Dava, baz istasyonunun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesine ilişkin olup dava konusu para ile ölçülebilecek nitelikte olmadığından nispi değil maktu karar harcı alınmasının gerekeceği-
Borçlu ile şikayetçilerin düzenlediği kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak, ilerde koşullar tahakkuk ettiği taktirde, borçlu adına tescili yapılacak yer için haciz konulmasının usulsüz olduğu, şikayetçilerin tapu kaydı maliki olması nedeniyle şikayette hukuki yararlarının bulunduğu-
3. kişinin, borçluya ait bir mal veya hakkın haczedilemeyeceğini ileri sürerek, 89/1 ihbarnamesine dayalı haczin kaldırılması ve ihbarnamenin iptali istemi ile şikayet yapamayacağı-
Tapu Sicil Müdürlüğü'nce gönderilen tapu kaydının incelenmesinden; taşınmazın mülkiyetinin daha önce satış yoluyla davacıya geçtiği, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşmemiş mahkeme kararı bulunduğuna ilişkin açıklamanın yer aldığının anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, dava şartı noksanlığının tamamlanması için davacı tarafa kesin süre verilmek suretiyle imkan tanınmadan davanın usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla çekişmeli taşınmazlar başında, taşınmazlar tek tek gezilmek suretiyle yeniden keşif yapılması ve yapılacak bu keşifte, mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından sorulmak suretiyle taşınmazların kök muristen kalan yerler mi yoksa 3. kişilerden satın alınan yerler mi olduğunun belirlenmesi, terekeye dahil taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığının, paylaşılmış ise bunun ne zaman yapıldığının ve çekişmeli taşınmazların bu paylaşıma konu olup olmadıklarının, çekişmeli taşınmazlarda davacı tarafın payının bulunup bulunmadığının, taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullandıklarının maddi olaylara dayalı olarak mahalli bilirkişiler ve tanıklara açıklattırılması, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılması ve sonrasında toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Kök murise ait olduğu anlaşılan ...... ada ........ parsel sayılı taşınmaz hakkında davacıların hukuki yararları olmadığı gözden kaçırılarak bu taşınmaz hakkında da davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
Şayet çocuk reşit olduğu halde eğitimi devam ediyorsa eğitimi sona erinceye kadar ana ve babanın bakım borcunun devam edeceği, bu durumda çocuğun ana ve babasına karşı yardım nafakası davası açabileceği-
Mahkemece davacının talebine uygun olarak ihale feshedildiğine göre, işbu kararı temyiz etmekte davacının hukuki yararı bulunmadığı gibi temyiz talebinin de kötüniyetle yapıldığı anlaşıldığından HMK.nun 368. maddesi yollamasıyla aynı yasanın 329. maddesi uyarınca kararı temyiz eden davacı vekilinin takdiren 2.500,00 TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Fazla çalışmanın belirlenmesinde ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerektiği- Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde takdiri indirim yapılması gerektiği- Fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilemeyeceği- Fazla çalışmaların yazılı delil yerine tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplanması halinde, işçinin normal mesaisinin üzerine sürekli olarak aynı şekilde fazla çalışması mümkün olmadığından; hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle belirtildiği şekilde çalışamadığı günlerin olması kaçınılmaz olup, bu durumda karineye dayalı makul indirim yapılması gerektiği- Fazla çalışma ücretinden karineye dayalı makul indirime gidilmesi sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği- İzinli günler için fazla mesai hesabı yapılamayacağı-
22. HD. 12.02.2018 T. E: 2017/22967, K: 2752-
Türk Medeni Kanununun 477. maddesi gereğince kayyım atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması nedeni ile kayyımlık kararının kaldırılması istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.