Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesinin olanak dışı olduğu- Öğreti ve uygulamada 'taleple bağlılık' olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanacağı-
HMK'nun 397/2. maddesi gereğince; ihtiyati tedbir kararının etkisi, aksi belirtilmediği takdirde, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam ettiği- Somut olayda, 'iflasın ertelenmesi davasının reddine' ilişkin karar kesinleşmediğinden, ihtiyati tedbir kararının da devam edeceği- O halde mahkemece, iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı kapsamında borçlu şirketin şikayetinin kabulü ile 'hacizlerin kaldırılmasına' karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile 'istemin reddi yönünde' hüküm tesisi isabetsiz olduğu-
Mahkemece, davacı tarafın talebi üzerine kesinleşen mahkeme ilamının bir sureti ilgili banka şubesine gönderilmek suretiyle infazının sağlanmasının bildirildiği, anılan yazıya istinaden banka tarafından gönderilen cevabi yazıda hesapta ........ TL olduğu belirtilerek, savcılık blokesine rağmen ödeme yapılıp yapılmayacağı hususunda mahkemeden muvafakat istendiği, mahkemece, savcılık tedbiri ayrı bir hukuki anlam taşıdığından anılan tedbir hakkında mahkemelerince bir tasarrufta bulunulması söz konusu olamayacağı gibi, her bir tedbirin ayrı ayrı uygulanması ve değerlendirilmesi gerekeceğinden bahisle sadece mahkeme tedbiri ile ilgili işlem yapılmasının bildirildiğinin anlaşılması karşısında, 6100 sayılı HMK’nın 397. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının etkisinin, aksi belirtilmediği takdirde, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği de nazara alınarak, ........ Cumhuriyet Başsavcılığı’nca bloke konulan .......... TL’nin dışında kalan miktar yönünden ..........Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ........ E-.......... K. sayılı kesinleşmiş mahkeme ilamı uyarınca kabul kararı verilmesi gerekeceği-
Yerel mahkemece ihtiyati tedbir kararının HMK’nun 209. maddesi kapsamında verildiği, menfi tespit davasının reddine ilişkin hükümde, HMK'nun 397/2. maddesi kapsamında ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin bir hususun belirtilmediğinin anlaşıldığı, yerel mahkemece HMK’nun 209. maddesi belirtildiği için “mahkememizce bu konuda karar verilinceye kadar” şeklindeki ibareden, hükmün kesinleşmesine kadar senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağının anlaşılması gerektiği-
İcra İflas Kanunu, icra ve iflas takip işlemlerinde öncelikle uygulanması gereken kanun olmakla birlikte, somut olaya İcra İflas Kanunu'nda uygulanacak hüküm bulunmaması halinde ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun uygulanması gerekeceği-İcra Hukuk Mahkemesi'nin, İİK'nun 170/2. maddesine göre  geçici durdurma kararı verilen hallerde, mahkemece nihai kararda, bu kararın kaldırılmasına veya takibin devamına karar verilmesi gerekeceği, aksi halde İcra Hukuk Mahkemesi'nce, İİK'nun 170/2. maddesine göre verilen durma kararının, HMK'nun 397/2. maddesi uyarınca nihai karar kesinleşinceye kadar devam edeceği-
Mahkemece iflasa karar verilmesi halinde, ihtiyati tedbirlerin de kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, zira iflas hali ihtiyati tedbirle sağlanan korumadan daha farklı koruma sağlamakta olduğu ve aksi halde iflas idaresinin işlemleri içinde sorunlar çıkabilmekte olduğu-
İcra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için verilen ihtiyati tedbir kararı, menfi tespit davasının reddine karar verilmesi üzerine İİK'nun 72/4. maddesi hükmü uyarınca kendiliğinden sona erdiğinden ve dolayısıyla alacaklı takip dosyasındaki paranın kendisine ödenmesini isteyebileceğinden icra müdürlüğünce söz konusu talebin reddi yönündeki işlem tesisinin yasaya uygun olduğunu söyleyebilme olanağının olmadığı-
Mahkemenin menfi tespit davasının reddi kararında davanın reddi kararının kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbirin devamına karar veremeyeceği- İİK'nun 72/4 maddesinin mutlak nitelikte olup, menfi tespit davasında karar veren mahkemece bu kanun hükmü bertaraf edilecek şekilde yorum yapılmasının mümkün olamayacağı- İİK'nun 72/4. maddesi uyarınca menfi tespit davasının reddi ile takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkmış olduğundan, şikayete konu icra müdürlüğünce borçlular hakkında haciz işlemleri yapılması kararında usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmadığı-
Mahkemece verilen karar ile tedbirin taraflar arasında geçerli olmasına karar verilmiş olup bu durumda davada taraf olmayan davaya müdahil olan takip alacaklısının takibi devam ettirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığının kabulünün gerekeceği-
Mahkemece alınan ve icra ettirilen ihtiyati tedbir kararından sonra süresinde dava açılmamış olması nedeniyle tedbirin haksız olduğu kabul edilerek davacılara maddi zararlarını ve illiyet bağını ispat imkanı tanınmalı ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor