Borçluların ipoteğin teminat ipoteği olduğu, hesap katı ihtarının tebliğ edilmediği ve borç miktarının belirlenmediği itirazlarının, borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre yasal süre içerisinde icra dairesine bildirilmesinin gerekeceği-
12. HD. 10.06.2013 T. E: 15441, K: 21555-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusunun şikâyet mi yoksa itiraz mı olduğu-
Alacaklının kredi veren kuruluş (banka) olmadığı da dikkate alındığında İİK.nun 150/ı ve 68/b maddeleri koşullarının uygulama yerinin bulunmadığı-
Dava konusu alacak banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup likit(bilinebilir, belirlenebilir) olduğundan kabul edilen kısım üzerinden İİK'nın 67/2 maddesi uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Kendi imzasını taşıyan genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak borçluya kullandırılan kredilere kefil davalının, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu- Mahkemece öncelikle davalı kefilin imzasını taşıyan sözleşmelerden doğan bir borç bulunup bulunmadığının belirtilmesi ve daha sonra kefilin durumunun ağırlaştırılıp ağırlaştırılmadığının irdelenmesi yönünden konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp, uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK. nun 150/ı maddesinde yer alan düzenlemenin, banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı-
Bir taşınmazın aile konutu olarak özgülenmesine ilişkin şerh olmasa dahi kimi du­rumlarda tapu maliki olmayan ve bu özgülemeden yararlanan eş kendi rızası dışın­da tapu maliki eşin yaptığı tasarrufların ortadan kaldırılmasını isteyebileceği-
Alıcıya ihale edilen taşınmaz bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise, "ihalenin kesinleşmesi üzerine" alıcının, icra dairesine başvurarak üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebileceği- Davacının yer teslimine yönelik bir talebi bulunmadığı gibi taşınmazın işgal edildiğine dair de bir iddiası bulunmadığından, davacının taşınmazı kiraya vermesinde de bir engel olmadığı ve kira kaybına yönelik zararı bulunduğundan da bahsedilemeyeceği- İİK. mad. 5  gereğince, icra memurunun bir kusuru bulunmuyor ise Adalet Bakanlığı’nın da bir sorumluluğunun olmadığının kabul edileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.