Senet hâmili ile senet lehdarının aynı holdinge bağlı şirket olmalarının, hâmilin kötüniyetli sayılmasına yeterli olmadığı–
Ahlâk ve adaba aykırı işlemler için tanık dinlenebileceğinden davacı-borçlunun «metres hayatı yaşamak üzere senetleri imzaladığını» tanık dinleterek isbat edebileceği–
Keşide tarihi, dava konusu bonoların tanzim tarihinden sonra olan çeklerle yapılan ödemelerin bonolardaki borca mahsuben yapıldığının -aksi yazılı belge ile kanıtlanmadıkça- kabul edilemeyeceği–
Teminat mektubu veren bankanın, lehdara (borçluya) ait def’ileri, muhataba karşı ileri süremeyeceği (olumsuz tesbit davası açamayacağı)–
Malen kaydını taşıyan senet bedelinin «borçluya nakit olarak verilmiş olduğu»nun alacaklının defterlerinde kayıtlı olması halinde, senedin tâlil edilmiş sayılacağı ve borçluya nakit verildiği hususunun alacaklı tarafından isbatı gerekeceği–
«Davacı-borçlunun yaptığı ödemenin başka bir taşınmaz satışı ile ilgili olduğunu» belirten davalı-alacaklının, bu ikinci taşınmaz satı-şının varlığını yazılı delil ile isbat etmesi gerekeceği–
Delillerin toplanmasından çok sonra, olumsuz tesbit davasının kabul edilmesi halinde, davalı yararına tam (nisbi) vekalet ücretine hükmedileceği (Av. Üc. Tar. mad. 6)–
Davada «delil» olarak dayanılan yazılı belgelerin «zorla alındığı» iddiasıyla yapılan şikâyet üzerine ceza mahkemesinde açılan davanın sonucunun, olumsuz tesbit davasına bakan mahkemece «bekletici mesele» sayılması gerekeceği–
İcra takibinden sonra açılan olumsuz tesbit davası sırasında, borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durmuş olması halinde, davacı-borçlu lehine davayı sonuçlandıran mahkemenin, ayrıca davacı-borçlu yararına -% 40’dan (şimdi; %20'den) az olmamak üzere- haksız takip tazminatına hükmedemeyeceği–
Senedin «»hatır senedi» olduğuna ilişkin iddianın, senedin bu durumunu bilmeden ciro yoluyla senedi devralan hâmile karşı da ileri sürülemeyeceği–