Zilyetlik tespiti ve zilyetlik şerhi verilmesi mümkün bulunmadığından, davacının dava konusu Hazine adına kayıtlı taşınmazda zilyetlik tespiti ve beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açılmasında hukuki yararı bulunmadığı-
Davacı tarafın payına isabet eden bedel mahsup edilmeksizin yargılama gideri ve vekalet ücreti hesap edilmesi ve hesap edilen bu miktarların da, tapudaki pay oranları/ miras payları gözönünde bulundurulmaksızın davalılardan alınmasına karar verilmesinin hatalı olduğu- Her beyanın tapu kütüğünün beyanlar sütununda gösterebilmesinin mümkün olmadığı- Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtmenin kütüğün beyanlar sütununda gösterilemeyeceği- Taşınmazda bulunan ağaçların davacı tarafından dikilip yetiştirildiği hususun tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine imkanı veren yasal düzenleme bulunmadığından, mahkemece, tespit hükmü verilmekle yetinilmesi gerekirken, bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu- 
Yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nun 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetin söz konusu olması halinde ise miras payları gözönünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekeceği- Tapunun beyanlar sütununa tescil imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymadığından, tespit olunan muhdesatların tapunun beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda, muhdesatdan, bir arazi üzerinde arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekeceği, muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamayacağı ve muhdesat sahibinin hakkının sadece şahsi bir hak olduğu- Mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Olay, tapunun beyanlar sütununa tescile imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymadığından, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı ve bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerektiği-
Geçit hakkı tesisine ilişkin davalarda aleyhine geçit kurulacak taşınmazların zorunluluk olmadıkça bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerektiği- Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği-
Davacının dava konusu parsel üzerindeki ağaçlar yönünden tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gibi bu hususun tapu kütüğüne şerh verilmesi imkanının da mevcut olmadığı da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekiği-
Taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususların tüzükle belirleneceği, özel kanun hükümlerinin saklı olduğu, Tapu Sicili Tüzüğü'nün 60. maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarasının belirtilerek yazılacağı, mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtmenin kütüğün beyanlar sütununda gösterilemeyeceği-
Taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenmesi gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor