Dava konusu senedin «teminat senedi» olduğunun anlaşılması halinde, «ne kadar alacaklı olduğunu» davalı-alacaklının ispat etmesi gerekeceği-
Borçlunun ihtiyati haciz sırasındaki ikrarının hukuki niteliği ve bağlayıcılığı–
«Tahsil cirosu» ile senedi elinde bulunduran banka aleyhine, borçlu tarafından olumsuz tesbit davası açılamayacağı–
«Çek» ‘borç senedi’ olmayıp, ‘ödeme aracı’ olduğundan, «çek karşılığı satılan malların davacı borçluya teslim edilmiş olduğu»nun davalı alacaklı tarafından isbat edilmesi gerekeceği–
Mahkemece İİK. 72/III gereğince «icra takibinin tedbir yoluyla durdurulmasına» dair karar verilemeyeceği (Tedbirin; varsa «icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi» şeklinde verilmesi gerekeceği)–
«Malen» kaydını taşıyan bir bonoya karşı borçlu tarafından «senet karşılığı mal teslim edilmediği» iddiası ile açılan olumsuz tesbit davasında, isbat yükünün davacı-borçluya düşeceği ve davacı-borçlunun «kendisine malın teslim edilmediğini» ancak yazılı delil ile -ve karşı tarafın ticari defter kayıtları ile veya karşı tarafa yemin teklifinde bulunarak- isbat edebileceği–
İİK. 72/IV ve V uyarınca, olumsuz tespit davası sonucunda verilen ilamlara kesinleşmeden infaz olunamayacağından, ilamın -tazminat, yargılama giderleri, vekalet ücreti gibi- eklentilerinin de ilamın kesinleşmesi ile muaccel hale geleceği, bu tarihten itibaren bunlar için faiz istenebileceği ve icraya konulabileceği–
Ana kural, her iki tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması olduğundan, davacının «götürü usulde vergi mükellefi olduğunu, bu nedenle ticari defter tutmadığını» bildirmesi halinde, sadece davalının defter kayıtlarına dayanılarak karar verilemeyeceği– 6102 sayılı yeni TTK.'ndan önceki dönemde "ticari defterlerle ispat" konusunda yapılmış olan aşağıdaki açıklamalar, yeni TTK.'ya önceki (6762 sayılı) TTK.'nun 82 vd. maddelerinde yer almamışsa da, aynı konu yeni 6100 sayılı HMK.'nun "ticari defterlerin ibrazı ve delil olması" başlıklı 222. maddesinde yeniden düzenlenmiş olduğundan, bu yeni düzenlemede yürürlükten kalkmış olan önceki 6762 sayılı TTK.nun 83. maddesinde bulunan "tamamlayıcı yemin"e yer verilmemiş bulunduğundan; bundan böyle ticari defterlere ilşkin önceki açıklama ve içtihatlar HMK. nun 222. maddesi çerçevesinde -"tamamlayıcı yemin"e başvurulmaksızın- geçerliliğini sürdürecektir.
Bedelsizlik iddiasının tanıkla isbat edilemeyeceği–
Geri alma davası sonucunda, geri alınmasına karar verilen miktar için -davacı tarafından istemde bulunulmuş olması halinde- «ödeme tarihinden itibaren»mi, «temerrüdün oluştuğu tarihten itibaren»mi davacı yararına faize hükmedilmesi gerekeceği?–