AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI FOKAS/TÜRKİYE DAVASI
766 sayılı Yasa’nın 28/4 maddesine göre, komisyon kararının ilgililere tebliğinin gerektiği, itiraz üzerine tapulama komisyonunca feragat nedeniyle itirazın reddine taşınmazın tespit gibi tesciline kararın ilgililere tebliğine ve 30 günlük itiraz süresinin beklenmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, yapılan kesinleştirme işleminin ve buna ilişkin komisyon kararının yasa hükümlerine aykırı olduğundan hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle davacı yönünden kadastro tespitinin henüz kesinleşmediğinin kabulünün gerekeceği, tapulama tutanağı henüz kesinleşmediğinden hak düşürücü sürenin işlemeye başlamayacağı-
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir...
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile arsa sahibinin belirli arsa paylarının mülkiyetini yükleniciye devir borcu altına girdiği, burada, arsa paylarının mülkiyetinin devrinin, yüklenici tarafından inşa edilecek binadaki belirlenen bağımsız bölümlerin arsa sahibine tesliminin karşılığını ve sebebini teşkil ettiği-
Müdahale isteyen Vakıflar İdaresi vekiline Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Harçlar Kanunu hükümleri gözönünde tutularak (1/4) peşin harcı tamamlanması için kesin süre verilmesi, kesin süreye uyulmaması halinde gerekli karar verilmesi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davalarında tüm mirasçıların davada taraf olması gerektiği ve mirasçılık belgesindeki paylar gözetilerek her paydaşın payının hüküm fıkrasında ayrı ayrı gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Somut olayda, taşınmaz sık aralıklarla el değiştirmiş olup davalı şirket tarafından ödeme belgesi olarak dayanılan dekonttan paranın ilk el olan davalıya niçin ödendiği belirlenemediğinden emlakçılık yapan davalının ceza yargılamasında sanık sıfatıyla alınan beyanında taşınmaz bedeli davalı şirket tarafından tamamen ödenmediği için davacıya ödeme yapmadıklarını ifade ettiği, davalıların beyanlarından birbirlerini tanıdıklarının anlaşıldığı gibi davacı tanığının beyanından da anlaşıldığı üzere davalı şirketin taşınmazı vekili olan alacaklarına mahsuben alma niyeti ile hareket ettiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin de diğer davalılar ile birlikte hareket ederek davacıyı zararlandırdığı, taşınmazı ediniminin iyiniyetli olmadığı, böylelikle TMK'nın 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Davacı tarafın dava konusu taşınmazı 30 senedir ekip biçmediğini beyan ettiği ve yapılan keşif sonrası düzenlenen ziraatçi bilirkişi raporunda da söz konusu taşınmaz üzerinde tarım yapılmadığının belirlendiği görülmekle dava konusu taşınmazı davacının iradi olarak terk ettiğinin anlaşıldığı, hal böyle olunca, davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluşmadığının kabulünün gerekeceği-
Bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Dava konusu gayrimenkule ait tapu senedinin iptaline karar verildiği ve taşınmazın Maliye Hazinesi adına hükmen tescil edildiği, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili sırasında herhangi bir idari işlem gerçekleştirilmediği ve kamulaştırmasız el atma şartlarının bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.