Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmanın Devletin kusursuz sorumluluğunda olduğu-
Uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 3116 ve 6831 sayılı kanunlara göre orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek "orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, parselin malik hanesinin bu şekilde doldurulmasına" dair verilen kararın isabetli olduğu- Kadastro tespitine itiraza ilişin davanın kabulü halinde, davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği-
Kesinleşen 2-B alanında kalan taşınmazların hazineye ait yerlerden olduğu, 27.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı yasanın Ek-10.madde hükmü gereğince orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilemeyeceği- Nitelik kaybı sebebiyle orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlardaki kullanım durumlarının belirlenmesi amacıyla yapılan 5831 sayılı yasa ile 3402 sayılı yasaya eklenen Ek-4. madde kapsamında yapılan çalışmalar için yasa koyucu tespitlerin kesinleşmesinden sonra dava açmak için kısıtlayıcı bir süre öngörülmediğinden Kadastro Yasasından kaynaklı çalışmalara ilişkin getirilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin Ek-4 madde gereğince yapılan çalışmalara da uygulanması gerektiği-
5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde karara bağlanan davada hak düşürücü süreden reddedilmişse de, anılan yasa Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğundan ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına gireceğinden, hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğunun kabul edilemeyeceği-
Kamu yararı nedeni ile davalıların tapusunun kıyıda kalan kesiminin iptal edilerek, kayıt dışı bırakılmasında hukuka aykırı bir durum bulunmayıp, davalıların tapu kaydının iptalinden dolayı ancak tazminat talebinde bulunabileceklerinden, öte yandan; çekişme konusu taşınmazın önünde bulunan, mülkiyet sınırı dışında kalan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısma da duvar ve kapı yapmak suretiyle müdahale ettikleri keşfen saptanmak suretiyle elatmanın önlenmesi ve bu kısımdaki muhdesatların yıkımına karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmadığı-
Kamu yararı ile mülkiyet hakkından kısmen veya tamamen yoksun bırakılan kişinin menfaatı arasında makul, kabul edilebilir, hak ve adalet dengesini sağlayacak bir oranın kurulması gerekeceği-
Tapu iptali ve yıkım istekleri-
Mahkemece dava konusu taşınmazın, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-
Davacının hiç haberi olmadan taşınmazının isim benzerliği nedeniyle başka bir kişinin borcu nedeniyle ihale ile satıldığını tahmini olarak, ihale tarihinden iki buçuk yıl sonra öğrendiği anlaşıldığına göre; davacının zararını karşılamak için icra takip hukuku anlamında başvurabileceği bir hukuki yol bulunmadığından ilgili icra memurlarının hem de tapu memurlarının olayda sorumlu olduğunu ileri sürerek tazminat davası açmada hukuka aykırılık bulunmadığı- İcra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği- Davanın hem icra memurlarının sorumluluğuna hem de tapu sicil memurlarının sorumluğuna dayandığı sabit olduğuna göre; husumetin genel bütçe içinde yer alan kamu tüzel kişilerini temsile yetkili olan Maliye Hazinesine yöneltilmesinde hukuka aykırılığın bulunmadığı- Adalet Bakanlığı ve Maliye Hazinesi'nin davacıya karşı (müteselsil tahsil istemi de bulunmadığından) müştereken olarak sorumlu olduğu-
20. HD. 18.06.2019 T. E: 2018/2850, K: 4164-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.