Taşınmaz maliki üçüncü kişinin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiplerde ‘asıl borçlu’ ile birlikte ‘mecburi dava arkadaşı’ konumunda bulunduğu–
İpoteğin varlığı ve geçerliliğinde ihtilaf olmayıp, alacaklı banka cebri icra marifeti ile satış yaptırmış ve ihale kesinleştiğinden, bu aşamadan sonra genel mahkeme tarafından ihale alıcısı adına tescil edilen tapunun iptaline karar verilmiş olmasının; ihale bedelinin dosyaya iadesini doğurmayacağı, alacaklı bankaya ödenen bu paranın iadesinin yargılamayı gerektireceği, icra müdürlüğünün ihale bedelinin dosyaya iadesi yönündeki muhtıranın iptali yönünde hüküm kurulması gerekeceği-
Konut Kredisi ve Konut Yapım Hesabının Kullanımı Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
Müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davacının diğer kefil olan davalıya karşı sorumluluğun, her bir kefile düşen pay ile sınırlı olacağı-
Sıra cetvelini düzenleme yetkisi, ilk haczi koyan icra dairesine ait olduğu, haczin talimatla uygulanması halinde sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerektiği-
İcra takibinin tarafı olmayan şikayetçinin icra mahkemesine başvurusu, 1.sıradaki icra takibinin dayanağı ipoteklerin limit ipoteği olup, limit aşılarak dosya alacağı belirlenmesinin ve taşınmazın satış bedelinin tamamının sıra cetveli yapılmaksızın dosya alacaklısına ödenmesinin doğru olmayacağı-
Davalı banka ile dava dışı borçlu şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesinin teminatı olarak davacıya ait taşınmazın davalı bankaya ipotek verildiği, kredi borcunun ödenmesi dolayısıyla ipoteğin fek ettirildiği ancak davalı bankaca bir başka şubesince yapılan kredi sözleşmesi nedeni ile davacı hakkında takibe geçildiğinin anlaşılması halinde “davacının tesis ettiği ipoteğin lehtarı dışında bir başka kişinin borcunun teminatı olarak kullanılamayacağından” menfi tesbit davasının kabulüne dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
İİK.nun 150/b maddesi uyarınca muhtıra tebliğ edilen üçüncü kişinin, anılan muhtıraya yönelik olarak icra dairesine yaptığı itiraz sonuç doğurmayacağından, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı bulunmadığı gibi, anılan istemin yasal dayanağının da bulunmadığı-
Taşınmaz rehni çeşitlerinin MK. 850’de -sayılarak- belirtilmiş ol-duğu-
Davalı borçlunun davacı banka ile yapılan sözleşmede kefil olduğu, tacir sıfatını taşımadığı, bu nedenle sözleşmedeki yetki kuralının borçlu hakkında geçersiz olduğu, borçlu tacir sıfatını taşısa idi dahi borçlu ile yapılan yetki sözleşmesinin sözleşmenin tarafı olmayan diğer iki davalı hakkında hüküm doğurmasının düşünülemeyeceği, birden fazla davalının yer aldığı davalarda davanın davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkemede bakılması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.