Mahkemece, bozmaya uyularak karar verilmiş ise de, 6102 sayılı Kanun'un 778 inci maddesi atfıyla somut olaya uygulanması gereken 687 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun" düzenlemesine yer verilmiş olup, davacıların senedin bedelsizliğine yönelik iddiaları asıl borçluya ait şahsi def'i niteliğinde olduğundan bedelsizliğe yönelik def'inin hamil olan davalıya karşı ileri sürülemeyeceği-
Uyuşmazlığın, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olduğu- Haciz ihbarnamesinin dava dışı X Şirketine 26.06.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça tebliğden itibaren 7 günlük süre içerisinde haciz ihbarnamesine itiraz edilmediği, eldeki davanın ise tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre dolduktan sonra 01.07.2016 tarihinde açıldığı, buna göre anılan Kanun maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşmenin eki niteliğindeki idari şartnamede yükleniciye fiyat farkı verileceğinin ve fiyat farkı hesabı formülünün düzenlendiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu formüle göre yapılan hesaplar gereğince davacıların hak ettiği fiyat farkının hesaplandığı-
Uyuşmazlık, yurt dışı internet kota aşımı nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura bedeli nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir...
Dava konusu senetteki imzanın, borçlusunun elinin mahsulü olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda yer alan [kuvvetle muhtemel borçlunun eli ürünü olduğu] sözcüklerinin anlamı-
Bölge Adliye Mahkemesince kurulan nihai hükümde, İlk Derece Mahkemesince benimsenen kanaat doğrultusunda ceza dosyası kapsamında alınmış Adli Tıp Kurumu imza inceleme raporunun yeterli bulunduğu ve hükmün bu doğrultuda kurulduğu, ancak dosya kapsamından da anlaşıldığı gibi ................ Asliye Ceza Mahkemesi'nin .................... sayılı kararı henüz tüm sanıklar için kesinleşmemiş olup, mahkemece bizatihi imza incelemesi de yapılmadığı gözetilerek Borçlar Kanunu'nun 74 üncü maddesi gereğince bu kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerekeceği-
Bononun teminat senedi olduğunu ispat yükünün davacıya ait olduğu - Senedin miktarı itibariyle de HMK'nın 200 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu iddianın yazılı delille ispatının gerekeceği - Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesin bir mahkûmiyet kararı olmadığından, ortada ceza hukuku anlamında kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü bulunmadığından, TBK 74 üncü maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlamayacağı-
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış sözleşmesine konu taşınmazda geçit hakkı tesisi bakımından taşınmazın yolunun açılması ve imar çağının alınması ile ilgili yapılacak işlerin karşılığı olarak verildiği iddia edilen çekler nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı hususundadır...
6098 sayılı Kanun'un 37 . maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamayacağı- 6098 sayılı Kanun'un 38 . maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılmasının zorunlu olduğu- Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabileceği- İptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı olmadığı- 6098 sayılı Kanun'un 39. maddesi uyarınca, korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme, karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabileceği-
İtiraz edilmeden kesinleşen iflas yoluyla takipten sonra açılan menfi tespit davasının bekletici sorun yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı, depo emrine konu borç miktarını tespit eden bilirkişi raporunun denetimi elverişliği olduğu ve karar tehiri icra talepli olarak temyiz edilmediğinden, depo edilen tutarın davacı tarafa ödenmesinin yasaya uygun olduğu-