Mirasın en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddi halinde, miras bırakanın son ikametgahı sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre terekenin tasfiye edileceği-
Davalı devralan, 3.kişi konumunda olup İİK'nın 283/2.maddesi gereğince devrolunan taşınmazın değeri nispetinde tüm mal varlıkları ile tazminattan sorumlu olup başka bir ifadeyle takip konusu alacak miktarından sorumlu olmadığından, ihtiyati haciz karar tarihi itibariyle, henüz taşınmazın devir tarihindeki rayiç değeri belirlenmediğinden, mahkemece İİK'nın 281/2. maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararının dava değeri üzerinden yatırılan teminata kaydırılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Kaldı ki tarafların yargılama süresi içerisinde taşınmazın devir tarihindeki değer tespitine göre teminata ve ihtiyati hacze yönelik talepte bulunabilecekleri-
7. HD. 06.11.2024 T. E: 3231, K: 4934
Mirasbırakanın gerçek irade ve amacının mirastan mal kaçırmak olduğu, bir başka ifadeyle temliklerin muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
İtirazın iptali-
Muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olmasının, yani muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşımasının gerekeceği, takip işlemlerinin hızlandırılmasının, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulmasının, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar olmadığı-
İstihkak davasının mal üzerindeki cebri icranın caiz olup olmadığının belirlenmesi amacına yönelmiş bir dava olarak ortaya çıkması ve İİK. nun 97/18 maddesi uyarınca süratle ve diğer davalardan önce karara bağlanmasının gerekmesi birlikte değerlendirildiğinde, takip dayanağı belge ile ilgili olarak görülmekte olan sahtecilik davasının bekletici mesele yapılmasının gerekmediğinin kabulü gerekeceği, öte yandan,dava konusu haczin borçlunun işçisinin huzurunda yapıldığının, bu hacizden önce ......... tarihinde yapılan haciz esnasında borçlunun hazır olduğunun anlaşıldığı, bu koşullarda İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği-
Yüklenici davalılarla arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuş oysa yargılama sırasında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarından dava tarihinde inşaatta halen noksan ve ayıplı işler bulunduğu ve yapı kullanma izin belgesinin alınmadığı saptanmış mahkemece belirlenen eksik ve kusurlu işbedelinin yükleniciden tahsili koşulu ile tescil kararı verilmiş ve yapı kullanma izni de yargılama sırasında alınmış olduğundan davalı taraf davaya karşı çıkmakta haklı olup dava açılmasına da sebep olmamış olduğundan davalılar aleyhine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
22. HD. 16.10.2018 T. E: 8284, K: 22240-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.