Keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar davacı tarafın zilyetliğinin 40-50 yıl olduğunu ifade ettiklerine, keşif tarihi itibariyle bu tarihin 1957-1967 yıllarına tekabül etmesine, bu tarihten 25.5.1976 intikal tarihine kadar kazanma için gereken 20 yıllık iktisap süresi dolmadığına göre taşınmazın bu maddeye göre kazanılmasının mümkün olmadığı-
Tasarrufun iptali davasında zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanması, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunması gerektiği- Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gerektiği-
Takip tarihinde ölü olan borçlu hakkında dava (icra takibi) açılamayacağı hk. İçt. Bir. K.–
İşkolu tespitine ilişkin açılan davada, davalı şirkete ait kaç tane işçinin hangi sözleşme kapsamında söz konusu işyerlerinde çalıştığı, bunların hangi işlerde görevlendirildikleri ve fiilen hangi işleri yaptıkları, bu işçilerin birey olarak birden fazla işi yapması durumunda zamanlarının ne kadarını hangi işte geçirdikleri, ağırlıklı olarak hangi işleri yaptıkları, bu işçilerin yaptıkları işlerde hastane ya da sağlık merkezi personeli çalışıp çalışmadığı, sözleşme kapsamında çalışan işçilerden kaçının sağlık iş koluna giren işleri kaçının veri kayıt ve kontrol işletmenliği, temizlik işlerini yaptıkları araştırılmadan ve tartışılıp değerlendirilmeden buna bağlı olarak da işyeri ya da işyerlerinde yapılan ağırlıklı iş yeterince açıklığa kavuşturulmadan karar verilemeyeceği-
Ticari taksi sahibi ile aracı kullanan şoför arasındaki ilişkinin, "iş sözleşmesi" veya "hasılat kirası" olduğu durumlar- Taksi şoförünün, araç sahibine her gün düzenli olarak yaptığı ödemeden geride kalanın kazanç olduğu bir ilişkide ekonomik riski taşıyanın şoför olduğu ve bu durumda taksi şoförü ile araç sahibine arasındaki ilişkinin iş ilişkisi olmayıp kira akdine dayandığı ve uyuşmazlığın iş mahkemelerinin görevi kapsamında olmadığı-
Takipte taraf ehliyetine ilişkin şikayetin icra hukuk mahkemesince incelenmesinin gerekeceği-
Borçlunun itiraz dilekçesinde davalı olarak gösterilen kişinin icra dosyasında alacaklı olarak gözüken şirketin temsilcisi olduğu, icra dosyasında alacaklının adı geçen şirket olduğu, bu durumda, incelemeye konu takip dosyasında alacaklı tarafın belli olduğu ve yanlışlıkla temsilcisinin davacı gösterilmesi maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı bulunmadığından, alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yaparak bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesinde sayılan durumlar dışında apartman yöneticisinin aktif ve pasif husumet ehliyeti bulunmadığı–
Dava şartı noksanlığının, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, davanın usulden reddedilemeyeceği- Somut olayda davacı erkeğin yargılama devam ederken ölümü üzerine önceki eşinden olan çocuğunun mirasçısı olarak Türk Medeni Kanunu’nun kendisine tanıdığı "sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespitine" yönelik olarak davaya devam edebilme hakkını kullanarak davayı sürdürebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.