Olayda edimler arasında açık nispetsizlik bulunduğu ve bu durumun bankanın müzayaka halinden faydalanmak suretiyle oluşturulduğu, taraflar arasındaki fahiş ve ahlaka da uygun düşmeyencek faiz oranlarını öngören ve BK.’ nun 19. maddesine aykırı olan faiz sözleşmesi çerçevesinde işlem yapılmasını istemenin yüksek Hukuk Genel Kurulunun 07.02.2007 tarih, 2007/63-52 sayılı kararında da belirtildiği gibi; MK.’ nun 2. maddesine de uygun düşmeyeceği anlaşıldığından, “davanın kabulü” gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Vade farkı alacağından kaynaklanan istirdat davasında, faturadan önce düzenlenen tek bir vade farkı faturasının davacı şirketçe ödenmesinin vade farkı hususunda teamül oluşturmak açısından yeterli sayılamayacağı-
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair Kanununu 4/1. maddesi, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununu üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabına göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin aile mahkemesinde bakılması gerekeceği-
20. HD. 04.06.2007 T. E: 5916, K: 7295-
Menfi tesbit davası- Davalı-alackalı döviz cinsinden olan alacağını TL'na çevirerek talepte bulunduğuna göre, öncelikle icra takiplerine konu olan bonoların ödeme vadelerinden itibaren icra takip tarihlerine kadar olan döviz cinsinden işlemiş faiz miktarının ne kadar olduğu hususunda gerekirse bilirkişiden rapor alınması, işlemiş faizi ile birlikte ana alacağın icra takip tarihlerindeki TL karşılıkları tesbit edilmesi ve icra takip tarihinden itibaren de TL cinsinden ana alacağa icra takip talepnamelerinde yazılı faiz oranlarını geçmemek üzere yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiği-
Çek bir ödeme vasıtası olup, “bu amaç dışında başka bir amaçla verildiğini” davacı borçlunun ispat etmesi gerekeceği-
506 sayılı Yasa'nın 80/7.maddesinde kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkili olacağı, 6183 sayılı Yasa'nın 58/1.maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edebileceği; bu 7 günlük itiraz süresi hak düşürücü süre olup süreyi geçiren borçlunan artık menfi tesbit, istirdat gibi aynı konuda hiçbir mahkemede dava açmasının mümkün olmayacağı-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “taşınmaz üzerindeki ipoteğin bir borca karşılık olmayıp, teminat olarak konulduğu, ipotekle ilgili önceki malikin ödenmeyen borcunun bulunduğu iddia ve ispat edilemediğinden, MK.’ nun 883. maddesi uyarınca davalı tarafça kaldırılması gereken ipoteğin fekki masrafının ve çekilmesi zorunlu olmayan ihtarname giderinin davacıdan istenemeyeceği” gerekçesiyle “davanın kabulüne” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Dava konusu bonoda “malen” kaydı bulunmaktadır. Bu kayıt malın teslim edildiğini gösterir. Davacı “senedin kendisine teslim edilecek mal karşılığında düzenlendiğini ancak mal tesliminin gerçekleşmediğini” iddia etmektedir. O halde davacının, bu yöndeki iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerekeceği-
İstirdat davasının borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde açılması gerekmekte olup, paranın icra dairesince alacaklıya ödendiği günün bir yıllık istirdat davası açma süresinin başlaması bakımından önem taşımadığı-