Evin aidiyeti konusunda tapu kütüğüne şerh verilmesi mümkün değil ise de beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmesinin mümkün olduğu-
Malikin istemi üzerine bir taşınmazın eklentilerinin tapu kütüğündeki beyanlar sütununa yazılacağı ve bu kaydın terkininin, kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlı olacağı-
Davacının malik olduğu taşınmazın genel yola bağlantısı bulunmadığından mutlak geçit ihtiyacı içerisinde olduğu açıktır. Kanal-servis yolunun kullanılmasında sakınca olup olmadığı dava dışı DSİ’den sorulup saptanmalı, olumlu yanıt verilirse davacının fiilen zeminde kullanabileceği yolunun bulunması nedeniyle dava şimdiki gibi reddedilmeli, aksi halde mutlak geçit ihtiyacında olan davacı parselinin, başka alternatifler üzerinde durularak geçit ihtiyacı karşılanmalıdır. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ve araştırmayla yazılı olduğu şekilde hüküm tesisinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davacılara ait binada ruhsat ve eklerine aykırı yapılaşma nedeniyle verilen yıkım kararının tapu kaydına işlendiği, amacın, fiili durumu alenileştirme ve üçüncü kişileri korumaya yönelik olduğu- İmar Kanunu’nun 32 ve 42. maddeleri uyarınca alınan Encümen Kararlarının tapu kaydının beyanlar sütununda gösterilmesinin yasal düzenlemelere ve beyanların fonksiyonuna aykırılık oluşturmayacağı-
Kadastro çalışması yapılan taşınmazlarda, tutanakların askıya çıkarıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde kadastro mahkemesinde açılan davalarda veya bu süre içinde dava açılmamış tutanak kesinleşmişse, Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan öncesi nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davada muhdesatın arzdan ayrı olarak beyanlar hanesine yazılmasının istenebileceği-
Taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir şerhi işlendikten sonra taşınmazın haczi nedeniyle tapu kaydına konulan haciz şerhinin mülkiyetin tedbir kararı lehine olan kişiye geçmesinin ve hacze konu alacağın da önceki malike ait bulunması halinde haciz şerhinin terkininin gerekeceği, somut olayda, davalı Belediye’nin 6183 sayılı Yasa’ya dayanarak yaptığı takibin dayanağının taşınmaza ait emlak vergi borcu olduğu, davacının da borcun doğduğu tarihte taşınmazın paydaşlarından diğer bir anlatımla icra takibinin borçlularından olduğu, bu nedenle de haciz şerhinin terkini olanağının bulunmadığı, mahkemece Konak Belediyesi adına açılan davanın reddinin gerekeceği-
Arazi sahibinin muhdesat bedelini hak sahibine ödemek üzere mahkemeden terkin talebinde bulunabileceği-
Gerek Türk Medeni Kanununun 1012. maddesi ve gerekse Tapu Sicil Tüzüğü'nün 60. maddesi hükümleri karşısında, mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir şerhin (belirtmenin) kütüğün beyanlar sütununda gösterilmesi olanağı olmadığı-
Mevzuatta tapu siciline yazılabileceği düzenlenmeyen, mülkiyet hakkının kullanılmasına eylemli ve hukuken engel olan bir belirtmenin beyanlar hanesinde gösterilmesinin yolsuz olduğu-
Davacıya ait taşınmazdaki "Devri yapılamaz, ipotek, haciz, irtifak hakkı, rehin, teminat ve sair mülkiyeti kısıtlayıcı hak ve şerh tesis edilemez" şeklindeki belirtme de buradaki hukuki durumu alenileştirme ve üçüncü kişileri koruma amacına yönelik olup, kamu düzenini koruma amaçlı bu hususun beyanlar sütununda gösterilmesinin yasal düzenlemelere ve beyanların fonksiyonuna aykırılık oluşturmayacağı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor