Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihinin, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olduğu, tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesinin, tebliğ memurunun Tebligat Kanunu’nda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlı olduğu, tebligata dair beyanı alınan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmamasının usulsüz olduğu, taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Borçluların ipoteğin teminat ipoteği olduğu, hesap katı ihtarının tebliğ edilmediği ve borç miktarının belirlenmediği itirazlarının, borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre yasal süre içerisinde icra dairesine bildirilmesinin gerekeceği-
12. HD. 10.06.2013 T. E: 15441, K: 21555-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusunun şikâyet mi yoksa itiraz mı olduğu-
Alacaklının kredi veren kuruluş (banka) olmadığı da dikkate alındığında İİK.nun 150/ı ve 68/b maddeleri koşullarının uygulama yerinin bulunmadığı-
Dava konusu alacak banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup likit(bilinebilir, belirlenebilir) olduğundan kabul edilen kısım üzerinden İİK'nın 67/2 maddesi uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Kendi imzasını taşıyan genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak borçluya kullandırılan kredilere kefil davalının, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu- Mahkemece öncelikle davalı kefilin imzasını taşıyan sözleşmelerden doğan bir borç bulunup bulunmadığının belirtilmesi ve daha sonra kefilin durumunun ağırlaştırılıp ağırlaştırılmadığının irdelenmesi yönünden konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp, uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK. nun 150/ı maddesinde yer alan düzenlemenin, banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı-
Bir taşınmazın aile konutu olarak özgülenmesine ilişkin şerh olmasa dahi kimi du­rumlarda tapu maliki olmayan ve bu özgülemeden yararlanan eş kendi rızası dışın­da tapu maliki eşin yaptığı tasarrufların ortadan kaldırılmasını isteyebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.