5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde karara bağlanan davada hak düşürücü süreden reddedilmişse de, anılan yasa Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğundan ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına gireceğinden, hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğunun kabul edilemeyeceği-
İmar uygulaması iptal edilmiş ve sicilin illetini teşkil eden idari işlem ortadan kalkmış olduğuna göre, T.M.K.'nun 1025’inci maddesi uyarınca sicilin yolsuz tescil durumuna düşmesi nedeniyle önceki kayıt malikinin mülkiyet hakkına dayanarak eldeki davayı açmada hukuksal yararı bulunduğu-
Tapu iptali ve terkin isteğine ilişkin davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Çekişme konusu taşınmazın davalılar adına tescilinin dayanağı olan hak sahipliğine ilişkin idari karar, idarece alınan yeni bir karar ile iptal edildiğine, başka bir ifadeyle davalılar adına tahsis işlemi iptal edildiğine ve bu iptal kararı kesinleştiğine göre, artık tescilin dayanağı ortadan kalktığından, davalılar adına mevcut kaydın, yolsuz tescil durumunda bulunduğu-
Çekişmeli yerin 3194 sayılı Yasa'nın 17 ve 2644 sayılı Yasa'nın 21. maddesi hükmü uyarınca kapanan yoldan ihdasen S. Belediyesi adına sicil kaydının oluşması nedeniyle taşınmazın öncesinde davacı Hazine'nin bir hakkı bulunmadığına göre, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Birleşen davada davacının feragat sözleşmesine dayalı iptal ve tescil isteğinin reddine ve asıl davada işin esasına girilerek davacının çapa dayalı elatmasının önlenmesi ve ecrimisil isteğinin HUMK.nun 74. maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak nizalı olan payları aşmayacak şekilde dava dilekçesinde açıkladığı pay miktarı ve usul hükümleri gözönüne alınarak iddia ve savunmalar çerçevesinde değerlendirilerek davalıların elattıkları taşınmazlar bakımından kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-