Taşınmazda paydaş olmasına rağmen ortaklığın giderilmesi davası sırasında payını devreden ve bu suretle taşınmazla ilgisi kesilen paydaşın, dava sonunda satış bedelinden herhangi bir pay alamayacak olması karşısında davadaki hukuki yararının da pay satış tarihi itibariyle kalktığının kabulü gerekeceği-
Haczedilmezlik ve istihkak prosedüründen ayrı finansal kiralama konusu malların, haciz veya iflas dışında (takip dışında) bırakılacağı, borçlu kiracı ve finansal kiralama yapan kiralayanın, 3226 sayılı Kanun’un 19. maddesi hükmünden yararlanarak icra ve iflas müdürüne başvurabilecekleri, bu hükümlerin kiralayanın doğrudan istihkak davası açmasına engel olmadığı-
Takip dayanağı ilamda; borçluların müşterek ve müteselsil sorumluluğuna karar verildiğinden ve dosya borcu diğer borçlunun banka hesaplarına konan hacizler nedeniyle ödendiğinden, müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla ödeme yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın iç ilişkide adına ödediği miktarlar için diğer borçlulara rücu hakkının bulunduğu-
Zorunlu trafik sigortasından kaynaklanan sigortacı ve sigortalı arasındaki rücuen tazminat istemine ilişkin davada, zorunlu trafik sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat davalarında sigortacı azami poliçe limitine kadar gerçek zararın tazmininden sorumlu olup, davanın taraflarının ya da hakimin davanın başında gerçek zararı hesap etmesinin mümkün olmadığı; davacının gerçek zararının, tazminat bilirkişi raporu ile belirlenebileceği; bu durumda, davacının kısmi dava açmakta hukuki yararının olduğunun kabulü ile, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava devam ederken kesinleşen icra mahkemesi kararları gereğince dava konusu paranın takip dosyasına ödenmesine sebep olan icra dairesi işlemlerinin iptal edilmiş olup, davanın konusunun kalmadığı ancak davacı tarafın davasında haklı olup, haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesi gerektiği, davanın esası hakkında bir karar verilmediği için icra inkar tazminatına yer olmadığı gerekçesiyle mahkemece asıl ve birleşen dava ile ilgili olarak konuşu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerekeceği-
Miras ortaklığına temsilci atanması isteğine ilişkin açılan davada, davacı ve davalıların M.K.'ın mirasçıları olduğu anlaşıldığı, davacı, mirasçılar Ş. ve M. K.. aleyhine muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescili istemli dava açtığı ve bu davada M.K.'ın terekesini temsil etmek üzere terekeye mümessil tayinini talep ettiği- Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası mirasçılar arasında görülen bir dava olduğundan terekeye temsilci atanmasına gerek bulunmadığından, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı mevcut olmadığı sebebiyle talebin reddine karar verilmesi gerektiği-
22. HD. 24.10.2016 T. E: 29340, K: 23844-
11. HD. 14.12.2016 T. E: 13159, K: 9559-
22. HD. 10.10.2018 T. E: 2017/15213, K: 21676-
İcra mahkemesince “ihtilafın duruşmalı olarak çözümlenmesine, meşruhatlı davetiye çıkarılmasına, dosyanın bilirkişiye tevdiine” karar verildikten sonra bu karar gereği yerine getirilmeden şikayetin sonuçlandırılması halinde borçlunun taraf teşkili sağlanmadan verilmemiş olan bu kararın bozulmasını isteyebileceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.