermek için gereken makul süre kabul edilerek davalı kiracının bir aylık makul süre kirasından sorumlu tutulması gerektiği, bilirkişi raporu ile makul sürenin belirlenerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Depozito bedelinin alacaktan mahsubu talep edildiğinden, mahkemece kira, aidat alacağı ve makul süre kira alacağı hesaplanıp bu toplam alacaktan depozito bedelinin mahsup edilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası-
Mahkemece yapılacak işin, dosyanın hükme esas raporu veren bilirkişi heyetine tevdi ile asıl davada yüklenicinin taleplerini aşmadan hesaplama yapılmasının istenmesi, arsa sahiplerinin gecikme cezası dışındaki taleplerinin incelenip sözleşme kapsamına göre talep edilip edilemeyeceğinin değerlendirmesi, mahsup talebindeki alacak kalemleri hakkında dava açılması mahsup talebinden vazgeçildiği anlamına geleceğinden asıl ve birleşen davalarda mahsuplaşma yapmadan ayrı ayrı hüküm kurulması ve birleşen davada arsa sahiplerinin vekili bulunmadığı gözetilerek kabul edilen kısım bakımından vekalet ücretine hükmedilmemesinden ibaret olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, inşaatın kararlaştırılan tarihte tesliminin gerçekleştirilememesi durumunda, yüklenici borçlunun temerrüdüne düşeceği ve arsa sahibinin TBK. mad. 125 uyarınca seçimlik hakkının doğacağı, arsa sahibi bu seçimlik hakkını, geciken ifayı beklemek ve gecikme tazminatını istemek olarak kullanmış ise sözleşmeyi feshetmeden, ileride olası eksik-ayıplı işlere ilişkin alacağının muacceliyetini fiili teslime erteleyerek, gecikme tazminatı alacağını her ay sonu itibariyle talep veya dava ederek, eserin teslimini bekleyebilleceği, yani, bu alacaklarını talep veya dava etmek için eserin yüklenici tarafından teslimini beklemek zorunda olmadığı- Gecikme tazminatı kural olarak sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinden, eserin eksiksiz ve ayıpsız olarak sözleşmeye uygun biçimde teslim edildiği tarihe kadar ya da iş sahibinin teslimden önce bağımsız bölümü fiilen kullanmaya başladığı veya üçüncü kişiye kiraya verdiği ya da sattığı tarihe kadar istenebileceği-  Asıl davada davalı arsa sahiplerinin gecikme tazminatı alacağının bulunduğunun tespit halinde, yükleniciye düşen bağımsız bölümlerin tapularını devretmekten kaçınmakta haklı olacakları gözetilerek, yargılama giderlerinin asıl davada davacı üzerinde bırakılmasına, tapu iptal ve tescil istemi yönünden taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi, aksi takdirde, davalı arsa sahiplerinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği borçları belirlenen zaman ve biçimde ifa etmek zorunda olduğundan, buna göre, borçlunun edimini süresinde yerine getirmemesi halinde gecikmede kusuru bulunmadığını kanıtlamadıkça ve alacaklının seçimlik hakkını BK’nın 106/II. maddesinde belirtildiği gibi ifayı beklemek ve gecikmeden doğan zararlarını istemek şeklinde kullanması durumunda sözleşmede kararlaştırılan gecikme tazminatından sorumlu olduğu-Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin edimini süresinde yerine getirmemesi halinde arsa sahibinin gecikmeden doğan tazminatı talep hakkı Kanundan doğan bir hak olup (BK. madde 106/II), sözleşmede gecikme tazminatı belirlenmemiş olsa dahi en az aylık rayiç kira seviyesinde gecikme tazminatının istenmesinin mümkün olduğu (BK.96. madde)-
Bir davada hem usulü hem de esastan reddi gerektiren sebepler var ise davanın öncelikle usulden reddi gerektiği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Taraflar arasındaki sözleşmede, rayiç kira bedeli kadar tazminat ödeneceği belirlendiğinden, alacağın likit olduğundan söz edilemeyeceği ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Sözleşmede hüküm varsa istenebilecek tazminat miktarının da sözleşme hükmüne göre hesaplanması gerekeceği, bu istem BK'nın 158. maddesinde hüküm altına alınan cezai şart niteliğinde olmadığından kural olarak gecikme tazminatına, yani kira kaybına hükmedilebilmesi için bağımsız bölümler teslim alınırken ihtirazı kayıt ileri sürülmesine gerek olmadığı-
Tüketici hukuku; tüketicinin taraflardan birisini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsadığına göre; davacının bu sıfatla yaptığı işlemin de tüketici hukuku kapsamında ve onun koruması altında olacağı-
Davalı avukatın görevini ihmal ederek özen yükümlülüğüne aykırı davranması- Davacının uğradığı kira geliri kaybı yönünden; kira gelirinin hesabında taşınmazın dava konusu dönemde mevcut haliyle serbest koşullarda getirebileceği kira parası bilirkişiler aracılığıyla saptanması, belirleme yapılırken, emsallerin de göz önünde tutulması gerektiği- İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından sunulan emsal kira bedelleri esas alınmak suretiyle hesap yapılan rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğu-
6100 TL hor kullanma tazminatı, 12500 TL ödenmeyen kira parası olmak üzere toplam 18600 TL’nin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Teslimi iskan ruhsatına bağlı tutulmayan dört daire sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edilmiş olduğundan kira kaybı alacağına sadece teslimi iskan koşuluna bağlı iki daire için hükmolunmasının gerekeceği-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Erken tahliye halinde kiracının, tahliye yani anahtar teslim tarihine kadar kira bedelinden, bu tarihten sonra ise taşınmazın kira sözleşmesindeki bedel ve koşullarda ne Kadar sürede yeniden kiraya verilebilecek ise, bu süre kadar yani makul süre kira bedelinden sorumlu olacağı-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Davacının, sözleşmeye ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediği, bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK. 125. vd. (BK. 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep etmekte haklı olduğu, mahkemece, sözleşme kapsamında belirlenen 16.10.2011 tarihinden 01.07.2012 tarihine kadar hesaplanan süre için kira tazminatına hükmedildiği, ne var ki, davacının taşınmazı 23 Ekim 2011 tarihinde Van İlinde meydana gelen deprem dolayısıyla eksiklikleri ile birlikte işgal ettiğini belirten 29.11.2011 tarihli tutanakla fiilen teslim aldığı dosya kapsamından anlaşıldığından, mahkemece sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken tarih ile fiili teslim tarihi olan 29.11.2011 tarihine kadar ki dönem için geç teslimden doğan zarar yönünden kira kaybı belirlenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Davaya dayanak oluşturan sözleşme satış sözleşmesi olup taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığından, dosyada taraflar arasında kira ilişkisi değil alım-satım ilişkisi söz konusu olduğundan mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Ek sözleşmenin içeriğinde ek sözleşmede kararlaştırılan tarih ile ilk sözleşmede kararlaştırılan tarih arasındaki kira alacağından vazgeçildiğine dair açık bir hüküm bulunmamakta ise de artık bu tarihten önceki dönem için talepte bulunulamayacağının kabulü gerektiği- Takip tarihine kadar inşaatın teslimi gerçekleşmediğinden ek sözleşmede belirlenen tarih ile takip tarihi arasında kira tazminatı istenilmesine engel bir durum olmadığı-
“Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözlemenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır”. şeklindeki TBK.nın 237. madde hükmünün bir geçerlilik şartı olduğu, bu nedenle, düzenleme anında resmi şekilde yapılmamış olan taşınmaz satışına ilişkin sözleşme geçerli kabul edilemeyeceği-
Kötü kullanım nedeniyle tazminat, üç aylık onarım süresine ait kira kaybı ve aidat alacağı toplamı 266.544 TL'nın tahsili istemi-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Bir şeyin yapılmasına müteallik borç, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklının masrafı borçluya ait olmak üzere borcun kendisi tarafından ifasına izin verilmesini talep edebileceği- Nama ifaya izin verilebilmesi için sözleşmenin yürürlükte olması, borçlunun edimin ifasında temerrüde düşmesi ve borcun “yapma borcu"na ilişkin bulunması gerektiği- Hakimin bu talep üzerine konusunda uzman bilirkişi yardımı ile keşif yaparak eksik bırakılan ve ayıplı yapılmış olan iş kalemlerini ve bunların tamamlanması ve giderilmesi masraflarını tahminen saptayarak, izin kararını vereceği- İzin kararının hüküm fıkrasında da eksik ve ayıplı iş kalemleri ile her birinin tahmini masrafları tek tek gösterileceği- Yüklenicinin sözleşmede olmadığı halde kendi iradesi ile inşaatın ortak alanlarına, kendisine verilen bağımsız bölümlere aynen yansıtılan değer artırıcı işler yapması halinde fazla işler bedelinin tahsili talebinde bulunamayacağı- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaatın iskân ruhsatı alınmış şekilde teslimi taahhüt edilmiş ve iskan alınması teslime karine ise de yüklenici tarafından arsa sahiplerine isabet eden dairelerin daha önce fiilen kullanılabilir durumda eksiksiz teslimi halinde arsa sahiplerinin bu tarihten sonra kira kaybı talep edemeyeceklerinin kabulü gerektiği- Mahkemece, projede arsa sahiplerinin imzası bulunmamasına rağmen inşaatın projeye uygun yapılmasına arsa sahiplerinin ne şekilde rıza gösterdiklerinin somut kanıt ve dayanakları açıklanmadan ve tartışılmadan, soyut bilirkişi görüşüne itibarla arsa sahiplerinin bu konuda rızalarının olduğunun kabulünün hatalı olduğu-
Davacının, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediği, bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK.125. (eski BK 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadar ki süre için davacının zararını talep etme hakkının bulunduğu, ne var ki, sözleşme uyarınca yazılı bildirim kaydıyla teslim süresini uzatma yetkisi bulunan davalının, dosyaya sunduğu yazının davacıya tebliğ edilip edilmediği hakkında akıbeti araştırılmamış olup, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulduğundan, mahkemece, sözü edilen yazılı bildirime ilişkin yazının tebliğine ilişkin akıbetinin araştırılarak, sözleşmede belirlenen teslim tarihinden 30 gün önce sürenin uzatıldığına ilişkin olarak davacıya yazılı bildirim yapıldığı anlaşılıyor ise davanın reddine, aksi takdirde sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken tarih ile fiili teslim tarihine kadar ki dönem için davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin şekil eksikliği yönünden geçersiz ise buna dayanılarak herhangi bir istemde bulunulamayacağı ancak sözleşmenin büyük ölçüde yerine getirilmiş olması halinde, geçersizliğin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirileceği-
Yüklenicinin, kural olarak sözleşmede kararlaştırılandan fazla ve daha kaliteli malzeme kullanarak yaptığı işler bedelini, yapılan bu fazla işlerin ve kullanılan kaliteli malzemelerin arsa sahiplerinin menfaatine ve yasal olması, ekonomik değerinin bulunması ve fazla işler ile kaliteli malzemeyi içeren imalatı kendisine isabet eden bağımsız bölümler için de yapmamış olması koşulu ile 818 sayılı BK'nın vekaletsiz iş görmeye ilişkin 410 vd. (TBK'nın 526 vd.) maddeleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli serbest piyasa rayiç değerleri üzerinden tahsilini talep edebileceği, ancak inşaatın ortak yerlerinde ya da davacı yükleniciye düşecek bağımsız bölümlerde yapılan bu neviden fazla imalatların arsa sahiplerinin yararına olduğu gibi, yüklenicinin de yararına olduğu, dolayısıyla her iki tarafın da yararına olan böyle bir kazanımın, fazla iş olarak nitelendirilemeyeceği ve yükleniciye bunların karşılığını isteme hakkı vermeyeceği-
Mahsup itirazının yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gereken hususlardan olup mahkemece bu yön üzerinde durularak bir hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İşyeri sigorta poliçesi kapsamında tazminat istemine ilişkin davada, , hasar gören sigortalı unsurlar konusunda uzmanlığı bulunan tüm bilirkişilerin yer almadığı rapora dayalı hüküm kurulamayacağı- Davaya konu hırsızlık ve su basması olaylarında hasara uğrayan sigortalı unsurların niteliği dikkate alınarak, makine mühendisi ve elektrik mühendisi bilirkişilerin de dahil edileceği başka bir bilirkişi heyetinden, tüm dosya kapsamına (eksper raporları, davacının hasar başvurusundaki beyanları, ceza soruşturmasındaki olay yeri tespit tutanaklarında zarar gördüğü tespit edilen unsurlar vs) göre, davacının hırsızlık ve su basması nedeniyle talep edebileceği zarar bedellerinin belirlenmesi konusunda, denetime elverişli, gerekçeli bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Sigortanın, genel ve özel şartlar dahilinde hırsızlık rizikosu bakımından koruma sağladığı; sigorta genel şartlarında ve poliçenin özel şartlarında davacıya ait sigortalı bina için özel koruma önlemi olarak güvenlik görevlisi tahsis etme yönünde bir yükümlülük bulunmadığı; davacının ilk hırsızlık olayından sonra bina kapı- camları gibi giriş noktalarında gerekli tamirleri yaptırdığının dosya kapsamından anlaşıldığı dikkate alındığında, güvenlik görevlisi bulundurmama sebebiyle davacının % 50 müterafik kusurlu olduğu gerekçesiyle tazminattan indirim yapılmasının hatalı olduğu-
TBK 97 gereğince kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı taraftan edimini ifa etmesini isteyemeyeceği, birlikte ifa kuralına göre, ... sayılı davanın kesinleşmesi halinde bu davada hüküm altına alınan, davacı arsa sahiplerinin tüm alacaklarının depo edilerek dava konusu bağımsız bölümlerin davacı yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerekeceğinden, mahkemece diğer dosyadaki arsa sahiplerinin alacaklarının tahsil edilip edilmediği, dava konusu inşaattaki bağımsız bölümlere iskan ruhsatının alınıp alınmadığı ya da iskan masraflarının tahsil edilip edilmediği araştırılarak, arsa sahibinin masrafları karşılanmışsa şimdiki gibi davanın kabulüne, karşılanmamışsa davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davası-
Erken tahliye nedeni ile tazminat istemi-
Bağımsız bölümlerin parke altına döşenen ısıtma tesisatında, teslimden sonra ve kullanım sırasında sızıntı olması gizli ayıp niteliğinde olduğu, bu nedenle teslim ve ibra tutanaklarında eserin ayıpsız şekilde kabul edildiği yazılı olsa dahi yüklenicinin sorumluluğu devam edeceği-
Kiralananın erken tahliye edilmesi nedenine dayalı makul süre kirası ile kiralanana verilen hasar bedelinin faiziyle birlikte tahsili istemi-
Kiralama ihalesinden sonra sözleşme yapılmaması nedeniyle tazminat istemi-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Sulhun, karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkün olduğu-
Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davası-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
İskân ruhsatı alınmamış olsa dahi, yüklenici tarafından arsa sahiplerine düşen bağımsız bölümlerin fiilen teslim edilip kullanıldığı, kiraya verilerek gelir elde edildiği veya üçüncü şahıslara satıldığı ileri sürülüp ispatlandığı takdirde, gecikme tazminatının fiilen teslim, satış veya kira tarihine kadar geçen süre için hesaplanması gerektiği- Yüklenicinin arsa sahiplerine ait bağımsız bölümleri 2010 yılının Mart ayında fiilen teslim ettiği, bir kısmının ise davacılar tarafından satıldığı yönündeki savunmasının üzerinde durularak bu konuda tüm delillerinin toplanıp değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, iskân ruhsatı alınmadığından yüklenicinin teslim olgusunu ispatlayamadığı, arsa sahiplerinin bir süre binada oturmuş olmalarının da teslim anlamına gelmeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Sözleşme geçersiz de olsa taraflar arasında gayrimenkul alımı konusunda akti ilişki bulunması sebebiyle TBK. mad. 146 gereğince zamanaşımının 10 yıl olduğu; davacının kooperatif üyesi olmadığı anlaşıldığından, 1163 s. Kooperatifler Kanunu'nun 2/2. maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı- Tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı davalarda olduğu üzere üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan, diğer anlatımla üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı işlemezse de, davacı ü1ye olmadığından, üyeliğin devamı süresince zamanaşımının işlemeyeceği bazı talepler ile ilgili ilkeden de yararlanamayacağı- Mahkemece, davacının tapu kaydında dahi ''arsa'' niteliğindeki dava konusu yeri sözleşmenin kurulduğu tarihte inceleme ve araştırması halinde tapuya kayıtlı bir yer olduğunu, üyeliğinin sona ermesi nedeniyle Koop. K. mad. 2/2. hükmünden yararlanamayacağını, yani o tarih itibariyle ifanın imkansız olduğunu bilmesi gerektiğinden, geçersiz olan sözleşmeye dayalı terditli istemlerin herbiri yönünden dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK. mad. 146 uyarınca on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Somut olaya dava tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106/II. maddesi gereğince, davacı arsa sahibinin; geriye kalan 3 adet bağımsız bölümün 30.06.2007 tarihinden 03.11.2010 dava tarihine kadar hesaplanacak mahalli piyasa rayiçleri ile aylık kira bedelinden az olmamak üzere gecikme tazminatını da isteyebileceği-
Davacı arsa sahipleri tarafından sözleşme ile kendilerine ait olduğu çekişmesiz olan bağımsız bölümlerin süresinde teslim edilmemeleri nedeniyle gecikme tazminatı talep edilmiş olduğu halde talepten başka bir şeye karar vermek suretiyle, muarazanın giderilmesine ilişkin dava nedeniyle davacılara verilmesi gerektiği tespit edilen 4 adet bağımsız bölüm için tespit edilen gecikme tazminatının hüküm altına alınmasının doğru olmadığı- Asıl davada asli müdahale talep edenin talebine konu bağımsız bölümler davacılara düşen bağımsız bölümlerden farklı olduklarından, asli müdahale talebinin reddi gerekiyor ise de, talebe ilişkin olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Hor kullanma tazminatı, kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkin davada; C.B. sözleşmeyi şirket temsilcisi olarak imzaladığından şirketin kiracı olduğunun kabulü gerekeceği; bu nedenle davalı C.B.hakkında açılan davanın husumetten reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerektiği-
Davacı arsa sahibinin, bağımsız bölümlerin sözleşme hükümlerine aykırı şekilde gecikmeli olarak teslim edildiğini ileri sürerek kira kaybına uğradığı döneme ilişkin olarak gecikme tazminatının tahsilini talep ettiği, bilindiği üzere zamanaşımının kural olarak alacağın muaccel olduğu tarihte başlayacağı, davadaki gecikme tazminatına konu olan alacak da dönem itibariyle en son 13.07.2004 tarihinde muaccel hale geldiğinden zamanaşımının bu tarihten itibaren başlatılmasının gerekeceği, 818 sayılı BK'nın 126/4 maddesi uyarınca ise, mevcut uyuşmazlıkta uygulanacak zamanaşımının beş yıl olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kira tazminatı yönünden yüklenici şirket aleyhine davanın kısmen kabulüne diğer taleplerin ise reddine karar verildiğine göre kira tazminatının muhatabı olmayan davalının yargılama giderleri vekalet ücreti ve harç ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali, mümkün olmazsa tazminat davası-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde davacının temerrüt faizini aşan zararını somut olarak kanıtlayamaması durumunda davanın reddi gerektiği-
Davalı müteahhit şirketten 10.08.2005 tarihli sözleşme ile bir konut satın aldığını, inşaatın taahhüt edilen tarihte bitmediğini, teslim tarihi geçtiği halde henüz daha temelinin atılmadığını beyanla konutun mevcut olması halinde hemen teslimini bu mümkün değil ise de ödenen bedelin iadesi ile geç teslim nedeniyle doğan kira tazminatının davalıdan faiziyle birlikte tahsiline-
Davalı şirket yetkilisi davalı Sait ile aralarında imzalanan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine göre satışı kararlaştırılan daire için 160.000,00 TL ödeyerek sözleşmede kararlaştırılan edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen, taşınmazın dava dışı arsa sahibi adına tapuda tescil edildiğini ileri sürerek öncelikle tapu iptal ve tescil ile sözleşmede kararlaştırılan 20.000,00 TL kira bedelinin, mümkün olmadığı takdirde 160.000,00 TL nin faiziyle birlikte ile davalılardan tahsiline-
Temyiz hakkı, gerekçesi veya sonucu itibariyle o hakka sahip tarafın aleyhine sonuçlar doğuran ve usul hukuku kurallarının temyizine olanak tanıdığı bir kararın verildiği tarihte doğacağından bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu tarihteki hukuksal durum esas alınmalı, karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyorsa ona bağlı kalınmasın gerekeceği-
Mahkemece de bilirkişi raporu doğrultusunda 1500.00 TL kira tazminatının ve 2.825.00 TL gecikme cezasının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, sözleşme ilgili maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, mücbir sebeplerin varlığı halinde teslim süresinin tespitine ilişkin olup, maddenin (c) bendinde de ödenecek gecikme tazminatı tayin edilmiş olduğu ve mahkemece mücbir sebebin varlığı üzerinde durulmadığı, teslim süresinin belirlenmesinde sözleşmenin 11. maddesinin nazara alınması gerekli olup anılan madde de "... A.Ş. tarafından konut teslim tarihinden 45 gün önce alıcıya konutun teslim tarihinde herhangi bir gecikme olacağına dair yazılı bir ihbar yapılmadıkça konut lejantta belirtilen tarihte alıcı tarafından teslim alınacağı" düzenlenmiş ve davacının kendisine yazılı bildirim yapılmadığı bu nedenle sözleşmede ki teslim tarihi esas alınarak zararının hesaplanması talep etmiş olduğu görüldüğünden, davalı yanca sunulan belgede inşaatın yapımı aşamasında yaşanan gecikmeler konusunda açıklamalar var ise de, davalı bu bildirimin davacıya tebliğ edildiğini ispatlayamamış olduğundan, taşınmazın davalı yanca 30.05.2011 tarihinde teslim edilmesi gerektiğinin kabulü ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Sözleşme gereği hiç ya da gereği gibi yerine getirilmediği takdirde aksine kararlaştırma yoksa alacaklının ya edimin ifasını ya da cezai şartın ödenmesini isteyebileceği, ikisini birarada talep edemeyeceği- Hem cezai şart hem de kira tazminatının birlikte talep edilmesinin mümkün olmadığı-
Dava konusu geminin zaman chartereri işletmecisi olan AP Moller Maersk Şirketinin acentesi Maersk D.cilik A.Ş.'nin davalı TCDD İzmir Liman İşletmesi Müdürlüğü ile yapmış olduğu tahmil ve tahliye sözleşmesinden doğan zararının tazminine-
Ek sözleşmenin, asıl sözleşmenin düzenleneceği şekle uygun biçimde yapılmadığından 818 sayılı BK'nın 12. maddesi uyarınca geçersiz olduğu-
Menfi tespit ve istirdat istemi-
Mahkemece alınacak bilirkişi raporu ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerekeceği- Kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu, kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğunun kabul edildiği-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı ayıplı ve eksik iş bedeli, cezai şart, kira tazminatı, değer kaybı ile istirdat istemi-
Davanın açıldığı tarihte davacının elindeki belgelerden davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava belirsiz alacak davası açılamayacağı- Davanın açıldığı tarihte davacının elindeki belgelerden davanın miktarının bilindiği ve bilinen miktar itibariyle uyuşmazlığın çözümü de tüketici hakem heyetinin görev alanına giriyorsa, söz konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak tüketici hakem heyetine başvurmadan tüketici mahkemesinde dava açılamayacağı- Yaklaşık bir yıl on beş günlük kira kaybının davanın açıldığı tarihte davacı tarafından tespiti mümkün olmadığından ve bunun tespiti ancak mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile mümkün olacağından dava dilekçesinde bu alacağın 1.500 TL'lik kısmının talep edildiği gerekçesiyle tüketici hakem heyetinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilemeyeceği- 
Alıcıya ihale edilen taşınmaz bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise, "ihalenin kesinleşmesi üzerine" alıcının, icra dairesine başvurarak üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebileceği- Davacının yer teslimine yönelik bir talebi bulunmadığı gibi taşınmazın işgal edildiğine dair de bir iddiası bulunmadığından, davacının taşınmazı kiraya vermesinde de bir engel olmadığı ve kira kaybına yönelik zararı bulunduğundan da bahsedilemeyeceği- İİK. mad. 5  gereğince, icra memurunun bir kusuru bulunmuyor ise Adalet Bakanlığı’nın da bir sorumluluğunun olmadığının kabul edileceği-
Kefalet süresini takip eden bir ay içinde kira alacağı takibe veya davaya konu edilmediğinden kefil davalının sorumluluğundan söz edilemeyeceği-
Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği; bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan, tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde, olayın özelliğine göre hakimin MK'nın 2. maddesini gözeterek açılan tescil davasını kabul edebileceğinden (İçt. Bir. K. 30.09.1988 T. 2/2) ve Koop. K.'nun mad. 42/6 gereğince; kooperatif defter, belge, genel kurul ve yönetim kurulu kararları toplanıp üzerinde bilirkişi tarafından inceleme yaptırılıp, açıklamalı, denetime elverişli rapor aldırılıp, sonucuna göre tapu iptali ve tescil davası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi- Cezai şart- KDV alacağı ve faiz- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmasının isabetsiz olduğu-
Davacıların toplu konut ve kentsel dönüşüm kapsamında kendi uhdesine düşecek bağımsız bölümlerin makul süre içinde teslim edilmemesi nedeniyle mahrum kaldıkları kira bedelinin tahsilini istediği davada, davacılar ve Belediye arasında düzenlenen muvafakat senedinde teslim süresi kararlaştırılmayıp, teslim süresini belirleme yetkisinin davalıya tanınmasında davalının, bu yetkisini kullanırken, objektif iyiniyet kurallarına uygun davranıp haklı nedenlere dayalı gecikmeler hariç, işin niteliğinin ve büyüklüğünün gerektirdiği imalât süresi içinde tamamlaması gerektiğinden davacının seçimlik haklarından “aynen ifa ve gecikmeden dolayı tazminat” isteminin değerlendirilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tazminat ve alacak davaları-
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı gibi, dava ve taraf ehliyetinin de bulunmadığı, adi ortaklık, iştirak kurallarına tabi olduğu için, davaların, TMK. mad. 702. ve 818 s. BK. mad. 534 gereğince bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerektiği, ancak, tek ortak tarafından davanın açılmış olması halinde, davacıya diğer ortakların davaya katılması veya onaylarının alınıp kendisine temsil yetkisini vermelerini sağlamak üzere uygun süre verilmesi ve taraf teşkili sağlanması durumunda, uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçilebileceği- Davacıların murisi ile davaya muvafakati alınan ortağının oluşturduğu adi ortaklığın, yaptığı imalat tutarı belirlenmiş ve bu tutar asıl davada hüküm altına alınmısa da, mirasçıların ıslah dilekçesi ile murislerinin adi ortaklıktaki 1/2 payı oranında iş bedeli talep etmiş oldukları anlaşıldığından, mahkemece imalat bedelinin 1/2’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
10 yıl süreli kira sözleşmesinde, "kiracının sözleşme süresi boyunca kira sözleşmesini tek taraflı olarak bir ay önceden haber vermek kaydıyla her zaman feshedebileceği" düzenlenmiş olup, ihtarnamenin tebliği ile tahliye edileceği bildirilen tarih arasında en az bir aylık süreye uyulmadığından sözleşmenin ihbar şartına uygun olarak feshedildiğinin kabul edilemeyeceği- Kiralananın usule uygun tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için kiralananın fiilen boşaltılması yeterli olmayıp, anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerektiği- Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği taktirde, kira sözleşmesinden doğan borçlarının kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam edeceği, sözleşmede makul süre “bir ay” olarak kararlaştırılmış olduğundan, kiralananın anahtarları notere tevdii edilmiş ise de, dosyada emanet tutanağının davacılara tebliğ edildiğine ilişkin bir belgeye rastlanmadığından ve mahkemece anahtar teslimine ilişkin emanet tutanağının kiraya verenlerden en erken hangisine tebliğ edildiği saptanarak, bu tarihin teslim tarihi kabul edilerek, varsa bu tarihe kadar kiracının ödenmemiş kira borcundan sorumluluğuna, teslim tarihinden itibaren de sözleşmede kararlaştırılan bir aylık feshi ihbar süresinin yeniden kiraya vermek için gereken makul süre kabul edilerek davalı kiracının bir aylık makul süre kirasından sorumlu tutulması gerektiği- Kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumlu olduğundan, mahkemece bilirkişi raporu ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerektiği-
Yangın sigortasından kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Terditli tapu iptal tescil ve tazminat taleplerine ilişkin somut uyuşmazlıkta; 4077 sayılı TKHK.m.4/4 uyarınca, ayıba ilişkin zamanaşımı sorumluluğunun piyasaya sürüldüğü günden başlayarak 10 yıl sonra zarara ilişkin talep hakkını ortadan kaldıralacağı hükmedileceği- Davalılar arasındaki sözleşmenin feshedildiği ve ifanın imkansızlaştığı … tarihinden itibaren, 10 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağı, Davacının, … tarihli dilekçesiyle, sözleşme bedelini ıslah etmiş olup; bu talebe karşı davalı Belediye ise, ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı itirazında bulunmakla beraber diğer davalıların bu yönde bir itirazının olmadığı- Davalılardan birinin zamanaşımı savunması ileri sürüp, diğerlerinin ileri sürmemesi halinde, teselsül kurallarına dayanarak zamanaşımı defiinde bulunmayanlar ya da süresinden sonra bulunup da bu defileri itiraza uğrayanların zamanaşımı defiinden yararlanmalarına olanak bulunmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesi'nce itiraz hakem heyeti kararının kaldırılarak onun yerine hüküm tesisi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi kapsamında değerlendirilerek mümkün görülmediği gerekçesiyle kanunda belirtilen istinaf sebepleri dışındaki istinaf sebepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak dosyanın sigorta tahkim komisyonuna gönderilmesinin doğru olmadığı-
El atmanın önlenmesi-ecrimisil davasında, davalının davacıya sattığı taşınmazdaki mermer silme ve işleme makinesini ihtara rağmen teslim almadığı, davalının anılan makinede 1/2 hissedar olup davacının kira kaybı zararından payı oranında sorumlu olduğu-
Yargıtay uygulamalarında yöneticinin kat maliklerine karşı sorumluluğu, vekilin sorumlulğu kapsamında değerlendirilmekte olup, vekilin sorumluluğu ve dönemsel edimlere zamanaşımının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlendiği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Taraflar arasında görülen tazminat davası-
Asıl davada tazminat, nama ifa, birleşen 2003/73 E. Sayılı davada tapu iptali ve tescil, 2014/113 E. Sayılı davada tespit, alacak, birleşen 2012/547 E. Sayılı davada tazminat davası-
Davacıların aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti açısından dayandıkları tapu kaydı ile irtibatlarının tespit edilmesi gerekir. Davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunduğunun anlaşılması halinde mahallinde fenni bilirkişi marifetiyle keşif yapılmalı, gürültü nedeniyle maruz kalınan zararın nasıl ve ne şekilde giderilebileceği konusunda gerekçeli rapor alınmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Yüklenicinin, sözleşmede kararlaştırılandan fazla ve daha kaliteli malzeme kullanarak yaptığı işler bedelini, yapılan bu fazla işlerin ve kullanılan kaliteli malzemelerin arsa sahiplerinin menfaatine ve yasal olması, ekonomik değerinin bulunması ve fazla işler ile kaliteli malzemeyi içeren imalatı kendisine isabet eden bağımsız bölümler için de yapmamış olması koşulu ile vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli serbest piyasa rayiç değerleri üzerinden tahsilini talep edebileceği- İnşaatın ortak yerlerinde ya da davacı yükleniciye düşecek bağımsız bölümlerde yapılan bu neviden fazla ve daha kaliteli imalatlar arsa sahiplerinin yararına olduğu gibi, yüklenicinin de yararına olduğunan, her iki tarafın da yararına olan böyle bir kazanımın, fazla iş olarak nitelendirilemeyeceği ve yüklenicinin bunların karşılığını isteyemeyeceği-
Kiralayan tarafından kiracı aleyhine açılan hasar bedeli ve kira kaybından oluşan toplam 12.073,48 TL tazminatın tahsili istemi-
Davacının kira dönemi sona ermeden kiralananı tahliye ettiği, davalının zarar görmesine sebebiyet verdiği, kimse kendi kusuruna dayanarak bundan bir hak talep edemez kuralının hukukun genel ilkelerinden olduğu-
Kendisine konut verilmeyen üyenin konut tahsisi, mümkün olmadığı takdirde konut yerine bedelinin tahsili istemi- Mahkemece, kooperatifler hukuku alanında uzman bilirkişi marifetiyle, davalı kooperatifin tüm defter kayıt, belge, genel kurul ve yönetim kurulu kararları, üye kayıt defterleri ve gerekirse kooperatifin banka kayıtları üzerinde gerekli inceleme ve araştırma yapılarak, kendisine konut tahsis edilen ortakların toplam aidat ödemelerinin tespiti ile tazminat miktarı hesaplanarak ve usuli kazanılmış hak da gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Bir konutun veya taşınmazın ortağa tahsis edilmiş olmasının, kendiliğinden mülkiyet hakkının ona geçmesi sonucunu doğurmayacağı, tahsisin kooperatif ile ortak arasındaki iç ilişki de bir hak bahşedeceği ve koşulları oluştuğu takdirde ancak kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulun­ma hakkı vereceği- Ortağın kooperatife karşı tapu iptal ve tescil isteminde bulunabilmesi için öncelikle talep tarihi itibariyle ortaklığa karşı olan tüm borçlarını yerine getirmiş olması gerekeceği-
Yüklenici tarafından çekilen ihtar 24.03.2007 tarihinde arsa sahibine tebliğ edilmiş olup, 7 günlük sürenin eklenmesi halinde 31.03.2007 tarihi ile söz konusu 4 adet bağımsız bölümün yüklenicilere devredildiği 16.04.2007 tarihleri arasında geçen süre için yükleniciler lehine kira kaybı hesaplanması gerekirken yalnızca bir daire için kira kaybı hesaplanmasının doğru olmadığı-
Sözleşmenin feshi alacak davası-
Satıma konu taşınmazın geç teslimi nedeniyle kira kaybı alacağının tahsili isteği-
Davacının bu talebine konu ayıpların kendi konu­tunda olmaması nedeniyle davacının bir süreye tabi olmadan bu ek­sikliğin giderilmesini istemesi mümkün olup, davacının talebine konu çatıdaki noksan aksamın tamamlanması, çatı kiremitlerinin aktarıl­ması, duvar arkası derenin yapımı ve çinko sıva eteğinin onarılması­na ilişkin masrafların davacı tarafından yapılmış olması halinde bun­ların istenebileceğinin kabulü ile yapılan masrafların denetlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Kiralayan tarafından kiracı aleyhine açılan kira alacağı, kiralananda meydana gelen hor kullanma tazminatı ve erken tahliye nedeniyle yoksun kalınan kira bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın açıldıktan sonra davalı tarafından kira alacağı olarak davacıya ödeme yapıldığı anlaşılıp alacak yargılama sırasında ödendiğinden ödeme miktarı kadar davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre taraflar lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davaya konu alacağın “likit” olması başka bir deyişle gerçek miktarının belli ve belirlenmek için bütün unsurlarının borçlu tarafından bilinebilecek nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekeceği-
Davacı ile davalı arasında dosya arasında mevcut imzalanmış herhangi bir sözleşme bulunmadığı gibi davacının da davalı taraf ile aralarında bir sözleşme bulunduğuna dair herhangi bir iddiasının olmadığı, davacı tarafın bağımsız bölümleri satın aldığı şirket ile davalı arasında yapılmış Kaba İnşaat sözleşmesi gereği davalının üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini ve bağımsız bölümleri eksik ve geç teslim ettiği beyan ederek eldeki davayı açtığı, tapu kayıtlarının incelenmesinde davacının bağımsız bölümleri dava dışı şirketten devraldığı açık olduğundan, davacının taleplerini ancak akidi olduğu şirkete karşı ileri sürebileceği, açıklanan gerekçelerle davanın davalı yönünden husumetten reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davanın konusu alacak davası-
Mahkemenin, davalı-karşı davacı arsa sahiplerinin zamanaşımı def’i dikkate alınarak olayda B.K.126/4. maddesinde belirtilen 5 yıllık zaman aşımı süresinin gerçekleştiğinin kabulü suretiyle davacı-karşı davalı yüklenicinin açtığı ek davanın reddinin ve yine arsa sahiplerinin binanın enkaz bedeline ilişkin taleplerinin incelenip, hesaplattırılarak kabul edilmesi yönündeki kararlarının, bozma ilamına uyularak ve yine bu ilam doğrultusunda oluşturulmuş yeni hüküm niteliğinde olacağı, o halde bu yönlere ilişkin bozmaya uyularak ve bozma doğrultusunda verilen yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil, sözleşmenin feshi, tazminat ve alacak davası-
Tahliye tarihinden sonraki istek, “erken tahliye sebebiyle uğranılan kira kaybı” niteliğinde bulunduğundan, bunun kiracıdan talep edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektireceği-
Islah edilmeyen miktar esas alınarak bu tutar üzerinden depozito bedelinin mahsubu ile kalan kısma karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davalı kiracının basiretli bir tacir gibi davranarak kiralamadan önce yapıldığı iddia edilen ve sözleşmede yapılacağı kararlaştırılan tadilatların imara aykırı olup olmadığını, bu tadilatların ruhsata bağlanıp bağlanamayacağını araştırması gerekirken gerekli araştırmayı yapmayarak ya da sonuçlarını kabul ederek, taşınmazın bulunduğu lokasyonun önemi sebebiyle taşınmazı kiraladığına göre davalının haklı sebeple kiralananı tahliye ettiğinin kabul edilemeyeceği- Kiralanan, haklı bir sebep olmaksızın erken tahliye edildiğine göre kural olarak kiracının, kira dönemi sonuna kadarki kira parasından sorumlu olacağı; ancak TBK. mad 114 ve 52 uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerektiği, kiracının sorumluluğunun, kiralananın kira sözleşmesindeki bedel ve koşullarda yeniden kiraya verilebileceği süre kadar olduğu (TBK. mad. 325)- Mahkemece bilirkişi tarafından eski hale getirme ve yeniden kiraya verme süresi olarak belirlenen 30 günlük kira parasından kiracının sorumlu tutulması gerekirken, kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği; mahkemece davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken "tüketici mahkemesi" sıfatıyla bakılmasının isabetsiz olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatı istemi-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi sonucunda yapılan taşınmazın 2 katlı konut alanında kaldığı ve sözleşmede belirtildiği gibi 4 katlı bina yapılmasının imkansız olduğunu ve yapılan binanın da ruhsatsız ve imara uygun hale getirilmesinin mümkün olmadığının anlaşıldığını bu durumda davalı yüklenicinin edimlerini yerine getirmediği ve akdin feshi şartlarının oluştuğu gerekçesiyle akdin feshinin gerektiği feshedilen sözleşme gereğince kira kaybı talep edilemeyeceği-
Kira mahrumiyetine ilişkin talebin hukuki mahiyeti itibariyle TBK. mad. 125/I uyarınca düzenlenen gecikme tazminatı olduğu ve müspet zarar kapsamında sayılacağı- Sözleşmenin geriye etkili feshini talep eden tarafın, fesihte haklı olsa dahi, sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, müspet zararlarını değil, ancak TBK. mad. 125/3 hükmünde dayanağını bulan menfi zararlarını talep edilebileceği-
Taşınmazın tahliye edildiğine dair tutanak bulunmamakta ise de, davacı kiracı "taşınmazı 21.01.2013 tarihinde tahliye ettiğini" ileri sürmüş, davalı kiraya verende, tespit istemli dilekçesinde, "taşınmazın Ocak 2013 te tahliye edildiğini" beyan etmiş olduğundan, davaya konu taşınmazın 21.01.2013 tarihinde tahliye edildiğinin kabulü gerektiği- Erken tahliyede, zararın, tahliye tarihinden kiralananın aynı koşularla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaretse de, kira sözleşmesinde, "tarafların, erken tahliye halinde otuz günlük kira bedelinin tazminat olarak ödeneceğini" kabul ettikleri görüldüğünden, makul kira bedelinin otuz günle sınırlandırıldığının kabulü gerektiği- Davacı kiracı depozito alacağının tahsiline yönelik takip başlatmış, davalı kiraya veren hasar ve kira kaybı alacağı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş olup, kiralanan taşınmazın yeniden kiraya verilebileceği makul süre kira alacağı ve hasar bedeli yargılama sonucunda belirlenebileceğinden, alacağın likit olduğunun kabul edilemeyeceği ve bu durumda, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, davacılar yönünden boşaltıldığı ve oturulmasının sakıncalı olduğu anlaşılan dairelerin tekrar oturulabilir hale gelmesi için gerekli tadilat süresi (hasarın giderilmesi için gerekli makul süre) bilirkişilere hesaplattırılarak bu süre yönünden talep edilen miktar da gözetilerek kira kaybından dolayı tazminata karar verilmesi gerekeceği-
3. HD. 11.04.2019 T. E: 2021/7075, K: 10193-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan eksik imalât bedeli ile kira tazminatının tahsili; karşı dava ise, tapu iptal tescil ile kâr ve kira kaybı bedeli ile fazla imalât bedelinin tahsili istemi- Yüklenicinin tapu iptali ve tescil isteme hakkının, ödemeyi yaptığı tarihte doğacağı, karşı davada hüküm altına alınan miktarın ödenmesi koşuluyla tapu iptali ve tescile hükmedilmesi, asıl davada davacı-karşı davada davalı arsa sahibinin dava tarihi itibariyle tapuda devir yapmamakta, diğer anlatımla karşı davaya karşı çıkmakta haklı olduğu ve karşı davanın açılmasına sebebiyet vermediği, bu nedenle aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği- Eksik ve ayıpların, kullanımdan mı yoksa imalâttan mı kaynaklandığı hususlarına açıkça yer vermeyen bilirkişi raporları esas alınarak eksik iş bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğu- Eksik ve ayıplı işlerin, ortak alanlarda mı yoksa arsa sahibine ait dairlerde mi olduğu, ortak alanlarda bulunduğunun tespiti halinde davacı arsa sahibinin arsa payı oranında talepte bulunabileceği hususunun ve ayrıca tespit edilen kalemlerin eksik iş mi ayıplı iş mi olduğu ve kullanımdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarının gözetilmesi gerektiği- Sözleşmede belirlenenden farklı marka yapılan kapılar nedeniyle doğan değer farkının eksik iş bedeli olarak kabul edilip hüküm altına alınmasına rağmen, asıl davada davalı yüklenicinin bu dairelerin ikisindeki kapıların kararlaştırılan marka yapıldığı yönündeki savunma ve itirazlarının değerlendirilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve tazminat davası-
Kural olarak, taşınmaz payı temlikini de içerdiğinden kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tek taraflı bildirimle feshedilemeyeceği, ancak taraf iradelerinin birleşmesi halinde akdi ilişkinin sona ereceği- Taraflar arasındaki sözleşme ile ve TBK hükümleri gereğince, yüklenici davacının, menfi zararlarının tazminini isteyebileceği- İş-arsa sahibinin kusuruna dayanılarak sözleşmenin feshi halinde, yüklenicinin "olumlu zarar" kapsamında sayılan kar kaybının, "kesinti yöntemine" göre hesaplanacağı, davacı yüklenicinin ancak "dönme cezasını" alabileceği-
Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan bağımsız bölüm satın alınması halinde TBK m. 184 gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olmasının yeterli olduğu-
Mahkemece yapılan hesaplamada istirdatı gereken miktar belirlenirken davacıdan tahsil edilen miktardan, borçlu olduğu tespit edilen miktara, icra dosya borcu da ilave edilerek (tahsil harcı, icra vekalet ücreti, haciz gideri, satış masrafı, ilan gideri vs) buna göre haksız alınan miktar varsa bu miktar üzerinden istirdatına karar verilmesi gerekeceği-
Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun 553/1.maddesi hükmü uyarınca anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğu kapsamında oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir...
İİK'nun 67. maddesine göre icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması gerekeceği, taraflar arasında belirli bir kira bedeli kararlaştırılmadığı, bilirkişinin rayiçe göre yaptığı hesaplama ve yapılan yargılama sonucunda belirli hale gelen kira alacağının likit nitelikte olduğunun kabul edilemeyeceği, bu itibarla, icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde eserin tesliminden anlaşılması gereken fiili teslim olgusunun belirlenmesi için bunlara ilişkin abonelik belgelerinin ilgili kurumlardan getirtilerek fiili teslim olgusunun araştırılması ve oluşan sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği-
Davacıların murisinin paydaş olduğu parsellerde, davalı yüklenici diğer paydaşlarla sözleşme yapamamış olduğundan, anılan parseller yönünden TMK'nın 692. maddesi uyarınca sözleşmenin geçersiz olduğu-
Erken tahliye halinde, kural olarak, kiracının anahtar teslim tarihine kadar kira bedelinden, anahtar teslim tarihinden itibaren ise kiralananın aynı şartlarda kiraya verileceği makul süre kira bedeli ile sorumlu olduğu- Kira sözleşmesi ile erken tahliye halinde uygulanacak olan makul sürenin kararlaştırılabileceği-
Eserin teslimi sırasında ilk bakışta görülemeyen, muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ya da somut olayda olduğu gibi deprem ve benzeri bir olay nedeniyle ortaya çıkan ayıbın gizli ayıp olduğu, taraflar arasındaki 21.05.1987 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, inşaatla ilgili her türlü yükümlülüğün yükleniciye ait olduğu ve işin anahtar teslimi olarak teslim olunacağı tanzim olunduğu gibi, bilirkişi raporlarında, inşaatın yapıldığı dönemde yürürlükte olan Deprem Yönetmeliğine aykırılıklar barındırdığı, zemin etüdünün yapılmadığı, beton kalitesinin düşük olduğu ve buna benzer noksanlıkların tespit edildiği anlaşıldığından, mahkemece bilirkişilerce hesaplanan güçlendirme masraflarının tamamının yüklenicilerden tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Davalı yüklenici tacir olup, taraflardan biri için ticari sayılan iş diğer taraf için de ticari iş sayılacağından, mahkemece hükmedilen alacağa, avans faizi uygulanması gerektiği-
Sözleşmenin feshi ile tapu iptali ve tescil ve tazminat istemlerine-
Gecikme tazminatında zamaşımı süresinin bağımsız bölümün teslim edilmesi gereken tarihten itibaren başlayacağı- Tacir olan davacı şirket ile davalı arsa sahipleri düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi, hem karşı dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 s. TTK. mad. 12/3 uyarınca ve hem de birleşen dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 s. TTK. mad. 19/2 uyarınca ticari iş niteliğinde olduğundan, davacı yüklenici şirketin avans faizi isteme hakkına sahip olduğu- TBK. mad. 99 uyarınca, ıslah talebi sırasında seçimlik hakkını dava tarihinde geçerli kur üzerinden kullanan davacının, artık bunu değiştirerek ıslah tarihindeki kur üzerinden talepte bulunmasının mümkün olmadığı-
Alacak davası bozma ilamına uyularak-
Tapu iptali ve tescil davasında, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifasını talep eden kimse sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kural olarak kendi borcunu ifa etmedikçe karşı taraftan edimin ifasını isteyemeyeceğinden, yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediğinin belirlenmesi gerekli olup, yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirmesi, arsa sahibinin alacaklı olduğu bedel (tadilat masrafları, kira tazminatı, eksik ve ayıplı iş) olması halinde yüklenciye mahkeme veznesine depo etmesi için süre verilerek depo edilmesi hâlinde birlikte ifa kuralı gereği davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, uyuşmazlık konusu olayda bir kısım eksik ve ayıplı iş bedeli depo edilmiş ise de, sözleşmede ön görülen sürede teslimin yapılmadığı sabit olup, davalı arsa sahibinin teslimin gecikmesinden kaynaklı kira kaybı zararının da belirlenip, davacıya depo ettirilmesi hâlinde birlikte ifa kuralı gereği davanın kabulüne karar verileceği, davalı yanca bir kısım eksik ve ayıplı işlerin davalı arsa sahibince yaptırıldığı ileri sürülmüş olup, mahkemece bu belirlemenin de yapılması ve arsa sahibince yaptırılan eksik ve ayıplı iş tespit edilmiş olması hâlinde bedelinin de yüklenici tarafa ayrıca depo ettirilmesi gerektiği- Mahkemece verilen süreye rağmen kira tazminatı ve var ise arsa sahibince yaptırıldığı belirtilen işler bedeli davacı yüklenici tarafından depo edilmez ise, davanın reddine karar verilmesi gerektiği
8. HD. 26.09.2018 T. E: 13060, K: 16296-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Usuli kazanılmış hak kavramının, usul hukukunun temel prensiplerinden olup, HUMK ve HMK'da bu yönde bir düzenleme bulunmamakla birlikte gerek doktrinde gerek uygulamada kabul edilmiş ve uygulanagelmiş olduğu- Hukukun kaynağı sadece kanun olmayıp, mahkeme içtihatları dahi hukukun kaynaklarından oldukları cihetle, söz konusu usuli müktesep hak için kanunda açık hüküm bulunmaması, onun kabul edilmemesini gerektirmeyeceği- Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmasının zorunlu olduğu- Usuli kazanılmış hak ilkesinin de istisnaları bulunmakta olup bunların; geriye etkili kanun değişikliği, görev kuralına aykırılık, sonradan ortaya çıkan içtihadı birleştirme kararı, hak düşürücü süre, kamu düzeni ve açık maddi hataya düşülmesi halleri olduğu-
HMK'nın 26. maddesine göre hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar vermemesi gerekeceği-
Geç teslim nedeniyle kira kaybından kaynaklanan alacak davası- Islah-
Mahkemece, davacı yandan sözleşmedeki hakları arsa sahibinden temlik alıp almadıkları sorulmalı, varsa bu husustaki temlikname davacılara ibraz ettirilmeli, temlikname ibraz edilemediği takdirde sırf satış nedeniyle sözleşmeye dayanılamayacağından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Yetki ve izin verilmesi davası-
Davacı tarafça, süresinde teslim edilmeyen dairelerden dolayı beş yıllık yoksun kalınan kira kaybı talep edildiği halde, mahkemece HMK'nun 26. maddesi hükmüne aykırı olarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 6. maddesindeki cezai şart üzerinden hüküm kurulmasının yerinde olmayacağı-
Mahkemece asıl davada 2006 yılında ödenmeyen 8-9-10 aylara ait ödenmeyen kira bedelleri olan 86 USD yerine 94 USD yazılmasının doğru olmadığı; bu durumda mahkemece asıl davada 2005 yılına ait eksik ödenen 120 USD, 2006 yılında ödenmeyen 8-9-10 aylara ait ödenmeyen kira bedelleri olan 86 USD yönünden infaza elverişli bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmaz hakkında alınan bilirkişi raporu ile taşınmazda yapı kullanma ruhsatı alınmasını engelleyen aykırı imalatların bulunduğunun belirlendiği, belirlenen projeye aykırılıkların bu kanun uyarınca giderilmesi konusunda taraflarca müracaat yapılıp yapılmamasının önem arzettiği, bu nedenle mahkemece 7143 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca müracaat olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın re'sen bozulması gerektiği-
Davalı yüklenicinin 05.10.2009 tarihinde yapmış olduğunu iddia ettiği, yapı kullanma izin belgesi müracatına ilişkin işlem dosyasının örneği getirtilerek, inşaatın başvurunun yapıldığı tarihte hukuki teslime hazır olup olmadığı, İstanbul 9. İdare Mahkemesince verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının teslim süresine etkisi hususunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira tazminatı istemine ilişkin davada, ifanın gecikmesi halinde kira tazminatı talep edilebilmesi için teslim anında ihtirazı kayıt ileri sürülmesine gerek olmadığı, bu sebeple ihtirazı kayıt olmaksızın geç teslimden ötürü kira tazminatı istenebileceği, ihtirazi kaydın ise, 'ifaya ekli cezai şart'ın sözleşmede yer alması halinde ileri sürülmesi gerekeceği- İşyeri niteliğindeki bağımsız bölümlerin yapı kullanma izin belgesi alınmadan kiraya verilmesinin mümkün olmadığı ve teslimin yapı kullanma izin belgesi alınmasına kadar hukuken gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, aynı zamanda anılan işyeri niteliğindeki bağımsız bölümlerin arsa sahibince haricen kiraya verilmesi halinde de kira tazminatı istenemeyeceği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenici tarafından yapılan dairelerin henüz arsa sahiplerine teslimi gerçekleşmediğinden, zilyetliğin doğal olarak yüklenicide olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumun aksini ise, yüklenicinin ispat edebileceği- Islah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
Kooperatif üyesinin konut karşılığı tazminat alacağının hesaplanma şekli- Tapu iptali tescil mümkün olmazsa daire bedelinin tahsili isteminin konut karşılığı tazminat istemini içerdiğinin kabulü gerekeceği- Mahkemece, davalı kooperatif anasözleşmesinin, devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülüklerinin yeni ortağa geçeceğine ilişkin 17/3. maddesi doğrultusunda, üyeliğini davacıya devreden şahsın ödemeleri dikkate alınarak davacının isteyebileceği tazminat ile ilgili rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, az da olsa yapılmış olan ödeme gözden kaçırılarak hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Eşitlik ilkesi gereği tüm ortaklara konut tesliminin aynı tarihte ve emsal üyelerin ödemeleri nazara alınarak aynı nitelikte yapılması gerektiğinden, kira kaybı isteminin yerinde olup olmadığının bu kapsamda irdelenmesi gerektiği- Davacı gibi kooperatife borcu olan üyelere bağımsız bölümlerinin tahsis edilip edilmediği, eşitlik ilkesinin ihlâl edilip edilmediği araştırıp, kooperatifin diğer üyelerinden davacı ile aynı konumda olup kooperatife borcu olduğu halde dairesini teslim alıp yararlanmaya başlayan üyelerin varlığının tespiti halinde eşitlik ilkesi uyarınca davacının da aynı süre zarfında kira bedeli isteyebileceğinin kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu istem ile ilgili soyut “kira talebinin yerinde olmadığı” gerekçesine dayalı olarak hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Kira alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve alacak istemi-
23. HD. 04.05.2017 T. E: 2015/4303, K: 1331-
Kira alacağı, erken tahliye nedeni ile kira kaybı ve hor kullanma tazminatı istemi-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira bedeli istemine ilişkin davada, davalı yüklenicinin teslimle ilgili savunması üzerinde durularak, dava konusu bağımsız bölümlerin satılıp satılmadığı, kiraya verilip verilmediği, resmi makamlardan elektrik, su ve doğalgaz aboneliklerinin sorulup bağımsız bölümlerin arsa sahibine fiilen teslim edildiği tarihler saptanarak ve ilgili belediyeden kaynaklı bir gecikmenin bulunup bulunmadığı araştırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
15. HD. 18.01.2021 T. E: 2019/3439, K: 85-
Trafik kazası sonucu oluşan araç değer kaybı ile kazanç kaybının tahsili istemi-
Dava; terditli tapu iptal tescil ve tazminat taleplerine ilişkindir...
Trafik kazası sonucu araçta meydana gelen hasar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin açılan davada, kusur oranlarının tespiti için trafik polis memuru bilirkişiden aldırılan 05/11/2012 tarihli rapora göre; davalı şirketin gerekli işaretlemeleri yapmadan yolu trafiğe kapatarak kazaya sebep olduğu anlaşıldığından kazanın oluşumunda %80 oranında, karşı araç sürücüsü ...'nun yolun sağ kenarında bulunan “Dur” işaret levhasını dikkate almayarak yola çıktığından %20 oranında kusurlu, davacıya ait araç sürücüsü ...'nun ise kusursuz olduğunun belirlendiği- Taraf vekillerinin itirazı üzerine İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan kusur uzmanı bilirkişi heyetinden aldırılan 18/03/2013 tarihli raporda da bu görüşe iştirak edilmiş; belirlenen kusur oranları mahkemece kabul görerek hükme esas alındığı- Aynı kazaya ilişkin her iki dosyada kusur konusunda aldırılan bilirkişi raporları tamamıyla birbirinden farklı olup bu farklılık nedeniyle ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi gerektiğinden, eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru olmadığı- Tarafların davaya konu trafik kazasındaki kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'ne gönderilerek tüm dosya kapsamına göre kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporları ve diğer tüm delillerin irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınması ve daha önce alınan raporlar arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak, ihraç kararının iptali davaları-
Davalıya kiralanan 11 ve 12 nolu dairelerin erken tahliye edilmesi nedeniyle yoksun kalınan kira alacağı, mobilyalı kiralanan daire için eşya bedeli ve aidat alacağı istemi-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan maddi zararın tazmini istemi-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Menfi tespit davası-
Davacının 3180,00 TL' nin tahsili için Tüketici Mahkemesi' nde dava açtığı uyuşmazlıkta, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 Sayılı Yasa'nın 68. maddesine göre tüketici olan davacının, bu miktar için zorunlu olarak Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunması gerektiği; mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • kayıt gösteriliyor