Somut uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa kapsamında bir uyuşmazlık olmadığı, davalı yüklenici tacir olup, arsa sahibi davacının tacir olmadığı, buna göre davanın 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde belirtilen nispi ticari dava olmadığı, aynı maddede TBK'nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından, davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı, buna göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-
Dava konusu olan simsarlık sözleşmesi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kaldığı ve davanın bu sıfatla görülmesi gerektiği halde, mahkemece ara kararla sıfat değişikliği yapılarak Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davanın görülüp karara bağlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalının ödenmemiş işçi alacakları için kendisine vermiş olduğu vekaletname gereğince iş mahkemesinde dava açtığını, avukatlık hizmetini eksiksiz olarak yerine getirdiğini fakat davalının kendisini haksız azlettiğini ileri sürerek vekâlet ücreti alacağına ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL ‘nin davalıdan tahsiline-
Menfi tespit davası-
Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekip Avukatlık Kanunu'na göre hak kazanılan ücretin konu olduğu davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği-
Off shore hesaba yatırılan paranın istirdadı istemi-
Davalı yüklenicinin inşaa ettiği binanın bir bağımsız bölümüne isabet eden arsa payını davacıya sattığı, söz konu bağımsız bölümün mesken niteliğinde olduğu, 6502 sayılı yasada tanımlandığı şekilde davalı/yüklenicinin satıcı, davacı/alıcının da tüketici olduğu anlaşıldığından Tüketici Mahkemesi' nin görevli olduğu-
Davalı mütehhit gibi bir satıcının, üretici konumunda olmayıp gerçek kişi olduğu, Tüketici Kanununda satıcının, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlandığından, davacı tarafın dava konusu bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olmadığı ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin genel bir hukuki işlem olduğunun kabulü gerektiği ve bu itibarla daire satışından kaynaklanan uyuşmazlığın "tüketici" değil, genel mahkemede görülmesi gerektiği-
Emlakçılık yaptığını, davalı S.n'ın dairesinin satışına ilişkin olarak aralarında sözleşme yaptıklarını, bu kapsamda diğer davalı M. ile mülk sahibi davalı S.n'ı buluşturduğunu, ancak davalıların kötü niyetli olarak sözleşmeyi devre dışı bırakarak, satış işlemini yapıp tapu devrini sağladıklarını, sözleşme gereğince tellallık ücretine yönelik olarak başlattığı takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına-
Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 s. Kanun kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerektiği- Ticari şirketin müşaviri olan davalının tüketici sıfatını taşımadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı ve dava da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığından,  vekalet ücretinin ödenmemesinden kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali için açılan davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.