Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile arsa sahibinin belirli arsa paylarının mülkiyetini yükleniciye devir borcu altına girdiği, burada, arsa paylarının mülkiyetinin devrinin, yüklenici tarafından inşa edilecek binadaki belirlenen bağımsız bölümlerin arsa sahibine tesliminin karşılığını ve sebebini teşkil ettiği-
Müdahale isteyen Vakıflar İdaresi vekiline Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Harçlar Kanunu hükümleri gözönünde tutularak (1/4) peşin harcı tamamlanması için kesin süre verilmesi, kesin süreye uyulmaması halinde gerekli karar verilmesi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davalarında tüm mirasçıların davada taraf olması gerektiği ve mirasçılık belgesindeki paylar gözetilerek her paydaşın payının hüküm fıkrasında ayrı ayrı gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Somut olayda, taşınmaz sık aralıklarla el değiştirmiş olup davalı şirket tarafından ödeme belgesi olarak dayanılan dekonttan paranın ilk el olan davalıya niçin ödendiği belirlenemediğinden emlakçılık yapan davalının ceza yargılamasında sanık sıfatıyla alınan beyanında taşınmaz bedeli davalı şirket tarafından tamamen ödenmediği için davacıya ödeme yapmadıklarını ifade ettiği, davalıların beyanlarından birbirlerini tanıdıklarının anlaşıldığı gibi davacı tanığının beyanından da anlaşıldığı üzere davalı şirketin taşınmazı vekili olan alacaklarına mahsuben alma niyeti ile hareket ettiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin de diğer davalılar ile birlikte hareket ederek davacıyı zararlandırdığı, taşınmazı ediniminin iyiniyetli olmadığı, böylelikle TMK'nın 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Davacı tarafın dava konusu taşınmazı 30 senedir ekip biçmediğini beyan ettiği ve yapılan keşif sonrası düzenlenen ziraatçi bilirkişi raporunda da söz konusu taşınmaz üzerinde tarım yapılmadığının belirlendiği görülmekle dava konusu taşınmazı davacının iradi olarak terk ettiğinin anlaşıldığı, hal böyle olunca, davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluşmadığının kabulünün gerekeceği-
Bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Dava konusu gayrimenkule ait tapu senedinin iptaline karar verildiği ve taşınmazın Maliye Hazinesi adına hükmen tescil edildiği, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili sırasında herhangi bir idari işlem gerçekleştirilmediği ve kamulaştırmasız el atma şartlarının bulunmadığı-
Taraflar arasındaki katılma alacağı isteği bakımından davanın çözüm yerinin aile mahkemeleri olduğu, aile mahkemesi olmayan yerlerde ise, asliye hukuk mahkemelerinde davanın "aile mahkemesi" sıfatı ile görülüp karar bağlanması gerekeceği- Davacının diğer isteği ise TBK’nun 19. maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkin olduğundan bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yerinin HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemeler olduğu, görevin kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulacağı, mahkemece her iki davanın birlikte asliye hukuk mahkemesinde görülerek karara bağlanmasının doğru olmadığı- Aile mahkemesince, katkı payı alacağına hükmedilmesi durumunda hükmedilen katkı payı alacağı ile boşanma davasının kesinleşip kesinleşmediği, tenfiz edilip edilmediği de belirlenerek anılan dava sonucu hükmedilen alacaklar gözönüne alınarak, tasarrufların TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olmadığının değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ile boşanma davası ile tazminat ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerektiği-
Vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olacağı ve vekil edeni bağlayacağı; vekilin vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalacağı, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olmaması gerekeceği-
Davalı adına oluşan sicil kaydının hukuki mesnedi ihale olup; bu ihalenin iptal edildiğine ya da iptali için dava açıldığına ilişkin bir iddia bulunmamakta olup, ihale işlemi ayakta olduğu sürece, yapılan tescil işlemi de geçerli olduğundan ve davalı tapuda yapılan resmi senetle taşınmazı kendi adına tescil ettirdikten sonra, Anayasa Mahkemesi tarafından ihalenin düzenlendiği mevzuatın Anayasa’ya aykırılığı belirlenip,ilgili hükümlerinin iptaline karar verilmiş olsa da, verilen bu iptal kararı geçmişe yürümeyeceğinden, davacının tamamlanmış hukuki durumunu da etkileyemeyeceği, bu durumda yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın reddi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.