Tasarrufta bulunan kişinin (murisin), akit tarihinde hukuki ehliyete sahip olup olmadığının tanık beyanları ile değil, doktor raporuyla kanıtlanabileceği -
Hukuki ehliyetsizlik nedenine dayalı tazminat isteği-
Ehliyetsiz olduğu ileri sürülen miras bırakanın vasiyetname tarihine yakın günlerde ve somasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kağıtları ve film grafilerinin eksik­siz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde miras bırakanın fiil ehliyetinin olup olmadı­ğının tespiti için Adli Tıp Kurumu Başkanlığından rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bozma kararının bir bütün teşkil ettiği, bozma nedenlerinin tümü hakkında mahkemece bozmaya uyma veya önceki kararda direnme yolunda bir karar verilmesinin zorunlu olduğu; mahkemenin bozma nedenlerinden bir kısmına direnme, diğerlerine karşı uyma hakkı bulunduğu ancak Özel Daire’ce incelenmeyen ve hukuka uygunluk bakımından denetlenmeyen hususlara ilişkin direnme kararı verilmesinin usulen olanaklı olmadığı-
Tarafların delilleri eksiksiz toplanmak suretiyle tahkikat yapıldıktan sonra, mirasbırakanın işlem ve kadastro tespit tarihleri olan 23.07.1992, 19.08.1994 ve 21.12.1973 tarihlerinde hukuki ehliyeti haiz olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, ehliyetsiz olduğunun tespiti halinde pay oranın iptal tescil isteminin değerlendirilmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı isteğin değerlendirilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının doğru olmadığı- 6100 sayılı HMK'nun 65.maddesi uyarınca asli müdahale talebinde, müdahale dilekçesinin harçlandırılması gerektiği açık olmasına rağmen, somut olayda davaya müdahale talebinde bulunan kişi harç ödenmeden müdahale talebinde bulunduğuna göre müdahale isteğinin usulüne uygun olduğu ve davada taraf sıfatını kazandırdığını söyleyebilme olanağının bulunmadığı-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil, mümkün olmaz ise tenkis isteği-
Davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı- Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç altına girebilme ehliyetinden söz edilemeyeceği- TMK. 9'da, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir, hükmüyle hak elde edebilmesi, borç altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlandığı, TMK. 10, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin olmayı kabul ederek, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır, hükmünü getirdiği- Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmayacağı- Tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar HUMK 286'ya göre bilirkişinin “rey ve mütaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirdiği- Ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kıldığı, TMK. 409 da akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğinin öngörüldüğü- Tarafların delilleri eksiksiz toplanmak suretiyle tahkikat yapıldıktan sonra, miras bırakanın vekaletnamenin düzenlendiği tarihte ve çekişmeli taşınmazların davalı Vakfa yapılan temlik tarihlerinde hukuki ehliyeti haiz olup olmadığı hususunun 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16. maddelerinde öngörülen şekilde Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Dairesinden elde edilecek raporla saptanması, miras bırakanın, vekaletnamenin düzenlendiği tarihte ve çekişmeli taşınmazların davalı Vakfa yapılan temlik tarihlerinde ehliyetsiz olduğunun belirlenmesi halinde bu nedenle davanın reddine, yok eğer, ehliyetli olduğunun belirlenmesi halinde ise, davada dayanılan diğer hukuki sebeplere dayalı isteğin değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile davacıların açtığı ehliyetsizlik ve iradeyi ifsat eden nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteğinin reddine karar verilemeyeceği- 
ZMSS poliçesi gereği dava dışı 3. kişiye ödeme yapan sigortacının, ödediği bedelin kendi sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsili istemi-
Dava dilekçesi içeriğinden davada, ehliyetsizlik hukuki sebebi yanında, muvazaa hukuksal nedenine de dayanıldığı anlaşıldığına göre, hukuki ehliyetin kamu düzeni ile ilgili olması sebebiyle mahkemece kendiliğinden gözetilerek, öncelikle inceleme yapılması gerekeceği-Medeni Kanununun 15. maddesinde ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyiniyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı-
Hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahede kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın 2659 sayılı Yasanın 7 ve 16.maddeleri hükümleri gereğince Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde davacının ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetsiz olduğu belirlendiği takdirde davacı tarafından sunulan feragata ilişkin dilekçenin hükmünün olmadığının gözetilmesi, diğer taraftan vasi tayini ve husumet izni alınması için (T.M.K.'nun 405.maddesi hükmü gereğince) gerekli işlemlerin yapılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise;feragat ile ilgili olarak verilen dilekçenin öncelikle hadise şeklinde bu hususun değerlendirilmesi ve araştırılması; gerçekten davada feragat beyanı içeren dilekçenin hata ve hile ile düzenlendiği saptanırsa iddia ve savunma doğrultusunda araştırılıp incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.