Kanunda öngörülen ayrık durumlar dışında taşınırlar, ancak zilyetliğin alacaklıya devri suretiyle rehnedilebilir.
Rehnedende tasarrufta bulunma yetkisi olmasa bile, rehin konusu taşınıra iyiniyetle zilyet olan kimse, zilyetlik hükümlerine göre edinimi korunduğu ölçüde rehin hakkı kazanır. Üçüncü kişilerin önceki zilyetlikten doğan hakları saklıdır.
Taşınır, fiilen yalnız rehnedenin hâkimiyetinde kaldığı sürece rehin hakkı doğmaz.
1- Alacaklının zilyedliği:
EMK. 853 - «Kanunen muayyen istisnalar haricinde bir menkul; ancak teslimi meşrut şekilde rehin edilebilir. Bir menkulü hüsnüniyetle rehin olarak kabul eden kimse, o menkul üzerinde ruhinin tasarruf hakkı bulunmasa da rehin hakkını iktisap eder. Şu kadar ki, üçüncü şahısların mukaddem zilyetlikten mütevellit hakları mahfuzdur. Râhin, merhunu fiilen ve hasren kendi yedinde bulundurdukça, mürtehin için rehin hakkı sabit olmaz.»