İ.İ.K.nun 72/5 inci maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı ( borçlu ) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı ( borçlu ) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu bonolarda, lehtar tarafından gerçekleştirilen ilk cironun iptal edildiği (silindiği) görülmüştür. TTK.’ nun 598/1. maddesi uyarınca çizilmiş cirolar, yazılmamış hükmündedir. Düzgün ciro silsilesinden söz edilmesi için ilk cironun lehtar tarafından yapılması gerekmektedir. Dava konusu senetlerin arkalarında lehtar tarafından yapılmış başkaca bir ciroya da rastlanılmamıştır. Bu durumda mahkemece davaya konu edilen bonolarda ciro silsilesinde kopukluk olduğu ve bu nedenle davalının yetkili hamil olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Senedin malen kaydıyla düzenlendiği, davacının malların teslim edilmediği ve takip alacaklısının kötü niyetli olduğu hususlarını ispatlayamadığı, davacının yemin teklif hakkını da kullanmadığı hallerde davanın reddinin gerekeceği-
İhtiyati tedbir kararı alınıp uygulandığında İİK’nun 72/4.maddesi uyarınca davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Davaların birleştiği mahkemede yapılan yargılama sonucunda, davacının menfi tespit talebi ile birlikte ipoteğin kaldırılması talebinde bulunduğu, “HUMK.’nun 13. maddesi uyarınca taşınmazın aynına ilişkin davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği” nedeniyle “menfi tespit ve ipoteğin fekki davasının itirazın iptali davasından tefrik edilerek bu dava yönünden yetkili mahkemenin taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olması” gerekçesiyle “dava dilekçesinin yetki yönünden reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Çek keşidecisi olan borçlu, kıymetli evrakın ziyaı nedeniyle iptal kararını alan kişiye çek bedelini ödemesi halinde, kendisi borçtan kurtulur mu?
Davanın İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davası olup, bu davada yetkili mahkemenin ya takibin yapıldığı yer ya da alacaklının ikametgahı mahkemesi olduğu, davacının bu nedenle seçimlik hakka sahip olduğu somut olayda hem takibin yapıldığı yerin, hem de davalının ikametgahının Balıkesir olması nedeni ile M. K. Paşa Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın yetkili mahkemede açılmaması nedeniyle reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz eden fakat elinde İ.İ.K. 169/2. maddesinde yazılı resmi belge bulunmayan borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu-
Takibin iptali nedeniyle menfi tespit davası konusuz kalsa bile mahkemece dava tarihi itibariyle haklılık durumu üzerinde durularak vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin gerekeceği-