Çekteki cirosu çizilmiş bulunan cirantanın, bu çekten dolayı bir ciranta olarak sorumlu tutulamayacağı–
Kambiyo senedinin tarafından hem lehtar hem hâmil aleyhine -kişisel def’ilere dayanılarak- açılan olumsuz tesbit davasında önce «senedin karşılıksız olduğu»nun lehtara karşı -kesin delillerle- isbat edilmesi, daha sonra da davalı hâmilin «kötüniyetli olduğu»nun -gerekirse tanık dinletilerek- isbat edilmesi gerekeceği–
İİK 72/son hükmünün «özel» ve «mutlak yetki» kuralı olduğu- olumsuz tespit (ve geri alma) davalarının mutlaka «icra takibinin yapıldığı yerde» veya «davalının ikametgahının bulunduğu yerde» açılabileceği (bu gibi yerler dışında «yetki sözleşmesinde belirtilen yerde», «haksız fiilin yapıldığı yerde «hata», «hile»nin, «ikrah»ın, «sahtelik»in yapıldığı yerde açılamayacağı gibi, yetkili mahkemenin HUMK. 10’a (şimdi; HMK. 10'a), BK. 73’e (şimdi; TBK. mad. 89) göre de belirlenemeyeceği)- İİK. 72/son hükmünün, icra takibinden önce ya da sonra açılan tüm olumsuz tespit (ve geri alma) davalarını kapsadığı–
Dava konusu bononun tanzim tarihine yakın olan tarihlerde, resmi mercilerce düzenlenmiş veya resmi mercilere verilmiş evrak üzerindeki imza ve yazılardan yeterli miktarda getirilerek, bunlar üzerinde grafologlara inceleme yaptırılması gerekeceği–
Tacir olan davalı-alacaklının ticari defterlerinde lehdarı bulunduğu (ya da kendisine ciro edilmiş olan) bonoların kayıtlı olmamasının, bunların geçerliliğini etkilemeyeceği– 6102 sayılı yeni TTK.'ndan önceki dönemde "ticari defterlerle ispat" konusunda yapılmış olan aşağıdaki açıklamalar, yeni TTK.'ya önceki (6762 sayılı) TTK.'nun 82 vd. maddelerinde yer almamışsa da, aynı konu yeni 6100 sayılı HMK.'nun "ticari defterlerin ibrazı ve delil olması" başlıklı 222. maddesinde yeniden düzenlenmiş olduğundan, bu yeni düzenlemede yürürlükten kalkmış olan önceki 6762 sayılı TTK.nun 83. maddesinde bulunan "tamamlayıcı yemin"e yer verilmemiş bulunduğundan; bundan böyle ticari defterlere ilşkin önceki açıklama ve içtihatlar HMK. nun 222. maddesi çerçevesinde -"tamamlayıcı yemin"e başvurulmaksızın- geçerliliğini sürdürecektir.
«Davacının yanında sekreter olarak çalışan davalının, başka bir amaçla kullanılması için kendisine bırakılan imzalı ve diğer kısımları boş olan çekleri iade etmeyip TL bedelden doldurup bankaya ibraz ettiği»nin davacı tarafından uygun delillerle ispatı gerekeceği–
Hukukumuzda «sözleşmeye bağlılık ilkesi»nin yanında «sözleşme serbestisi ilkesi»nin de kabul edilmiş olduğu, bu ilkelere göre kişilerin özel hukuk alanında özel ve tüzel kişilerle olan ilişkilerini, varolan hukuk düzeni içinde kalmak koşuluyla diledikleri gibi düzenlemek, diledikleri konuda, diledikleri ile diledikleri tipte sözleşme yapmak hak ve özgürlüğüne sahip oldukları, «sözleşmeye bağlılık ilkesi»nin hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden biri olduğu, kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyarlama davalarında mahkemece krediler konusunda uzman ve üniversitenin ekonomi, bankacılık ve ticaret hukuku arabilim dallarında görevli öğretim üyelerinden oluşacak bilirkişi kurulundan mütalâa alınması gerekeceği–
«Bedeli malen alınmıştır kaydını taşıyan bir bono karşılığında gönderilmesi gereken malların gönderilmediğini» iddia eden davacı-borçlunun «malları teslim almadığını, bononun avans olarak düzenlendiğini» kanıtlaması gerektiği–
Dava konusu bononun hamil tarafından protesto ettirilmemiş olması halinde, hamilin lehdarı takip edemeyeceği–
Çekin bir ödeme vasıtası olduğu (yani mevcut bir borcun sona erdirilmesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekeceği) ancak çek keşidecisinin bu karinenin aksini (yani; çeklerin teslim edilecek mallar için avans olarak verildiğini) isbat edebileceği–